ok açık olarak ortaya çıkmıştır ki KTHY batırıldıktan sonra piyasayı ele geçirenler ciddi bir rekabete yönelmeden çok pahalıya ulaşım hizmeti satıyor.

Bırakın yolcuları, turizm dünyasında herkes KKTC’yi düşünerek hava taşımacılığı yapacak bir hava yolu şirketinin özlemini taşıyor.

Bu başarılsa, piyasayı denetleyecek bir hava yolu şirketine sahip olsak inanın yurttaşın dış seyahat toplam harcamasında inanılmaz düşüşler olacak.

Ulaşımsız turizm olmaz. Bunu unutmadan ulaşımı adam gibi masaya yatırmak gerek.

Londra Turizm Fuarı’na katılan Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel, Kuzey Kıbrıs’ı pazarlayan tur operatörleriyle bir araya geldi.

Turizm Fuar alanında bu amaçla ayrılan salonda yapılan toplantıyı baştan sona dikkatle izledim.

***

Bakan Üstel, tur operatörlerinin karşısına geçerken aslında rahattı.

Neden rahattı?

Son iki yıldır turizmde yüzler gülüyor da ondan.

Türkiye’den sonra Kuzey Kıbrıs’a en çok turist gelen ülke İngiltere...

Aslında ülkenden başkent Londra’ya doğru bir daraltma yapsak da durum çok fark etmiyor.

Londra’dan hatırı sayılır turist geliyor ülkemize.

Üstel, hem teşviklerin hem de reklamların devam edeceğinin altını çizdi.

***

Aslında toplantıda, bakanın karşısında yerlerini alanların söyledikleri önemli.

Tur operatörlerinin konuşmaları beklentilere dayalı sorunların anlaşılmasında ciddi ip uçları veriyor.

Kuzey Kıbrıs’ı pazarlayan tur operatörlerinin arasında ince gibi görünen ama önemli farklılıklar var.

Daha elit bir kesime hizmet veren, daha yüksel gruptan insanları ülkemize getirip ilgi turizminin parçası olanlar seçici olmadan, düşük maliyetli seçenekler sunan anlayışa karşı.

Bunu çok net olarak da ortaya koyuyorlar.

Teşviklerle kitle turizmi yaklaşımıyla, çok sayıda turist getirilmesi yerine ilgi turizmine, sorumlu turizme yönelinmesinin daha doğru olacağı bakana da anlatıldı.

***

Aslında kimse, daha önemli olanın turizmden elde edilen gelirin olduğunu inkar etmiyor.

Otelcilerden dinledim son zamanlarda kitle turizm anlayışıyla öyle turistler adamıza geliyor ki bir şişe suya para harcamak istemiyor.

Hiç kuşkusuz uç örneklerden yola çıkıp genelleme yapmak yanlış olur.

Ancak küçük ülkemizin değerlerini hem koruma hem de turizm hareketini sorumluluk bilinciyle yapmamız önemli.

Dünya turizm hareketinde sorumlu turizm eğilimi giderek geniş kesimlerce sahipleniliyor.

***

Hiç kuşkusuz şu an için kitle turizmine tümüyle sırt dönmemiz olası değil.

Hem kitle turizmi hem de ilgi turizmi yan yana baş başa olacak.

Toplantıda yapılan konuşmaları birleştirdiğimiz zaman bu dengeyi elde etmek mümkündür.

***

Londra’da ülkemizin sorunlarından kopuk bulunmuyorum.

Bir kulağım hep Kuzey Kıbrıs’ta.

Ancak en yoğun gündem ve sorun akışında bile ülkenin ekonomik yaşam bütününde önemli yeri olan turizmi ve eğitimi asla ihmal etmememiz gerekir.

Turizm kazandırırsa sadece otelci, hava yolu şirketleri ve acenteler kazanmayacak.

Herkes kazanacak.

Bu nedenle turizmin sorunlarına erken çözüm bulunması hayati önem taşır.

***

Aslında İngiltere genelinden turist beklentisi her zaman oldu.

Ama unuttuğumuz ya da hak ettiği değeri vermediğimiz Londra’daki Kıbrıslı Türklerin potansiyelini de asla unutmamak gerekir.

Sözü uzatmaya gerek yok.

Londra’daki insanlarımızı çok kırdık.

Londra’daki Kıbrıslı Türklerden beklentiler yüksek olurken sıra onlara hizmet vermeye gelince yan çizildi.

Senelerdir yolunacak kaz gibi görüldüler.

Banka krizi oldu bu insanlar kaybeden tarafta oldu.

İnşaat patlamasından gene Londra’daki Kıbrıslı Türkler çarpıldı.

KTHY battı biletler gene bu insanların elinde kaldı.

Bunca olumsuzluğa karşılık hala içlerindeki Kıbrıs sevgisi sönmediyse ayakta alkışlamak gerekir.

***

Askerlik sorunu büyük ölçüde halledilmiş görünüyor.

Kıbrıslı Türklere albenisi olan seçenekler sunulsa inanın her yıl gelen sayıdan kat kat fazla insanımız turist olarak Kuzey Kıbrıs’a gelecek.

Tabii turizmin bütünü konuşulurken hala en önemli sorunun ulaşım olduğu çok açık ortaya çıkıyor.

Ulaşımda yeterli koltuk kapasitesini sunmak tek başına yetmez.

O koltuğun kaça satıldığı en az uçuş imkanı kadar önemlidir.

Londra’daki toplantıda konuşulanları dinlediğim zaman anladım ki en önemli sorun hala ulaşımdır.

KTHY batırıldıktan sonra çok sayıda hava yolu şirketi Kuzey Kıbrıs’ın dünya ile bağlantısını sağlıyor.

Bunların içinde düşük maliyetli hava yolu şirketleri de var.

Düşük maliyetli hava yolu şirketleri ikram dahil bazı tasarruflar yapabilir.

Yemek vermeyecek hatta suya da para alacak.

Ancak bu kadar hizmet eksiltmesi yapılırsa bilet fiyatlarının da ona göre olması gerekir.

Çok az sayıda koltuk sırf reklamlarda kullanılsın diye düşük fiyatla satışa sunulurken koltukların çok büyük miktarı düşük maliyetli olmayan öteki hava yollarının fiyatlarından satılıyor.

Yolu neyse buna bir an önce çare bulunmalıdır.

***

Toplantıda fark ettim tarifeli sefer yapanlar charter seferlere karşı.

O noktada charter sefer düzenleyen bir turizmcinin, “Turiste sunduğumuz paket fiyatı içinde ulaşım çok önemli bir yer tutuyor. Bu hava yolu şirketleri bize uygun fiyatla yeterli koltuk sunsunlar bir charterden vazgeçeriz” deyince karşı tarafın hiçbir şey söyleyemedi.

***

Çok açık olarak ortaya çıkmıştır ki KTHY batırıldıktan sonra piyasayı ele geçirenler ciddi bir rekabete yönelmeden çok pahalıya ulaşım hizmeti satıyor.

Bırakın yolcuları, turizm dünyasında herkes KKTC’yi düşünerek hava taşımacılığı yapacak bir hava yolu şirketinin özlemini taşıyor.

Bu başarılsa, piyasayı denetleyecek bir hava yolu şirketine sahip olsak inanın yurttaşın dış seyahat toplam harcamasında inanılmaz düşüşler olacak.

Ulaşımsız turizm olmaz. Bunu unutmadan ulaşımı adam gibi masaya yatırmak gerek.

 

Günün sözü:

 

Geciken çare, sorunu daha da ağırlaştırır.


(Havadis gazetesinden alınmıştır)