Başlıktan ‘Atatürk düşmanlığı’ devşirmeye heveslenen varsa, orada bir dursun. Bizden Atatürk düşmanı çıkmaz. Anlatalım, neden ‘bu Anıtkabir’ yıkılmalı…
Türk Milleti, en az 5 bin yıllık, köklü bir medeniyet tarihine sahiptir. Anadolu ve Rumeli’de yeryüzüne kondurduğumuz binlerce mimarî eser içinden, sayısız ‘şaheserler’ çıkar.
Geride bırakıp geldiğimiz Atayurtlarımızı dahi, dünya mimarisinin yüz akı eserlerle donatmışız. Yani ‘Türk Kültürü’, bozkırdaki göçer çadırlarından ibaret değildir. Evet, göçerliğimiz de övüncümüzdür; fakat bütünümüzü ifade etmeye yetmez.
Moğolistan bozkırından Kazakistan steplerine… Karakum Çölü’nden Hindistan’a kadar, Asya’nın büyük bir bölümünde, kurduğumuz büyük medeniyetlerin ‘tapusu’ niteliğinde eserlerimiz var. Yakılıp yıkılanları saymıyoruz. Mevcutlar bile, Türk Kültürüne; kendisini ‘medeniyetin kaynağı’ zanneden Roma ve Grek kültürlerine nal toplattıracak güzellik ve görkemdedir.
Bunlar, burada bir dursun.
CELLÂDINA AŞKIN MİMARÎ BOYUTU
Türk Milleti, Birinci Dünya Savaşı’nda uğradığı işgalden kurtulmak için, emperyalist Batı’ya karşı büyük bir Kurtuluş Savaşı verdi. O süreçte, Türk Devleti’nin ‘cellâdı’, Yunanistan başta olmak üzere Batılı işgalcilerdi.
Kurtuluş Mücadelemizin önderi, Gazi Mustafa Kemal Paşa idi.
Savaş sonrasında çok şey değişti. Bilhassa Atatürk’ün sağlık sebepleriyle, yönetim üzerindeki etkisinin azalması, CHP içine çöreklenen ‘Batı sevdalılarına’ büyük bir fırsat sundu.
CHP ve bürokrasisi, Türk Devleti’nin düşmanlarına karşı büyük bir aşka duçar oldu. Kılık kıyafet, harf, takvim-tarih vesaire değişim/dönüşümlerdeki ‘Batı aşkı’nı bir kenara bırakalım, mimaride bile Antik Yunan’a karşı tam bir ‘cellâdına aşk’ vahameti peydahlandı.
Maalesef bu Grek hayranlığı, Büyük Türk Milliyetçisi Atatürk’ün kabrine kadar sirayet ettirildi.
PARTENON TAPINAĞI KOPYASI
Gazi’nin, Anıttepe’ye inşa edilen kabri, dönemin CHP kafasıyla, maalesef Antik Yunan tapınakları tarzında projelendirildi. Devir, Türk parası üzerindeki Atatürk resmini kaldırıp, kendi resmini yerleştiren Millî Şef İsmet İnönü devriydi.
Atatürk’ün tahnitlenen (bozulmaya karşı ilaçlı koruma) naşı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne konulmuştu. Tam 6 yıl boyunca, Ata’nın türbesi için harekete geçmeyen İnönü CHP’si, nihayet Anıtkabir’i yapmaya karar verdi. Açılan proje yarışması, tam da CHP kafasına uygun bir projenin seçilmesiyle neticelendi.
İnönü Hükümeti; Batılı yamyamlara, bilhassa onların azmettirmesiyle Türkiye’yi işgale yeltenen Yunan’a karşı verilen bağımsızlık savaşımızın kahramanı Atatürk’e türbe yapmak için, bula bula Antik Yunan tapınakları modelini buldu. Yazıklar olsun!..
Lütfen, şu Anıtkabir resmi ile Atina’daki Partenon Tapınağı resmini bir karşılaştırın.
Anıtkabir inşaatı 9 Ekim 1944’te başladı. Her ne kadar proje ve inşaatı başlatan CHP olsa da, Atatürk’ün kabrini yapıp tamamlamak, 1 Eylül 1953’te Adnan Menderes’in Başbakanlığına kısmet oldu.
Buyurunuz size, CHP marifetiyle Türk Milleti’ne yapıştırılan bir ‘cellâdına aşk’ hikâyesi…
BİR ‘TÜRK ÖRNEĞİ’ BULAMADINIZ MI?
İnsan sormadan edemiyor. Yeryüzünde, türbe için örnek alacak, Türk Milleti’ne ait bir mimarî şaheser bulamadınız mı? Neydi bu ezikliğinizin sebebi?
Oysa azıcık kafanızı kaldırıp çevrenize baksaydınız, Dünya Mimarisinin şaheserleri arasına girmiş düzinelerce Türk türbesi görürdünüz.
Müslümanlığın ‘Türk yorumunu’ en güzel, en temiz şekilde yapan Pîr-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî’nin (1093-1166), Kazakistan’ın Türkistan şehrindeki muhteşem türbesi, alınabilecek en güzel örneklerden biridir.
Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Sancar’ın (1118-1157), Türkmenistan’ın Merv şehrindeki muhteşem türbesi, Dünya anıtmezar mimarisinin şaheserler örneklerinden birisidir.
Hindistan’ın Agra şehrindeki Tac Mahal ise, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır ve yılda 3 milyon turist ağırlar. Yeryüzünün en muhteşem anıtmezar mimarisi eserlerinden birisidir.
Babür Türk İmparatorluğu sultanlarından Şah Cihan’ın (saltanatı: 1628-1658), eşi Mümtaz Mahal için yaptırdığı Tac Mahal, 1632-1654 arasında inşa edildi.
İşte o eşsiz eserin mimarı, Büyük Mimar Sinan Usta’nın öğrencisi ve Osmanlı vatandaşı Mimar Muhammet İsa idi.
ŞARLAMADAN, SÜKÛNETLE DÜŞÜNELİM
Şimdi… Bu yazının kışkırtıcı başlığından hareketle, kimse meseleyi çarpıtmasın. Yunan medeniyetine öykünerek şekillendirilmiş bugünkü Anıtkabir, Büyük Atatürk’ün ne kimliğine, ne kişiliğine, ne şanına, ne milletine, ne asaletine yakışmıyor.
O yüzden, diyorum ki; ‘bu Anıtkabir’ yıkılmalı ve bizim medeniyetimizin ve mimarimizin özüne, kimliğine, kişiliğine uygun ve Atatürk’e yakışır yeni bir türbe inşa edilmelidir.
Ha, ‘Türbe’ adı da kimseyi yerinden oynatmasın. Bizim kültürümüzde, ‘ulu kişilerin’ kabrine ‘türbe’ denir.
İsterseniz, yanlışları düzeltmeye buradan başlayalım.