Canlarımız gitti, canımız yandı. Gönüllerimiz yıkıldı. Bu kadar derin acılar hissetmemizin nedenlerinden biri de yaşanan felaketlerden hala ders çıkartılmaması. Liyakat eksikliğinin, cehaletin, ahlaksızlığın, çıkarcılığın, kendini aklamak adına yalanların devam ediyor olması ve edeceğini hissetmemiz canımızın daha da çok yanmasına sebep oluyor. Kalıcı çözümler, sistemsel yaklaşımlar yerine yamalar, bahaneler, örtbas etmeler göz önünde olunca umutlar kırılıyor.

Yaşanan felaketlerden ders çıkarmamak, gelecekte benzer felaketlerin tekrarlanmasına ve hatta daha da kötüleşmesine yol açabilir. Felaketler genellikle doğal afetler, teknolojik kazalar, salgın hastalıklar, terör saldırıları ve savaşlar gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu olaylar genellikle insanların güvenliği, sağlığı, refahı ve ekonomisi üzerinde büyük etkileri olabilir. Deprem ülkesi olma gerçeğimiz, yaşananlardan ders çıkarmadığımız sürece felaketlerin devam edeceğinin göstergesidir.

Felaketlerin neden olduğu kayıpları ve hasarları en aza indirmek, felaketlerden ders çıkarmakla mümkündür. Bu dersler, daha iyi hazırlanmak, daha iyi planlama yapmak, daha iyi acil müdahale stratejileri oluşturmak, daha iyi işbirliği yapmak, daha iyi iletişim kurmak ve daha iyi eğitim vermeyi içerebilir. Ayrıca, çevreye daha duyarlı olmak, daha iyi insan hakları ve sosyal adalet politikaları oluşturmak gibi dersler de çıkarılabilir.

Felaketlerden ders çıkarmak, gelecekteki olası felaketlerin etkilerini en aza indirerek insanların yaşam kalitesini artırabilir. Bunun yanı sıra, felaketlere karşı hazırlıklı olmak, insanların psikolojik olarak daha iyi durumda olmalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, felaketlerden ders çıkarmak ve bu dersleri uygulamak, insanların güvenliği, sağlığı ve refahı için son derece önemlidir.

Krizler ve felaketler, insanlara hayatta kalma, dayanıklılık ve kriz yönetimi becerileri gibi önemli dersler öğretebilir. Kriz ve felaketler, insanların kendilerine ve çevrelerine karşı daha fazla sorumluluk duymalarını sağlayarak, dayanıklılık ve esneklik kazanmalarını sağlar. Bu süreçte insanlar, kendilerine ve topluma karşı daha fazla duyarlılık, empati ve işbirliği gösterme eğiliminde olabilirler.

Krize hazırlıklı olmak, insanların daha fazla farkındalık ve hazırlık yapmalarını sağlar. Hazırlık süreci sırasında, insanlar acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için pratik beceriler kazanır. Kriz sırasında ise, insanlar bu becerileri uygulayarak, krizi yönetebilir ve hayatta kalmayı sağlayabilirler.

Ayrıca, kriz ve felaketler, insanların hayatta kalma, dayanıklılık ve kriz yönetimi becerilerinin yanı sıra, değişime adapte olma, yenilik yapma ve yeniden inşa etme becerilerini de geliştirir. Felaketler ve krizler, insanların çevresindeki değişimlere karşı daha hazır ve esnek olmalarını sağlar.

Ancak, krizler ve felaketler, insanlar için her zaman iyi öğretmenler olmayabilir. Çünkü kriz ve felaketler, insanların yaşamlarını ve yaşam koşullarını olumsuz etkileyebilir, travmatik deneyimler yaşamalarına neden olabilir ve zihinsel sağlıklarını bozabilir. Bu nedenle, krizlerden ders çıkarmak önemli olsa da, risk yönetimi yaparak krizleri oluşmadan engellemek daha önemlidir. Biz deprem krizini daha önce de yaşadık, taaa o zamandan risk yönetimi yapılsaydı, dersler alınsaydı bu kadar büyük bir deprem krizi yaşamayacaktık.

İhtiyacımız olan Liyakat, bilgiyi ve deneyimi artırmak, cehaleti yok etmek, ahlaklı olmak ve sistemli çalışmak…

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

[email protected]

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

@indusefsun

#felaket #deneyimlenmek #deprem #farkındalık #çözüm #başarı #indusglobal #indusconsulting