Değişim mi?

Hayır kalsın!

İstemesem de gerçekleşecek

Tam da yeni alışmıştık!

Ohooo sil baştan

Yine kim icat çıkardı?

Değişim hayatımızın daimî bir parçasıdır, o bizim sabitimizdir. Nasıl ve neden mi? Taşınmak, evlenmek, boşanmak, çocuk sahibi olmak, hayatımızdaki rollerin değişmesi ya da iş hayatında yeni sorumluluklar almak, yeni yöneticiye bağlanmak, terfi etmek, işten ayrılmak gibi yaşarken karşılaştığımız farklı durumlar söz konusudur. Tüm bunlar olurken sevinçten üzüntüye kadar değişen farklı duygular yaşarız. Yaşadıklarımız mutlu etse de her tür değişim aynı zamanda stres denkleminin bir parçasını oluşturur.

Çünkü değişiklikler ayarlamalar gerektirir. Bu ayarlamalar yeni bir yol bulmak, günlük rutinlerimize yeni eklemeler yapmak gibi küçük ayarlamalar olabilir. Böyle durumlarda heyecan duyarız, kendimizi aştığımızı, geliştirdiğimizi düşünürüz ve değişimi daha kolay kucaklarız. Bazen de öyle ayarlamalar gerekir ki bu ayarlamalar hayatımızda önemli aksaklıklara yol açar, düzenimizi baştan uca etkiler; böyle durumlarda stres ve endişe hissedebilir ve değişime direnebiliriz.

Genellikle kabul edilmesi ve uyum sağlaması en zor değişiklikler beklenmedik ve kontrolümüz dışında olanlardır. Pandemi, ekonomik durgunluk, doğal afet gibi durumlar büyük değişimleri beraberinde getirir. Bu alanlardaki deneyimlerimiz duygu durumumuzu, tepkimizi ve tutumumuzu belirler. Değişim sürecini ya kolay yönetiriz ya da kaosa döndürürüz.

Değişimi kolay yönetebilmek için yapabileceklerimiz:

  1. Değişimi, hayatımızı nasıl etkileyeceğini anlamak ilk işimiz olmalı. Küçük ayarlamalar mı söz konusu yoksa kapsamlı ve büyük aksiyonlara mı ihtiyacım var. Süreli bir değişim mi yoksa tüm geleceğimizi mi etkiliyor? Konfor alanımı ne kadar etkiliyor? Nice soruyla önce değişimi anlamalıyız. Anladığımızı daha kolay kabul edebiliriz. Bu anlayış direncimizi minimize edecek ve kabulle beraber değişimi yönetme adımına geçebileceğiz.
  2. Kendimizi ve duygularımızı anlamak ikinci işimiz olmalı. Kendimizi ve duygularımızı anlamak öz farkındalığın bir parçasıdır. Anladığımızı yönetebilme şansımız vardır. Heyecan mı duyuyorum yoksa stres mi hissediyorum? Korkuyor muyum? Eflatun’un dediği gibi “Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulursun.”
  3. Reframing the change / problems dediğimiz “Değişimi / Sorunu yeniden çerçevelendirmek” için gayret gösterelim. Negatif söylemlerimizi pozitif şekilde ifade etmekten başlayarak daha olumlu bir zihniyet için harekete geçmeliyiz. Ya hep ya da hiç gibi bilişsel çarpıklıklara dikkat etmeliyiz, tüme varım ve tümden gelim gibi fikir üretme, 6 şapkalı düşünme tekniği gibi farklı açılardan bakabilme becerileri sergilemeliyiz.
  4. Değişim için gerekli aksiyonları listelemeli ve önceliklendirmeliyiz. Destek almamız gereken başlıklarla ilgili başarılı ilişki yönetimimizi devreye sokmalı büyük değişimlerde yanımızda güç verecek işi bilen insanları bulundurmalıyız. Böylelikle daha çok bilgi ve deneyimle değişim yönetimi yapabilir ve aynı zamanda kendimiz için sosyal destek elde etmiş oluruz.
  5. Aksiyonları hayata geçirirken konfor alanımızdaki rahatlığı verebilmesi için koruyabildiğimiz rutinleri korumalı ve uygulamalıyız. Araştırmalar, rutinleri sürdürmenin insanların stres ve kaygı semptomlarını daha iyi ele almasına yardımcı olabileceğini ortaya çıkarmıştır.
  6. 21.Yüzyıl Liderlik Becerileri olarak dile getirilen “Öngörülü Olmak” ve “Uyarlanabilir Olmak” becerilerini geliştirmeli daha sonra karşılaşabileceğimiz değişiklikler için hazırlık yapabilir ve değişim söz konusu olduğunda daha kolay uyum sağlayabiliriz. Fransızların dediği gibi: “Su kuyunuzu susamadan kazın.”
  7. Büyük resmin farkında olmalı, gelecek hedeflerimizi hatırlamalıyız. Eğer hayatta bir misyonumuz ve gelecekle ilgili vizyonlarımız varsa karşılaştığımız değişimleri daha kolay ele alabiliriz. Kendimizi güçlendirmek için hangi değişim olursa olsun, bu değişimi kendi misyon ve vizyonlarımıza hizmet eder hale nasıl getirebilirim diye sorabiliriz. Misyon yolda tutar ve vizyon ileriye odaklanmamızı sağlar.

Değişikliği her zaman kontrol edemeyiz, bununla beraber değişimlere nasıl tepki/yanıt verdiğimizi yönetebiliriz. Her gün bir değişimin yaşandığı, VUCA’ların konuşulduğu bir ortamda değişimi yönetebilmek için kendimize yatırım yapacağımız günler dileklerimle..

M.Efsun Yüksel

Yaşam ve Yönetici Koçu

[email protected]

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/