Cumhuriyet Meclisi, bir önceki genel seçimle, bir sonraki genel seçim arasındaki son oturumunu bile adam gibi yapamadan dönemini tamamlamıştır.

Çoğunluk için kimleri eleştireyim?
Ayırım gözetmeden, toplantıya ilgi göstermeyen tüm vekilleri eleştiriyorum.
İktidar, muhalefet ayırımı yapmam.
Dün UBP hükümetteydi, çoğunluğun hesabını UBP’den sorma kolaycılığı vardı.
Şimdi CTP- DP- TDP koalisyonu var.
Dün gördük ki Meclis’te temsil edilen partilerden hiçbiri çoğunluk için kendisini sorumlu hissetmedi.

Cumhuriyet Meclisi’nin seçimler öncesi son kez adam gibi toplanamamasının bir önemi var mı?
Evet var…
Meclis, kendi çalışma düzeni bakımından1 Temmuz’da tatile girer.
Buna bir de 28 Temmuz2013’teki erken genel seçimi ekleyin…
Meclis’in törensel açılışı gibi, törensel kapanışının da önemi var.
Ne önemi olabilir ki?
Eğer demokrasiye saygı varsa, temsili demokrasinin en önemli kurumsal yapısı Meclis’in kendi çalışma düzeninde bu saygının gösterilmesi gerekir.

***
KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin mevcut parlamenter kadrosu 2009’da yapılan genel seçimler sonucunda oluştu.
Milletvekili seçilenler yemin edip göreve başladı.
Parlamento aritmetiğinin yansıması olarak UBP tek başına hükümet kurdu.
26 sandalye sınırda bir çoğunluktu.
UBP 26 ile yola çıktı.
Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı seçilince sandalye sayısı bir azaldı. Ara seçimde Eroğlu’dan boşalan sandalyeye UBP adayı seçilemeyince azalma kalıcılaştı.
O süreçte Tahsin Ertuğruloğlu’nun da UBP ile yollarını ayırması UBP’yi zor sokar gibi oldu.
Neden “gibi” oldu?
Çünkü Ertuğrul Hasipoğlu, Mehmet Tancer ve Ejder Aslanbaba’nın transferi UBP’yi demokrasi dışı yöntemle rahatlattı.

Kurultay hesapları çerçevesinde Turgay Avcı, Mustafa Gökmen ve Tahsin Ertuğruloğlu UBP rozeti takınca, UBP Genel Başkanı ve Başbakanı İrsen Küçük, “partiyi büyüttüğüne” vurgu yapıp, “30 Milletvekili ile Nisan 2014’e kadar hükümetteyiz” dedi.
Ancak patideki hesap Meclis’e uymadı.
Otuz milletvekili ile hava atan UBP, sekiz milletvekilinin istifasıyla, bir anlamda sürüklenerek erken seçime evet dedi.
Dahası seçim yasakları başlarken UBP hükümetten de gitti.
***

Çok partili demokratik sistemimiz içinde Nisan 2009’dan günümüze yapılanlar ya da yaşananlar kitabına uydurularak yapıldı.
Kitabına uydurulması, demokrasinin özüyle, demokrasinin ruhuyla, etik değerlerle örtüşmesine yeter mi?
Elbette yetmez.
Müslümanlıkta zina suçtur.
Umre amaçlı Mekke ve Medine’ye daha genel tanımlamayla kutsal topraklara ziyaret sırasında öğrenmiştim. Evli olmayan iki kişinin cinsel birlikteliğinin zina sayılması yani suç sayılması için en az dört kişi tarafından tam da iş üstü yakalanması gerekiyormuş.
Daha az kişi zina iddiasında bulunursa, “iftiracı” sayılıyormuş.
Bizim siyaset dünyamızdaki savrulmalar da kitabına uydurulduğu için eleştirilere karşı yüzler kızarmadan savunma yapılabiliyor.
Hatta konuyla ilgili yazdıklarımız nedeniyle yargıda hesaplaşmamız da sürüyor.

***
Demokrasilerde beklentinin yüksek olduğu parlamento bizde yürekler acısı bir durumdadır.
Vatandaşın siyasetle ilgili saygı ve güveninin yerlerde sürünmesine neden olan en yoğun suç, en yoğun olumsuzluk Cumhuriyet Meclisinde yaşanıyor.
Ejder Aslanbaba, kendini gizleme becerisi olmadığı için herkesin gözü önünde rezil olmuştur.
Arkadaşlar, içinde düştüğü durumu MASGARALIK olarak nitelerken aslında hafif bir niteleme yapmışlardır.
Aslında Meclis’te “Ejder”, bir tane değil… Ötekileri, yılların deneyimiyle yüzlerine maska geçirip maskaralık yaptıkları için kendilerini kolay ele vermiyorlar
***
Cumhuriyet Meclisi, bir önceki genel seçimle, bir sonraki genel seçim arasındaki son oturumunu bile adam gibi yapamadan dönemini tamamlamıştır.
Çoğunluk için kimleri eleştireyim?
Ayırım gözetmeden, toplantıya ilgi göstermeyen tüm vekilleri eleştiriyorum.
İktidar, muhalefet ayırımı yapmam.
Dün UBP hükümetteydi, çoğunluğun hesabını UBP’den sorma kolaycılığı vardı.
Şimdi CTP- DP- TDP koalisyonu var.
Dün gördük ki Meclis’te temsil edilen partilerden hiçbiri çoğunluk için kendisini sorumlu hissetmedi.
***
Kimse çıkıp da, “Zaten toplansalardı ne olacaktı?” demesin.
2009’da oluşan, şekillenen KKTC Parlamentosu’nun son toplantısıydı.
Toplanıp, geride kalan dört kusur yılın muhasebesini adam gibi yapmalıydılar.
Yapmadılar…
Galiba bu amaçlı bir oturumda kimsenin söyleyecek sözü olmadığı için kolay tercih edilip, son toplantısız Meclisi tatile soktular.


Günün sözü:

Sorumluluğu gelişmemiş insanların kaç yaşında olduğu hiç önemli değildir.

(Havadis'ten)