Dün konuştuğum eski bir CHP ileri geleni, Kılıçdaroğlu’nun “gelin şu işi çözelim” çıkışının başına işler açacağını, partide olmayan genel başkan arayışını “olur” hale getireceğini söyledi.

İnanmadım.

Beni temin etmek için birtakım örnekler sıraladı.

Elan görevde bulunan kimi yöneticiler hem Kılıçdaroğlu aleyhinde dedikodu kazanları kaynatıyormuş, hem birtakım gizli kapaklı görüşmeler yürütüyormuş, hem de müstakbel genel başkan adaylarıyla (MustafaSarıgül değil) alengirli temaslar kuruyormuş.

Buna da inanmadım tabii...

Bu adamın getirdiği hiçbir şeye inanmam.

Daha önceki iddiaları “kolpa” çıkmıştı.

Bu iddiasının da iler tutar bir tarafı yoktu...

Mırın kırın eden bir iki partili dışında cesaret edip de “Yanlış yoldasınız Kemal Bey” diyen bir CHP’li çıkmamıştı. Emine Ülker Tarhan bile zuhurata tabi olmuştu... Ne diye inanacaktım?

Fakat, bu demek değil ki, yaptığı bu çıkışın bedeli Kılıçdaroğlu’na ödetilmeyecek.

Ödetilecek.

İlk fırsatta (bu fırsat bulunabilirse tabii) fitil fitil burnundan getirilecek.

Kürt ve Alevi kimliği sorun yapılmıştı, hatırlayacaksınız.

Hatta, “gizli PKK’lı” olduğu şayiaları dolaştırılmıştı ortalıkta.

Kaynak olarak da, SSK Genel Müdürlüğü döneminde, hakkında düzenlenen “istihbarat raporları” gösterilmişti. Yani, “hukuk dışı fişlemeler”, bizatihi CHP’liler tarafından, çürütme kampanyasında kullanılmıştı. Bu ayıba da tamah etmişlerdi sizin anlayacağınız...

Bunu bazı muarızlar da yapıyor gerçi...

 

Kemal Bey’in göründüğü gibi bir adam olmadığını, birtakım çevrelerle alengirli ilişkiler kurduğunu yazıp çiziyorlar.

Muarız yapar... Adı üstünde, muarız... Her türlü belden aşağı vuruşu beleyebilirsiniz ondan.

Fakat, “muarız yakıştırmaları”, ne yazık ki, parti içinde de taraftar buldu, buluyor... “Parti Kürt partisi oluyor, Atatürkçüler dışlanıyor” diyeni mi ararsın, “Kemal Bey CHP’de mezhepçi bir yapı kurmak istiyor” diyeni mi ararsın, “Kılıçdaroğlu, yeni anayasa sürecine destek vermek suretiyle, CHP’yi AK Parti’nin stepnesi haline getirmiş oldu” diyeni mi ararsın...

Muhtemeldir ki, “Kürt meselesini çözelim” çıkışı da, istikbaldeki çürütme kampanyasına malzeme yapılacak.

Daha önce de yazmıştım:

Bugün CHP’nin tarihsel “inkâr politikaları” sonucu büyüyüp devasa bir problem olarak karşımıza çıkan Kürt meselesi, ancak ve sadece, içinde CHP’nin bulunduğu bir “siyaset konsorsiyumunun” yapıcı katkılarıyla çözüm rotasına sokulabilir.

Kemal Bey’in çıkışı (çözüm iradesi göstermesi), buna yönelik önemli bir katkıdır. Ve sonuç, hem Türkiye’ye, hem Kemal Bey’in kendisine, hem de partisine kazandıracaktır.

Biz Kemal Bey’in kazanmasını istiyoruz.

Kim ne derse desin, bir “cesaret” örneği sergilemiştir.

Bu cesareti sürekli kılabilirse, yani kurumsallaştırabilirse, hem CHP’yi kurtaracaktır, hem de liderliğini perçinleyecektir, gerçek bir lider haline gelecektir.

HAMİŞ:

Herkes, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in gözyaşlarını yazıyor. Ben de bu niyetle oturdum masaya ama elim varmadı... “Kılıçdaroğlu güzellemesi”, bu şeraitte, daha anlamlı göründü bana. Haddizatında daha anlamlıdır.

(Star gazetesinden alınmıştır)