“Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına…”

Öyle buyurdu, büyük usta Hüseyin Nihal Atsız.

Siyaseti; sığ ve sakin sularda yüzüp, gündelik tüketilecek boş-beleş laflar üretmek zannedenden ne ‘Lider’ olur, ne de ‘dava adamı’

Vatan uğruna kan verip şehit olarak ‘Milliyetçi’ sıfatı kazanılır; lakin şehit kanları üzerinde tepinerek, milletin temiz duygularını istismar edenlerin ‘Kızılelması’ olmaz.

Kimdir ‘Lider’ sıfatını hak eden?

Lider dediğin…

Zor kararlar zamanı geldiğinde, “Seçmenim ne der? Partililerim ne der? Yol arkadaşlarım ne der? Devleti yönetenler nasıl karşılar? Şahsî çıkarıma uyar mı? Filanca ülkeyi ürkütür müyüm?” gibi soruların ardına saklanmaz.

Lider dediğin…

Devletinin ve milletinin bekası ve selameti uğruna, inancından taviz vermez; Mete Han gibi, gerektiğinde babasına dahi baş kaldırır.

Lider dediğin…

Davasından vazgeçmesi için Mekke’nin ‘en’leri kendisine teklif edildiğinde gevşemez; Hazreti Muhammet gibi, “Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseniz, yine davamdan dönmem!...” tavrını koyarak, bir insanın başına gelebilecek her türlü sıkıntı, zulüm, eziyet, yokluk ve acıya katlanır ve ona ‘Kâinatın Efendisi’ diye seslenilir.

ONLAR Kİ, ‘LİDER’DİR

Lider dediğin…

Kendisinin 4 katı orduyla karşılaştığında, gölün alt yanından sıvışmaya kalkışmaz; Sultan Alparslan gibi, kefenini giyer, “Sevenlerim peşimden gelsin!...” diye hücum eder.

Lider dediğin…

Devleti ve milleti uğruna, gerektiğinde amca-kardeş dinlemez; Osman Gazi gibi, bozgunculuk yapanın boğazına saplar okunu.

Lider dediğin…

Zor kararları alamayanı, babası bile olsa dinlemez; Yavuz Sultan Selim gibi, Kızılelma’ya gidemeyecek olandan çekip alır sultanlığı.

Lider dediğin…

Paşaları, vezirleri, sadrazamı dahi umudu kırarken; Fatih Sultan Mehmet gibi, “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni!...” tavizsizliğiyle hedefe koşar.

Lider dediğin…

Devletinin yıkılmasına mani olmak uğruna, tüm ihanetler karşısında yutkunur; Sultan Abdülhamit Han gibi, cebine harçlık koyarak Avrupalara tahsile gönderdiklerinin, Türk Devleti’ne tuzak kuran emperyalistlerin dümen suyuna girip, kendisine ‘Kızıl Sultan’ iftirası atmaları karşısında bile merhameti elden bırakmaz; kardeşi kardeşe kırdırmamak uğruna tahtını kaybetmeye razı olur.

MUSTAFA KEMAL’İ ‘ATATÜRK’ YAPAN

Lider dediğin…

Vatan elden giderken, sırtındaki ‘Paşa’ üniformasının rahatlığını ve keyfini sürmeye, memleket işgalcileriyle ‘vur patlasın çal oynasına’ tamah etmez; Gazi Mustafa Kemal gibi, tüm sıfatlarını geride bırakarak, kendisini sine-i millete emanet eder ve ‘Atatürk’ olur.

Lider dediğin…

Emperyalistlerle aynı kazana kaşık sallayıp, Türkiye’yi ‘yönetmek’ yerine ‘idare etmek’ kurnazlığıyla, bindiği atın sırtında ne kadar uzun süre kalabileceğinin hesabına girmez; Recep Tayyip Erdoğan gibi, gerektiğinde devletin ve milletin bekası uğruna baldıran zehiri içmeyi göze alır.

Lider dediğin…

Ülkesine ihanet edenlerce önüne konulan ‘Başbakanlık’ yemini yemez; Dr. Devlet Bahçeli gibi, teklif edilen zirve makamı elinin tersiyle iter, devletin kaderini milletin emanetine teslim eder.

‘SİSTEM’İN KÖLELERİ

Lider dediğin…

Memleketin en büyük şehrinin rızkını ‘Sistem’ dediği kanalizasyon çukuruna akıtıp, şahsî iktidar hırsını ‘müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit ederek’ ‘Baş’ olmaya heveslenmez; mal ve iktidar yamyamlığına soyunmaz. (Buraya ‘örnek’ olarak kimi görüyorsanız, onu yazınız.)

Lider dediğin…

Siyasetle olan ilişkisini ‘zenginleşme’ arzusuna yaslamaz; tam tersine, atadan gelen şahsî mal varlığını davası uğrunda harcar. Tıpkı Hazreti Hatice, Hazreti Ebubekir ve daha nice iman yolcusu gibi…

Gider Hacıbektaş’ta kendi helal parasıyla arsa alır; bu milletin Can’ları için ‘Horasan Erenleri’ mekânı inşa ettirir.

İçinde belki bir gece bile sefa süremeyeceğini bile bile, sırf vatanın her köşesinin Türk Milletine ait olduğunun somut bir işareti olması gayesiyle; Ahlat’ta, Van Gölü’nün kıyısında, kendi parasıyla arsa alır, oraya ‘Devlet Bahçeli Konağı’ yaptırır.

İşte, lider dediğin…

Devletin bekası ve Türk Milletinin selameti, huzuru uğruna, daha düne kadar silahlı-silahsız her türlü mücadeleyi yürüttüğü ve nihayetinde bileğini büktüğü düşmanla masaya oturur, gereken neyse onu yapar.

Sakin ve sığ sularda ‘siyaset’ yapılır; fakat ‘Devlet Adamı’ olunmaz.

MİLLİYETÇİLİĞİN UCUZ HÂLİ

Çok değil, birkaç sene önce, emperyalistlerin göstere göstere kurdurduğu ihanet masalarına 6’lı-7’li kurulup; masanın altındaki hainlerin varlığından da haberdar olduğu halde; İstanbul’un rızkından çalınmış mükellef sofralarda tıkınıp, akabinde hiç de hak edilmemiş vekillikler kapıp, sonrasında vatanın selameti uğruna düşmanla masaya oturma vakti geldiğinde ucuz milliyetçiliğe soyunanların ‘Kızılelması’ olmaz.

‘Teröristin ayağına gitmezler’miş…

‘Teröristle masaya oturmazlar’mış…

Bre gafiller!...

Daha dün, teröristin en koyularıyla yarı gizli yarı açık pazarlıklar yapıp; ‘kent uzlaşısı’ maskesiyle, emperyalist yamyamların koruyup kollaması altında Türk Devleti’ne çökmeye kalktınız.

Duvara dayanıp da masadan pırttığınız zamandaki ‘yiğitliğiniz’ ise 36 saat bile sürmedi; sizi o ihanet masasına oturtan irade, kulağınızdan tuttuğu gibi tekrar yerinize iteledi.

Peki, o demlerde sizin ‘ultra milliyetçiliğiniz’ neredeydi?

Peşinden sürüklendiğiniz ‘hanımefendi’, ettiği zehir zemberek lafları, daha gökkubedeki yankısı dinmeden yalayıp yuttuğunda, hiç ulusal onur diye bir şey aklınıza geldi mi?

Atsız usta, ne güzel buyurmuş:

“Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz…”

BİLGE LİDER ODUR Kİ…

Evet…

Lider dediğin…

Gündemi, yatkınına sıvazlamaya tenezzül etmez.

Ucuz siyasete yatmaz.

Gündelik politikanın kolay icaplarına meyletmez.

Yol üzerindeki tehlike ve risklere, ‘ortada kuyu var yandan geç’ muamelesi yapmaz.

Siyaset yapıyormuş gibi görünüp, ayağında top çevirmez.

Vatanın, milletin ve devletin yüce menfaatleri uğruna; tıpkı Dr. Devlet Bahçeli gibi, ‘gerekiyorsa tek başına’ gider, İmralı’daki Teröristbaşının karşısına oturur, gözlerinin içine bakarak söyler, tüm diyeceklerini.

Gerektiğinde, mahallesinde bile taşlanmayı göze alamayan, değil lider, ‘Genel Başkan’ bile etmez; en fazla ‘Koltuk Emanetçisi’ eder…

Kolayına ‘Bilge Lider’ olunmuyor…

Cml Cargo Eurovizyon Banners Yatay Iceri