Ancak dün Eroğlu’nu dinlerken söylediklerinden şunu anladım:
“Her şeyin başı demokrasidir. Dıştan müdahale olan yerde demokrasi yara alır. Demokrasiye müdahaleye küçük hesaplarla sessiz kalanlar bir gün kendilerini de çok etkileyen müdahalelerle yüz yüze kalabilirler. O zaman da belki de geç kalınabilir.
Türkiye, sevgimizi kimse sorgulamasın ama sevgi, saygı ne olursa olsun müdahale nitelikle yaklaşımların kazanımı olamaz.”
Eroğlu, bu anlamda sözler kullanırken biraz da özeleştirisini yapıyordu.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun dünkü basın toplantısını, dikkatle baştan sona izledim, dinledim.
Basın toplantısına ayrı bir önem verildiği belliydi.
Basının yelpazesinden eksiksiz davet yapılmıştı.
Konuşanın söyledikleri kadar söylemedikleri de önemli olur böyle dönemlerde.
Söylenenlerden söylenmeyenleri anlamak için kelimelerdeki vurgu kadar vücut dili de önemlidir.
Eroğlu’nun basın toplantısını bu nedenle kürsüye en yakın yerden izledim.
***
Eroğlu’nun yazılı metninde bütün ifadeler de özenle seçilmişti.
Söylemek istediklerinin tümünü söyledi ama asla siyasi olgunluk sınırlarının dışına taşmadı.
Derviş Eroğlu, Türkiye’den birilerinin kendine karşı tavrı ile ilk kez yüzleşmedi.
Rahmetli Rauf Denktaş, Eroğlu ile yollarını ayırdıktan sonra Eroğlu’nun Türkiye’deki önemli güç odaklarına hep kesti.
Rauf Denktaş’ın siyasi kariyerine en önemli darbeyi Eroğlu’nun 1995 yılında vurduğu kesin.
O yılki seçimlerde Rauf Denktaş bağımsız aday olurken Eroğlu da UBP adayı olarak seçime girmiş ve 92982 geçerli oyun 22450 oyunu Eroğlu alınca Denktaş, 37563 oyda kalıp seçim ikinci tura kalmıştı.
Denktaş, 22 Nisan 1995 tarihinde seçilirken liderliği derin yara almıştı.
Bu yara almanın nedeni olarak da Eroğlu görülmüştü.
***
Benzer durum 2000 yılında da yaşandı.
15 Nisan 2010’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde geçerli oy sayısı 98044’di. Bu oylardan Rauf Denktaş 42820’sini alırken Eroğlu, 29555 oy alarak ikinci tura Rauf Denktaş’la yükselen aday oldu.
Eroğlu’nun kazanma şansı vardı.
Ancak baskılarla adaylıktan çekildi.

***
Eroğlu, seçimlere müdahalelere mutlaka tanık oldu.
Ancak, iş gelip parti içi yarış noktasına kadar dayanınca dünkü konuşmasında demokrasi konusuna önemli yer verdi.
Bakınız Eroğlu, dünkü basın toplantısında demokrasi ile bağlantılı neler söyledi.
“ ... Çağdaş Dünya’da yönetim şekli olarak en önemli değer demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. 
Demokrasi olmazsa sağlıklı gelişme olmaz. 
Demokrasi olmazsa sağlıklı ve sürdürülebilir ekonomi olmaz. Demokrasi olmazsa bağımsız yargı ve adalet olmaz, insan haklarından, özgürlükten söz edilemez.
Demokrasi çok hassas bir rejimdir.
Dıştan zorlamalar, yapay etkiler, müdahaleler demokrasiye zarar verir.
Yılların deneyimi, yılların siyasetçisi olarak hiç bir art niyet taşımadan ve beklenti içine girmeden, sadece ve sadece halkıma olan bağlılığım gereği bunları söylemek durumundayım.
... Daha önce demokrasi olmazsa sağlıklı ekonomi de olmaz demiştim; şimdi ona bir ilave daha yapayım: Ekonomi sağlam, sağlıklı ilerlemezse demokrasi için tehditler çoğalır. 
Bana göre gerek ülkemiz, demokrasimiz gerekse ekonomimiz için tepeden tırnağa bir yeniden
yapılanma zamanı gelmiştir.”

***
Şimdi bazıları ayağa kalkıp Eroğlu’na hoş kalktın diyebilir.
Bunu söyleyenlerin hiç mi haklı yanı olmaz.
Elbette olur.
Ancak dün Eroğlu’nu dinlerken söylediklerinden şunu anladım:
Her şeyin başı demokrasidir. Dıştan müdahale olan yerde demokrasi yara alır. Demokrasiye müdahaleye küçük hesaplarla sessiz kalanlar bir gün kendilerini de çok etkileyen müdahalelerle yüz yüze kalabilirler. O zaman da belki de geç kalınabilir.
Türkiye, sevgimizi kimse sorgulamasın ama sevgi, saygı ne olursa olsun müdahale nitelikle yaklaşımların kazanımı olamaz.”
Eroğlu, bu anlamda sözler kullanırken biraz da öz eleştirisini yapıyordu.
***
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun işi gerçekten çok zor.
UBP’deki genel başkanlık yarışında Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyor.
İstemesine istemiyor ama karşı karşıya geldiğinin da farkında.
Buna rağmen İrsen Küçük’ü eleştirirken kullandığı ifadeleri Türkiye’ye, Türkiye’nin etkili isimlerine karşı kullanmıyor.
***
Eroğlu, dünkü basın toplantısında “Havlu mu attı?”
Hayır atmadı.
Dün demokrasi konusunda söyledikleriyle UBP’li delegelere seslenmeyi son ana kadar sürdüreceğini tahmin ediyorum.

Günün sözü:

Demokrasi, herkes için bir gereksinimindir.

(Havadis gazetesinden alınmıştır)