“Günümüz hızla değişen dünyasında, organizasyonların başarısı sadece mevcut durumu idare etmekle değil, aynı zamanda sürekli olarak yenilikçi ve özgün fikirler üreterek kendini yeniden şekillendirebilme yeteneğiyle de ölçülüyor. İşte bu bağlamda "yenilik kültürü," organizasyonların DNA'sına işlemiş bir yaklaşım ve değerler bütünüdür. Yenilik kültürü, sadece ürün veya hizmetlerde değil, aynı zamanda iş süreçlerinde, yönetim yaklaşımlarında ve çalışanların düşünme biçimlerinde değişimi teşvik eden bir yapıdır.”

Organizasyonun tüm katmanlarına nüfuz eden bu felsefeyi çalıştığımız kurumlarda tesis etmek adına kurumda risk almayı, başarısızlık durumunda bile öğrenmeyi ve gelişmeyi savunuyoruz. Bu bağlamda çalışanlara yeni beceriler kazandırıyor, yenilikçi bakış açısını iş rutinlerinin içine almalarına destek oluyoruz. Böylelikle çalışanlarımız büyük resmi görebiliyor, farklı bakış açılarıyla zenginleşiyor, çeşitliliği kucaklıyor ve özgün fikirlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Çok güzel!

“Büyük bir değişim isteniyorsa, bu kişisel bir dönüşümle başlar.” der Tony Robbins. Kendi iç dünyasında devrim gerçekleştiremeyen bireyler kurumun yenilik kültürünü ne kadar benimseyebilir ne kadar içselleştirebilir ve ne kadar destekçisi olabilir. Yazıya başlarken aklımda o kadar çok özlü söz dönüp duruyordu ki onları kaleme almazsam hepsi gönül koyar;)

  • “Gerçek devrim, kendi düşünce biçimimizde gerçekleşir.” – Albert Einstein
  • “Dünyayı değiştirmek isteyen bir kişi, önce kendini değiştirmelidir.” – Konfüçyüs
  • “Bir insan kendi içindeki dünyayı değiştirdiğinde, dış dünya da değişir.” – Norman Vincent Peale
  • “Kendini değiştir, dünya değişir.” – Gandhi
  • “Eğer bir kişi dünyayı değiştirmek istiyorsa, önce kendini değiştirmelidir. Çünkü kendisi dünyanın bir yansımasıdır.” – Lao Tzu

Burada sormamız gereken bazı sorular var:

  • Çalışanlarımız kendilerini yenileme becerisine sahip mi?
  • Kendi hayatlarındaki kaizenleri fark edilip destekleniyor mu?
  • Yaratıcı düşünmeleri için eğitimler veriliyor mu?
  • Ufuklarını açmak ve yeniliğin gerekliliğini aktarmak için zihin açıcı paylaşımlar yapılıyor mu?
  • Kurumsal misyon kadar bireysel misyonun önemine vurgu yapılıp “anlam” ön plana çıkartılıyor mu?
  • Risk yönetimi, başarısızlıkları yönetme konusunda mentörlük desteği veriliyor mu?
  • Sınırları zorlamaları için alan açılıyor mu? Kanatlarını açmak istediklerinde alan sunuluyor mu?
  • Özerklik veriliyor mu?
  • Çevrelerinde kendi içinde devrim gerçekleştirmiş rol modeller var mı?
  • Öğrenme süreçlerine, ustalık kazanmalarına yatırım yapılıyor mu?
  • Özel yaşamlarında yüksek performans gösterebilmeleri için farklı rolleri destekleniyor mu?
  • Bireysel yenilikleri takdir ediliyor mu?

Organizasyon olarak yenilik kültürü yaratmak istiyorsak, bu kültürü inşa etmenin ve sürdürmenin zaman aldığını, bununla beraber sürdürülebilir başarı için şart olduğunu, çalışanlarımızın kendi bireysel yenilik kültürü yaratmalarıyla sürecin çok daha kolay ilerleyebileceğini bilmemiz gerekiyor.

Açılmamış kanatların büyüklüğünü bilemeyiz, derler. Hadi gelin kanatlarımızı açalım ve birlikte çalıştığımız insanların kanatlarını açmalarını sağlayalım.

***

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

[email protected]

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

@indusefsun

#yenilikkültürü #organizasyon #birey #farkındalık #devrim #indusglobal #indusconsulting