Türk, ‘inanç sisteminde’, Bayram geleneği önemli bir yer teşkil eder. Bu gelenek, dünyanın neresinde olursak olalım, devam ettiriliyor. Türklerin anlama modelinin vazgeçilmez değeri olan Bayram, yani “sevinç ve eğlence günü”, Türk tarihinin derinliklerinde var olan ve günümüze kadar devam eden bir uygulamadır. Türklerin İslam algısında mihenk taşı olarak kabul edilen, Hoca Ahmed Yesevi’nin önemli eseri Divan-ı Hikmeti’nde, Kurban Bayramı ile ilgili 249. Hikmet şöyle başlar:
“Kurban bayramı ayı geldi, gelin, dostlar,
Zâhir-bâtın aydın kılıp cemâl görün.
İtikafta samimi durup, nefsi vurup,
Can ve gönlü bir denk kılıp cemâl görün.”

İslam’ı seçmeden önceki dönemlerde, ilk baharın gelişi, dirilişin de sembolü olan Nevruz’u, Bayram olarak kutladıkları biliniyor. Hıdrıllez de yine Türklerin kutladıkları Bayramlar arasındadır. Türklerin, hassaten Türk kızlarının, bu bayramlarda kendi aralarında bezden yapılmış, top şeklinde, bugün futbol olarak bilinen bir oyun oynadıklarını değerli dostum Hacı Ahmet Şimsek’ten öğreniyoruz.

Hacı Ahmet Şimşek ile, Avrupa’da ve Ulu Türkistan’da bayramları konuşmak üzere, BNNTURK Haber Kanalında, Jale Yeni Gökyer hanımefendinin sunduğu “Öğle Arası” programındayız.

Bir buçuk saate yakın süren programda, başta Avrupa’daki Türklerin Bayram gelenekleri olmak üzere, Türkistan’daki Bayramlar üzerinde durduk. Hacı Ahmet Şimşek, Bayram kelimesinin, kadim Türk medeniyetinin doğduğu ve bugün dünyanın gözleri önünde soykırıma uğrayan Uygurlar’da kullanıldığını belirtti. Kaşgarlı Mahmud’un, Divan-ı Lügatü Türk’ten örnekler verdi. Farslar’ın, bayram kavramını esasen Türkler’den aldıklarına vurgu yaptı.

Ahmet hocanın bu girişinden sonra, kısaca şu konular üzerinde düşünceler ifade edildi:
- Avrupa’daki Türklerin kısa göç tarihi,
- Göçün ikinci dalgası olan, aile birleşimi,
- Ortaya çıkan ihtiyaçların giderilmesi için, dini kurum ve kuruluşların hızla gelişmesi,
- Camilerin fonksiyonları,
- Göçün ilk yıllarında, kilise ve fabrika köşelerinde kılınan bayram namazları,
- Bayramların, Avrupa’daki Türk kimliğinin oluşumu ve devamındaki rolü.

Öncelikle şu iki konuya dikkat çekildi. Bunlardan birincisi, Almanya Türklerinin bu yıl Kurban Bayramını, ülkede meydana gelen sel felaketiyle birlikte karşılaması oldu. Türklerin sel felaketi karşısında, hemen harekete geçerek, Bayramın ruhuna uyan önemli özelliklerinden, yardımlaşma ve paylaşmanın, somut bir şekilde ortaya konulduğu ifade edildi.
ATIB, Avrupa Türk İslam Birliği başta olmak üzere bir çok kuruluşun, afet bölgesine giderek, oradaki insanlara sıcak yemek dağıttıkları, sorumluluk üstelendiklerine dikkat çekildi. Kıymeti pek fazla bilinmese de, çok değerli gönüllü kültür ve sanat insanı, Ahmet Baydaroğlu’nun sel felaketi sonrası, paylaştığı “Acınız acımızdır Almanya” sloganını örnek gösterildi.

Bu ve benzeri davranışların, Türkistan’da doğan, Anadolu’da kurumsallaşan, Balkanları etkisi altına alan, Türk ontolojisinin, Türk inanışının ve Türk varlık anlayışının Avrupa Türklerindeki tezahürü ifadesine yer verildi.

İkinci konu olarak, Avrupa Türklerinin, geçen yıl, salgından dolayı gidemedikleri Türkiye’ye, bu yıl akın akın gittiklerine dikkat çekildi.

1 Haziran, 20 Temmuz arası, sadece Kapıkule’den iki yüz bine yakın araçla Avrupa Türklerinin ülkeye giriş yaptıkları, buna hava yolu ile gelenlerin de eklenerek, üç milyonu aşkın Avrupalı Türkün Kurban Bayramlarını Türkiye’de geçirmekte oldukları belirtildi. Ve bu insanların, yaz tatili boyunca, Türkiye’de 7 - 8 milyar avro harcayacaklarının beklenildiğini ve bunun da, ekonominin bazı sektörlerinde hareketliliğe vesile olacağına dikkat çekildi.

Son olarak, Avrupa Türkleri Bayram geleneğine, Türklerin içinde yaşadıkları ülkelerin insanlarını da dahil ettikleri ifade edildi. Başta bayramlar olmak üzere, bir Yesevi geleneği olarak kurdukları sofralara, Avrupalı komşularını, iş arkadaşlarını ve karar vericileri davet ederek, paylaşmanın örneğini gösterdiklerine vurgu yapıldı.
Kurban Bayramı süresince toplanan Kurban etlerinin bir bölümünün gıda bankalarına verildiği, bir bölümüyle de, daha çok yalnızlara yönelik yemekler veren Avrupalı restoranlarla işbirliği halinde, Kurban Yemeği Haftası organize ederek, bir kültürel diplomasi örneği sergilendiği belirtildi.

Kısaca, Jale Yeni Gökyer hanımefendinin “Öğle Arası” programı vesilesiyle, Hacı Ahmet Şimşek ile birlikte, BNNTURK Haber stüdyolarında, Ulu Türkistan ve Avrupa’da Bayram geleneğini üzerine güzel bir sohbet oldu.

Veyis Güngör
22 Temmuz 2021