Bundan 250 yıl geriye giderseniz dünya tarihinde Amerikalı bulamazsınız! 700 yıl geriye giderseniz Rus bulamazsınız! 1200 yıl geriye giderseniz İngiliz, 1300 yıl geriye giderseniz Fransız,  1500 yıl geriye giderseniz Alman ve 2200 yıl geriye giderseniz de İtalyan bulamazsınız! 
 
İnsanlık tarihinde 5000 yıl geriye gitseniz mutlaka Türk'e rastlarsınız! Tarihten Türk’ü çıkarırsanız, insanlık adına hiç bir şey kalmaz! Türk, Adalet ve Hakikat ehli ve mazlum insanların da hamisidir! Geriye gidiş, kalıtsal veya ırk olarak değildir! Dünyanın her bir bölgesinde, Kadim Devlet Aklını ve Türk Devlet yönetim geleneği ve  hafızası, tüm insanlığın hizmet ve hayrına, kültür ve medeniyet eserlerini elbette ki görebilirsiniz!
 
İnsan için yeni bilgi ve yeni olguyu kabul etmek zor bir durumdur! Hz. Âdem ile başlayan insanlık tarihi,  yeni gelen peygamberin getirmiş olduğu yeni bilgi, güç ya da müesses nizam sahipleri tarafından,  sürekli olarak reddedilmiştir! Neden acaba?! İtiraz; itibar, saygınlık, konum, iktidar ve güçlerinin yok olmasıdır!
 
Hz. Muhammed (sas) efendimize dönemin müesses nizam temsilcileri; Para istersen para, makam istersen makam ve kadın istersen kadın verelim! Fakat bizim şu anki itibar, konum, iktidar ve gücümüzü sallamakta olan yeni bilgileri yaymaktan vazgeç! Hz. Peygamber (sas)  müesses nizam temsilcilerine; Bir elime ayı ve  diğerine güneşi verseniz davamdan vazgeçmeyeceğim, demiştir!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru; Siyasal İslam kisvesi altında,  iktidarı, gücü, parayı  ve makamları elde edebilmek uğruna, tüm kutsal değerlerin  yok edilmediği ya da araçsallaştırılmadığı, bir din ve İslam anlayışına ihtiyaç vardır!

Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru;  Dün birilerinin bu topraklarda  yapmış olduğu, ne kadar yanlış ve hata, insanlık  ve adalete mugayir  uygulama ve davranış var ise, din, İslam ve cemaat  adına bunlardan  bir an evvel  vazgeçmek ve kurtulabilmektir!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru;  Hata  ve yanlış yapan,  devlet ve kamu kaynaklarından beslenen,  çalan - çırpan ve  hırsızlık yapan, bizden olduğu takdirde sorun yoktur mantalite ve din algısından bir an önce  kurtulabilmektir!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru; Din  ve cemaat  kisvesi altında,  kamuda iş bulmak, tüyü bitmemiş yetim hakkına el uzatmak ve kamu kurumlarından rant ve  ihale  kotarabilmek için yanlış ve haram yola tevessül etmemektir!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru;  ön saflarda namazları eda etmek ve akabinde mesaiye başlamak, fakat aldığın maaşı  hak ve helal  edecek kadar,  devlet ve millet adına, ne bir  iş yapmak ve  ne de bir iş üretmek!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyet tasavvuru; İslam dünyasında aklı ve eleştirel düşünceyi yeniden diriltmek, bilginin itibarlaştırılmadığı, güvenilir ve sağlam bilgi kaynakları  ve  Ehli Sünnet, Hanefi, Yesevi ve  Maturidi İslam geleneği,  felsefesi ve damarı ve hakiki temsilcileri ile   acil ve ivedi olarak hayata geçirmek gereklidir!
 
Yeniden bir Türk ve İslam  medeniyet hamlesi; Müslümanların şiddet sarmalından çıkabilmeleri, İslam’ı bir tür siyasi ideolojiye indirgeyen, bütün çözümleri iktidarı, gücü, makam ve parayı,  legal veya illegal yollardan ele  geçirmekte gören, din ve siyaseti özdeşleştiren tepkisel anlayıştan kurtulmasına bağlıdır!
 
Yeniden  bir Türk ve İslam  medeniyet tasavvuru; Müslümanların  medeniyet yarışının dışında kalmasının en başta sebepleri, bilgi ve bilimin gücünü kaybetmiş olmasıdır! İslam alemi, sahte  şeyh ve hurafelere boğulmuş durumdadır! Her köşe başında, cennetten parsel satan ya da cehennemden kurtaracak sahte bir şeyh bulunmaktadır! Peki, İman, İhlâs, Samimiyet ve Amel var mıdır,  soran yoktur!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyetini hayata geçirebilmek; Yesevi ve Maturidi İslam ve din anlayışını, akıl ve vahyin ışığında etkili olabileceği birbirini tamamlayıcı yaklaşım benimsenmelidir! Farklı görüşler ile kavga etmeden ve birbirini de tekfir derecesine düşürmeden, binlerce yıldır bu topraklarda ki  farklılıkların büyük bir zenginlik olduğu ışık tutmalıdır!
 
Yeniden bir Türk ve İslam medeniyetini hayata geçirebilmek; Dünyanın  ve tüm insanlığın istikrar ve huzuru,  barış ve kamplaşmanın bitmesi adına, tarihin ve medeniyetin Türk milletine  yüklemiş olduğu sorumluluk gereği, mezkûr uygulama ve gerek şartlara ilaveten, Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde, Anadolu coğrafyasının Türk ve İslam mayacıları ve bugünün temsilci önderlerine ile yeni bir diriliş ve şahlanışa matuf,  yirmi dört milyon kilometre karelik gönül coğrafyasında, ümit ve hasretle bekleşen,  tüm mazlum milletler ile  kucaklaşmanın  vakti ve zamanıdır!