Üç dört gündür yapılan ve dünyanın en önemli demokrasi seçimlerinden birisi olan, Avrupa Parlamentosu seçimleri, ne yazık ki, ırkçılığın ve Neonazizm’in gölgesinde yapılıyor. 6 Haziran’da Hollanda’da yapılan Avrupa Seçimleri, bugün, 9 Haziran tarihinde Almanya ve diğer AB üye ülkelerinde yapılıyor. Hollanda seçimlerinin sonuçları, her ne kadar tahmin edilse de, 9 Haziran Pazar akşamı açıklanacak.


Avrupa Seçimlerinde Hollanda’da birinci partinin Birleşik Sol Parti GroenLinksPvdA olduğu tahmin ediliyor. Ancak, 22 Kasım 2023 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde birinci çıkan ırkçı parti PVV’nin de 7 milletvekili çıkaracağı tahmin edilmekte. Tahminlere göre, hükümeti kuran aşırı sağ koalisyon partilerinin Avrupa Parlamentosu için çıkardıkları milletvekili sayısı 9. Buna karşı, muhalefetin AP’de 21 milletvekili olacak.

 

6 Haziran’da başlayan ve 9 Haziran akşamı son bulacak olan Avrupa Seçimlerinde, tüm gözler aşırı sağ partilerin artan oylarıyla, Avrupa Parlamentosundaki gruplarını güçlendirmesinde. Öyle ki, daha üç beş yıl öncesine kadar, açıktan Avrupa Birliği karşıtı olan bu partiler, yol haritalarını değiştirdiler. AB’nin içinde yer alarak, istedikleri değişikliği yapmaya yöneldiler. Politikaları ve söylemleri son yıllarda bu yönde gelişti. Oysa bu partiler, Avrupa Birliği’nin aldığı kararların, ulusal çıkarlarla çatıştığına iman etmekteler.

 

İşte, 6 – 9 Haziran arasında 27 ülkede yapılan Avrupa Seçimleri, bu tür aşırı sağ hareketlerin gölgesinde ve etkisinde yapılıyor. Bunun normal olmadığını, vatandaşların çarpık gelişmelere karşı mutlaka bir şeyler yapmalarını isteyen, Sosyal Baskı Grupları, yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Yayınladıkları bildirilerle, aşırı sağ hareketlere karşı koyulmasını, bireylerin yan yana gelerek ‘faşizme geçit yok’ denilmesini salık veriyorlar.

 

Sosyal Baskı Grupları, yayınladıkları bildirilerde şu ifadelere yer veriyorlar: "Hollanda, aşırı sağcı söylemlerinde tek değil. İki hafta önce Fransa'da Neonaziler Paris'te yürüdüler ve sadece birkaç ay önce bir grup Neo-faşist Roma'da Hitler selamı verdi. Aşırı sağ kendine güveniyor ve şiddet dolu sözler ve politikalarla besleniyor. Bu tür nefret ve aşırıcılığa izin veremeyiz. Çünkü bu normal değil. Bu tür eylemler, sokakta ve parlamentomuzda, her zaman sert bir karşı tepkiyle karşılaşmalıdır. Çevremizdeki ülkelerde ve geçmişimizden öğrendik ki: Olanları ilk günden itibaren görmeli ve çok net ve sert bir şekilde tepki göstermeliyiz."


Peki, Paris’te ne olmuştu?
Hatırlayalım: 9 Mayıs Komitesi, 11 Mayıs Cumartesi günü, Paris’in 6. Bölgesinde iki saat boyunca yürüyüş yaptı. Irkçı söylemlere izin verilmemesine rağmen, yürüyüş Neo-faşistlerin gövde gösterisine dönüştü. Nazi dövmeleriyle dikkat çeken katılımcılar, provokasyonları ve nasyonalist sloganlarıyla dikkat çektiler.

 

Yine, birkaç ay önce, Roma’da yüzlerce Neo-faşist açıkça Nazi, yani Hitler selamı verdiler. Selam hareketi, İtalya’da yasaklanmış ve feshedilmiş olan MSI (Movimento Sociale Italiano) partisinin eski merkez binasında yapılan bir anma gösterisinde gerçekleşti.
MSI partisi, II. Dünya Savaşı'ndan sonra diktatör Benito Mussolini'nin takipçileri tarafından kurulmuştu. Yaşananlar, İtalyan siyasetini bir anda karıştırdı. Sosyal Demokrat Parti üyesi Elly Schein, hükümete hitaben, “7 Ocak 2024 tarihinde Roma’da sanki 1924 gibiydi. Orada olanlar kabul edilemez. Neo-faşist örgütler, anayasa gereği dağıtılmalı” diyordu.

 

İşte Fransa, işte İtalya ve işte Avrupa bu ve benzeri gelişmelerin, yeni faşist siyasi oluşumların gölgesinde bir Avrupa Parlamentosu seçimleri yapıyor. Avrupa değerlerini savunanlarla, bunlara karşı olanların da bir seçimi olan AP seçim sonuçları, Avrupa’nın önümüzdeki yıllarda nereye evrileceğini de gösterecektir.

 

Veyis Güngör
9 Haziran 2024