Ve sadece 17 yaşında…
Kral Sekizinci Henry yarım düzine eşinden sadece 3 çocuk bıraktı ebediyete göç ederken ve bunlardan sadece bir tanesi erkek idi varisini bırakabileceği. O da hastalıklı bir çocuktu; Edward. Ülkenin ilk protestan kralı…Kral 6. Edward.
Babası Henry’den sonra başa geçince sadece 6 yıl krallık yapabildi, 15 yaşında ölünce taç kimin başında parlayacaktı? Kimin olmalıydı? Mary mi? Elizabeth mi? İkisi de kral çocuğu idi ne de olsa?
Peki ya Jane? Lady Jane Grey?
Edward Katolik mezhebinin yeniden güç kazanmasından, kız kardeşi Mary’den ve onun mezhep değişikliği yaratacağından çekindiği için ölmeden önce tahta kuzeni Jane Grey’in geçmesini istedi; ‘devise for succession’ denilen bir uygulama ile Jane kraliçe oldu, 9 gün hükümdarlık yaptı ve sonra da kafası vuruldu. 471 yıl oldu bugün…
Ülkenin ilk iki kraliçelerinden önce hangi kraliçe vardı bilmek hoş olabilir.
Avrupa’da ne kadar da taht kavgası var dememeli; İngiliz kral ve kraliçeleri Osmanlı sultanlarına benzer bazı açılardan; kaç kral var, kaç kraliçe tac giydi. Hangiler sayılmalı, hangileri yok sayılmalı. 1400’lü yıllarda Osmanlı Devleti’nin içine düştüğü karışıklık ve Yıldırım Beyazıt’ın oğullarının paylaşamadığı taht; Fetret Devri; Emir Süleyman, İsa, Musa, Mehmet çelebiler ve I. Mehmet ile yeniden diriliş.
İngiliz tahtı da aynı bu şekilde; her taç giyenin hükümdar sayılmadığı bir yapıda. Hele süresi kısa ise, hele tacı haksız yere çaldığı iddia edildiyse ve bir bir de eğer güçsüz, tecrübesiz bir kadın ise.
Buyurun 16 yaşındaki Jane Grey? Talihsiz bir dokuz gün ve vurulan bir baş.
Dokuz gün kısa bir süre olduğu için diyecek, anlatacak çok fazla şey olmayabilir ama Lady Jane erken yaşına rağmen ilginç bir şahıs, nadide bir entelektüel.
Üçüncü Dorset Markizi Henry Grey’in kızı, Leicester şehrinin eşsiz arazisinde bugün geyikli park da denilen Bradgate Parkı malikanesinde yaşarken Yunanca, Latince, İbranice, Fransızca ve İtalyanca öğrenip Protestan mezhebinin temellerinin sağlamlaştırıldığı çağda eşsiz bir eğitim aldı. Emsalleri avlanırken ve dönemin yaygın sporlarıyla iştigal olurken o sakince Plato okudu.
Kendisine neden dışarıda eğlenceli şeyler yapmıyorsun diye sorulunca da ‘Dışarıdaki tüm sporlar Platon'da bulduğum zevkin gölgesi olsa keşke. Nerde! Şu insanlar…onlar gerçek zevkin ne anlama geldiğini hiç hissetmediler.’
Ayrıca o, Kral 8. Henry'nin son eşi erdemli, bilge ve nezaketli kraliçe Katherine Parr’ın tedrisatından geçti. Katherine Parr eğitimli, çağının ilerisinde bir kadın olarak iki kraliçe yetiştirdi. Kral Henry’nin her üç çocuğunda ama özellikle kızları Mary ile Elizabeth’in eğtimlerinde ve aydın kişilikli yetişmelerinde etkin rol oynadı. Ne de olsa krallığın birinci ve ikinci kadın hükümdarı oldular, kendi hakları ile yönettiler. Kraliçeliklerinde üvey annelerinin saygınlık ve soyluluğunu model aldılar. Katherine üvey annelik değil rehberlik yaptı. Açık fikirli, liberal, herkese nefes alma alanı, varlık gösterme halkı verdi.
Yetiştirdiği kızlar arasında Jane de vardı, onun evinde ve elinde şekillendi, kraliçeler arasında sayılmasa da iyi eğitim gören entelektüel kadınlar arasında sayıldı.
Kral 8. Henry’nin iki kızından sonra Jane de tahtta hak sahibi olabilir denildi; çünkü o da efsanevi kral 7. Henry’nin torunu idi. Kendisi değil de saray erkanı tarafından zorlanarak başa geçirilmek istendi, günahsızdı ve isteksizdi.
Londra Kalesi’ne taç giymek için girdi ama iki hafta geçmedi ki kalenin saray bölümünden zindan bölümüne indi ve sonra da başı bedeninden ayrıldı.
Sonra da aynı kaderi paylaşan iki diğer kraliçe ile beraber başı bedeninden ayrı ebedi istirahatgahına gönderildi. Kral Henry’nin ikinci ve dördüncü eşleri; Anne ve Catherine ile beraber.