Türk Devleti’nin; egemenliği uluslararası kabul görmüş 200’e yakın ülkenin 80 kadarıyla olan diplomatik ilişkilerini değerlendirmeye çalışıyoruz. Haliyle konu uzadı.

Okurların sabrını çok fazla zorlamamak adına; bugün, iyi ilişki içinde bulunduğumuz veya sorunsuz olduğumuz bazı devletleri kısaca özetlemeye çalışacağım. Bir sonraki yazıda, ‘bizimle mercimeği taşlı’ olanları ele alacağım.

Son yıllarda Afrika ülkeleriyle ilişkilerimiz zirve yapmış durumda. TunusCezayirFasSomaliSudanEtiyopyaNijerNijeryaÇadKamerunSenegalGüney Afrika CumhuriyetiMoritanyaMaliDemokratik Kongo CumhuriyetiBeninTanzanyaAngolaZambiya ve Namibya başta olmak üzere, Afrika ülkeleriyle bir sorunumuz yok. Mısır’la olan vaziyetimizi daha önce ele almıştık.

ASKERÎ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ

Somali’de büyük bir askerî üssümüz bulunuyor. Burada, 2017’den beri Somali Silahlı Kuvvetleri’nin subay ve astsubaylarına eğitim veriyoruz.

Ayrıca, 2024’te imzaladığımız anlaşmayla, Somali sahillerinin güvenliği, 10 yıl boyunca Türk Donanması’na emanet edildi. Türkiye; Somali ile olan ‘Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması’ kapsamında, bu ülkenin denizlerinde ve karalarında petrol ve gaz aramaya başladı.

Somali ile Etiyopya arasındaki savaş riski taşıyan anlaşmazlıklar, Aralık 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her iki ülkenin liderini bir araya getirmesiyle tatlıya bağlandı. Ruanda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasındaki ihtilaf için de Türkiye’nin devreye girmesi talep ediliyor.

Sudan’la Osmanlı dönemimizden beri var olan ilişkilerimiz, bugün daha üst bir seviyeye ulaşmış durumda. Her ne kadar bu ülkede Batılı emperyalistlerin körüklediği siyasî istikrarsızlıklar hızımızı kesse de 2017’de yapılan anlaşmayla, Sudan’ın Kızıldeniz’deki Sevakin Adası, 99 yıllığına Türkiye’nin kullanımına tahsis edildi.

KOVULAN SÖMÜRGENLER

Tarihî derin bağlarımızın bulunduğu Libya ile olan ilişkimiz, tüm şer güçlere rağmen fevkalade bir düzeyde sürüyor.

Batılı emperyalistlerin, isyancı General Halife Hafter’i kullanarak, ‘çökmeye’ çalıştığı Libya, meşru hükümetin arkasında duran Türkiye sayesinde işgalden kurtuldu. Türkiye ile Libya arasında imzalanan ‘Deniz Yetki Alanları Anlaşması’ ise, her iki ülkenin Akdeniz’deki menfaatlerini en geniş koruma altına aldı.

Türkiye, 2003’ten itibaren Afrika’daki elçilik sayısını 4 kat artırdı. Bugün 54 Afrika ülkesinden 44’ünde Türk Büyükelçiliği bulunuyor. Türk Hava Yolları42 Afrika ülkesinde 62 noktaya tarifeli uçuşlar gerçekleştiriyor.

Sözün burasında, ABD’nin, Afrika’daki bazı büyükelçiliklerini kapattığını hatırlatalım. Fransa’nın Afrika’daki bazı eski sömürgelerinden tekme-tokat kovulduğunu da…

GÜNEY AMERİKA’NIN MAZLUMLARI

Türk Devleti’nin, uluslararası adalet, hak ve hukuk bağlamında iş birliği içinde olduğu ülkeler arasında, bazı Güney Amerika ülkeleri de yer alıyor.

ABD ve diğer Batılıların, doğal kaynaklarına çökmek için, darbeler dâhil her yolu denediği VenezuelaBrezilyaMeksikaŞiliUruguay ve Arjantin başta olmak üzere birçok Güney Amerika ülkesi, Türkiye ile dostane ilişkilerini her geçen yıl geliştiriyor.

Lula da Silva ve Nicolas Maduro gibi isimler, bizim ‘sol olmayan solcularımızı’ pek ilgilendirmese de herhalde Türk Milleti için çok şey ifade ediyor.

Diğer taraftan, Avrupa ülkelerinden bazılarının yönetimleri, en azından dönemsel olarak insaf çerçevesinde hareket edebiliyor.

SORUNSUZLAR

Bu ülkelerden; İspanyaPortekizİtalyaİrlandaPolonyaFinlandiyaNorveçBelarusLitvanyaLetonya ve Estonya gibiler, Türkiye’ye karşı hasmane tavırdan uzak duruyor.

Yine DanimarkaHollandaİsviçre ve Belçika gibi Avrupa ülkeleri de geçmişteki hasmane tavırlarına rağmen, içinde bulunduğumuz dönemde Türkiye ile sorun yaşamamak için gayret gösteriyor.

İngiltere, bildiğimiz sinsi ve saman altından su yürüten siyasetini sürdürmekle birlikte, Türkiye ile sıcak bir mücadeleye girmekten itina ile kaçınıyor. İngiltere’nin Avrupa’nın diğer ülkeleriyle olan ihtilafları da, Türkiye ile en azından görünürde fazlaca sorun yaşamasını engelliyor.

İngiliz Milletler Topluluğu’nun önemli bir bileşeni olan Kanada, başındaki basiretsiz yöneticilerin isabetsiz tutumları sebebiyle, Türkiye ile olan ilişkilerin gelişmesine engel oldu. Bilhassa savunma sanayisinde kullandığımız bazı parçaların satışına getirdiği yasaklar, sonuçta Kanada’yı pişman etse de, Türkiye açısından ‘mal sahibi yapan kötü komşu’ kıymetinde oldu. ABD Başkanı Donald Trump’ın, ‘Kanada’yı 51. eyalet yapma’ çıkışını da ekleyelim.

MAYIN TARLASINA SÜRÜLENLER

Avusturya ve İsveç gibi bazı ‘buçuk ülkeler’, Türkiye ile olan ilişkilerinde, Almanya-Fransa bloğunun menfaatleri uğruna, bir anlamda kendilerini feda eder duruma düştüler.

Türk Devleti’nin, 1709’daki Poltava Savaşı’nda Rusya’nın elinden kurtardığı İsveç Kralı Şarl ve maiyetindeki askerler, ülkemizde yıllarca ‘zorunlu misafir’ olmuştu.

Bu uzun ve gereksiz misafirliği yüzünden ‘Demirbaş’ lakabını taktığımız İsveç Kralı Şarl, ülkesine dönse de bize olan, büyük meblağlara ulaşmış borcunu ödemedi.

Demirbaş Şarl’ın günümüzdeki halefleri de fırsat buldukça, kendilerine geçmişte ekmek vermiş olan Türkiye’nin paçalarına saldırmaktan geri durmuyor.

PKK terör örgütü başta olmak üzere, bilumum Türkiye ve Türk düşmanlarına yardım ve yataklık etmesi yüzünden Türk Devleti, İsveç’i epeyce gezelettikten sonra NATO üyeliğini onayladı.

Avusturya gibi ‘etkisiz eleman’ mesabesindeki ülkelerin Türkiye karşıtı duruş ve çıkışlarını, bu küçük ülkenin Alman kimliğinin yanı sıra, adından dolayı kendisini ‘Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun varisi sanması’ gibi özlemli gerekçelere bağlayabiliriz.

Bir sonraki yazımızda; komşu olan veya olmayan fakat Türkiye ile sürekli sorun yaşama hevesinde olan ülkeleri ele alarak, bu yazı serisini noktalama niyetindeyiz.