Değeri 50 bin dolar, 2 milyar küsur TL olan, Boğaza nazır 3 villa, 15 milyon liraya hediye edilmiş.

Yetmemiş, Boğaz manzarası daha bir âlâ olsun diye, villaların önündeki bilmem kaç bin metrekarelik arsa İBB kesesinden kamulaştırılıp, yeşil alan yapılmış. Kaça patladı, varın hesap edin…

Boğaziçi İmar Müdürlüğü üzerinden, neredeyse boğazdan geçen balıkçı kayıkları bile haraca bağlanmış; tamirat, tadilat, bakım, onarım vs. işleri olan herkes, montofon ineği gibi sağılmış.

Bu kurumda çalışan bir mühendis, kurumun müdürüne dahi talimat verebilecek kadar yetkilendirilmiş. Bunun hikmeti ise; bu mühendis üzerinden yapılan haraç tahsilatıymış. Biz değil, itirafçı olan mühendis öyle söylüyor.

Hafriyat dökme alanları, tam bir darphaneye dönüştürülmüş. Darphane dediysek, Merkez Bankası’nınki değil; kalpazanlarınki

Binlerce dönümlük orman alanı ve maden sahası, kalpazan darphanesi için talan edilmiş. Çevre katliamının uydu görüntülerine herkes erişebilir.

RÜŞVET FİDANLARI

İstanbul Ağaç A.Ş. gibi, görece minik bir belediye kuruluşu üzerinden bile milyonlarca lira götürülmüş. Kuruma tedarikçilik yapan 13 firma sahibi itirafçı olmuş; kendileri için de suç teşkil eden rüşvet olaylarını ve kimlere verdiklerini, hem de belgeleriyle birlikte ifşa etmiş.

Reklam panoları üzerinden elde edilen milyarlarca liranın, İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü (iddianame öyle diyor) kasalarına (çelik kasa değil, EKO’nun etrafındaki şahıslar) nasıl aktarıldığı, banka hesap hareketleri ve taşıyıcı elemanların itiraflarıyla belgelenmiş

CHP Kurultayının ‘kazanılması’ için hafta sonunda işlem yaptırılan döviz bürolarının tabelasız depolarından yüzlerce milyonluk Avro, Dolar ve külçe altın fışkırıyor; lakin kimse parayı sahiplenemiyor.

Örgütün tepe yöneticisi sıfatıyla iddianameye giren şahıslar nihayetinde kamu görevlisi maaşı alıyor olmalarına rağmen, her biri milyarlık villalarda oturuyor, bilmem kaç milyon liralık lüks araçlara biniyor.

Fakir fukaraya dağıtılıyor reklamıyla gözümüze sokulan alışveriş çekleri üzerinden, soymadık işadamı bırakmamışlar.

İddianame hayli kalın; 3.900 sayfa. Ek klasörlerdeki sayfalar da hesaba katılırsa, galiba 10 bin sayfalık bir tabloyla karşı karşıyayız.

İddianamede 105’i tutuklu, tam 402 sanık; rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, suç gelirlerinin aklanması, kamu zararına dolandırıcılık, suç örgütü kurucusu ve yöneticisi olmak, suç delillerini gizlemek, haberleşmenin engellenmesi, kamu malına zarar verme, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, çevre katliamı ile vergi-orman-maden kanunlarına muhalefetle suçlanıyor.

TANIK, İTİRAFÇI, BELGE FIŞKIRIYOR

Suç örgütü lideri olarak tanımlanan Ekrem İmamoğlu için, 2430 yıla kadar hapis isteniyor.

Delil, ispat derseniz, bugüne kadar hiçbir davada görülmemiş büyüklükte…

Sadece 4’ü gizli olan, düzinelerce tanık

Çoğunluğu halen CHP üyesi olan 76 itirafçı

Rüşvet olarak alınan, verilen, devredilen, elden ele dolaştırılan çok sayıda tapu kaydı

İnşaat yapıp satması beklenen, sanığa ait inşaat firmasının, aynı zatın Belediye Başkanlıkları döneminde, satmak yerine düzinelerce bina, işyeri, arsa vs. elde etmesi…

Para kulelerinin sayımı dâhil, kamerası bantlanmış veya bantlanamamış çok sayıda video kaydı ve fotoğraf…

Baklava kutularından fışkıran Avrolar…

Banka hesap hareketi makbuzları…

MASAK raporları…

Telefon baz kesişmesi kayıtları…

İDDİAMANE OKUNMAK İÇİN DEĞİL; TEL TEL DÖKÜLMEK İÇİNDİR

Dikkat buyurunuz: Konuya dair laf söyleyen veya kalem oynatan hiç kimse, henüz iddianamenin tamamını okuyup; olaylar ve failler arasındaki ilintiyi tam anlamıyla kuracak düzeyde bilgi sahibi olamadı.

Kamuoyuna ulaşanlar da, İmamoğlu Suç Örgütü İddianamesi’nden yansıyan bölük pörçük bilgi ve delillerden ibaret…

Yani bu heybeden daha epeyce iri turp çıkar/çıkacak.

Peki…

Türkiye’nin Anamuhalefet Partisi CHP, Ekrem İmamoğlu’nun ‘Sistemi’ etrafında vücut bulan bu korkunç iddialar karşısında, nerede duruyor?

Partilisi-partisizi herkes, CHP kurumsal kimliğinin bu suçlardan uzak ve arınmış olmasını bekliyor.

CHP yönetiminin alması gereken tavır gayet basit: “Ekrem Başkan, git aklan öyle gel…”

Emanetçi Genel Başkan Özgür Özel, böyle bir tavır alabilir mi? Asla!.. Çünkü kendisini bulunduğu koltuğa oturtan, bizzat Ekrem İmamoğlu… Sadece 38. Kurultay hakkındaki akçalı işler değil mevzu…

Hatırlayın; Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan iken dahi, Ekrem İmamoğlu, Zoom toplantıları düzenliyor, kendisinin amiri konumundaki Genel Başkan Yardımcılarına talimatlar yağdırıyordu.

AHTAPOTUN KOLLARI

Maalesef CHP heybesindeki turplar, sadece İBB eksenli değil… İstanbul ilçe belediyelerinden yayılmaya başlıyor; şimdilik İzmir, Adıyaman, Adana ve Antalya başta olmak üzere, CHP’li belediyelerin birçoğuna ulaşıyor, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları.

Tutuklanan belediye başkanlarının sayısını dahi takip edemiyoruz.

Sahi… Özgür Özel, Manavgat’ta içinden rüşvet Avroları fışkıran baklava kutusu için, ‘emniyetin komplosu’ demişti. Ve iddia etmişti: “Elimde 32 saatlik video kaydı var…”

Nerede o video kayıtları? 32 saatten, 32 dakikadan vazgeçtik… 32 saniyelik ‘komplo videosu’ gösterebildi mi?

Sormadan edemiyoruz… Sayın Özel, 32 saatlik videoyu ne ara izleme fırsatı buldun?

Bizimki de soru mu? Adam Beşiktaş Belediye Başkanı etrafında şekillenen 579 sayfalık ‘Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü İddianamesini’, açıklandıktan sonra 42 dakikada okumuş, anlamış, analiz etmiş ve içinin ‘boş’ olduğunu ve ‘tel tel döküldüğünü’, anında ifşa etmişti.

3.900 sayfalık İmamoğlu Suç Örgütü İddianamesi’ni ise 20 dakikada hıfzetmiş; onun da ‘bomboş’ olduğunu ve ‘tel tel döküldüğünü’ ayan beyan ortaya koymuş.

Yahu, gidin işinize!.. Bari milletin aklıyla alay etmeyin.

Cml Cargo Eurovizyon Banners Yatay Iceri