Büyük veya küçük, ani ya da kademeli değişimler insan hayatını ritmik ve hatta radikal olarak etkiliyor. Orman yangınları bu etkinin bu değişimin en büyük parçası bana sorarsanız. Nefesimiz, varlığımız, maddi-manevi özümüz yok olurken içim sızlıyor. Yediğim içtiğim zehir oluyor sanki. Yanan ormanları izledikçe, o insanların mücadelesini duyumsadıkça hangimiz kahrolmuyoruz ki? Empatiyle yaklaşabilmek her sağlıklı insanın yapacağı davranışlardan biri. Ama gelin biz sadece bununla yetinmeyelim, yediden yetmişe insanımızı bu konuda hem uyarmak hem bilinçlendirmek için ön ayak olalım. Sadece oturduğumuz yerden kederlenerek göz yaşı dökmeyelim, benim de biraz katkım biraz çorbada tuzum olsun diyebilelim.

Geçen sene ve bu sene gittiğim bazı Ege gezileri hakkında yazdığım makalelerde orman ve sahil yollarındaki çöp vb. kirlilikten bahsetmiş, önlemler hakkında birkaç ipucu da vermiştim. Maalesef şunu fark ettim ki insanımız ne yazık ki okumuyor daha çok izliyor fakat izlediğini uygulamaya geçirme, kendi hayatına adapte etme konusunda çok zayıf. Siz buna ister umursamazlık ister eğitimsizlik ister tembellik deyin, ben buna daha çok vicdan ve merhamet kavramlarından yaklaşıyorum. İkisini de eğitimle satın alamıyoruz; içten gelecek, insani bir bütünün parçaları olarak devreye girecekler, iç sesimiz olarak duyacağız onları ya da şuurumuz yön verecek…siparişle değil kendiliğinden açığa çıkacaktır. Velhasıl insan olmaktır özüne indiğimizde.

Her yıl orman yangınlarında halkı bilinçlendirmek adına onlarca uzman nefes tüketiyor. Yol kenarlarına, ormanlık alanların girişlerine atılan özellikle plastik ve cam şişelerin bu sıcaklarda nasıl da saniyede tutuşup yayılabildiğini göstererek anlatıyorlar. Bir şey olmazcılık diye bir kavram var bu ülkede; “Herkes yapıyor bir şey olmuyor bir kere de ben yapayım,” zihniyeti yüzünden bir haftada altı yüzden fazla yangınla mücadele edilmek zorunda kalınıyor. Yanı başında MANGAL YAKMAK YASAKTIR tabelası varken bile mangalını yakmış “Git istediğin yere şikâyet et,” diye kendini savunan bir kitle var karşımızda. Örnekler çoğaltılır ama bitmez.

Bazen öyle umutsuzluğa düşüyorum ki…

Lütfen o kitleden o zihniyetten biri olmayalım, bilinçli ve vicdanlı hareket edelim. Yapılmaması gereken bir hareket görünce kendiniz müdahale etmeyin, başa çıkamazsınız canınız yanar. Arayın 177’yi ya da 112’yi, devlet bunun için var, ara beni hemen orada olurum diyor. Siz daha olayı vicdanınızda bile sorgulayamadan hemen destek için orada oluyor.

Yangında şehit olan orman işçimize Allah’tan rahmet, etkilenen bölgelerde zarar gören tüm insanımıza geçmiş olsun diliyorum. Yangında kaçmayarak telef olan canlıların hiçbir acı hissetmeden bu dünyadan ayrıldıklarını umut ederek, şu an devam eden yangınlar için de aynısını diliyorum. Bir an evvel bu karanlık ateşin sönmesi dileğiyle geçmiş olsun Türkiye.