Türkiye’nin, ekonomik alanda sağladığı başarılar gözle görülür haldedir...
   Ekonominin başarılı olması nedeniyle ‘Uluslararası Para Fonu’na (IMF) 23.5 milyar dolarlık borcun 23 milyardan fazlası ödenmiş durumdadır...
   Elektronik imalatı ve ihracatından tutun, gıda ihracına kadar birçok sektörde gelişme gösteren Türkiye’nin son zamanlarda konut sektöründeki ilerleyişi de dikkat çekicidir...
   Hemen tüm illerde konut yapımları ve satışları, bir önceki yıla oranla artmış vaziyettedir...
   Konut sektöründe yaşanan bu gelişmenin, ekonomiye ne kadar güç verdiğini tartışmaya gerek yoktur...
   Peki Türkiye bunu başarıyor da; bir avuçluk Kuzey Kıbrıs’ta biz neden başaramıyoruz?..
   Dört mevsimin yaşandığı bu ülkeye neden varlıklı insan çekemiyoruz?..
   Kuşkusuz bunun birçok nedeni vardır...
   En önemlisi, geçmişte buraya gelenlerin bir kısmını kazıklamakla kendi ipimizi çekmiş olduk...
   Şimdi yapılması gereken de, yitirilen güveni yeniden sağlayıcı önlemler almaktır...
   Parasını ödedikleri halde yalan, dolan ve hile ile konutlarından dışarı atmaya çalıştığımız veya tapularını vermediğimiz tüm yabancılardan özür dilenmeli ve zararlarını tazmin etmeliyiz...
   Geçersiz belge tanzim ederek para alan avukatlardan, sahtekârlık yapan müteahhitlerden ve yasadışı faizlerle insanların kanını emen tefecilerden hesap sormalıyız...
   Konut satışında aldatılan yabancıların, internet ortamında yürüttükleri KKTC aleyhtarı kampanyaları görmezden gelemeyiz...
   KKTC devletinin imajını kötüleme kampanyalarının sonlanması için, mağdurların sorunlarına çözüm getirmek zorundayız...
   İşimize geldiği zamanlarda, yabancılardan yardım talep etmek, hatta tanınma isteyecek kadar ileri gitmek, işimize gelmediği zamanlarda ise tepkisiz kalmak doğru değildir...
   Devletin görevi; vatandaş olsun olmasın, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin haklarını korumaktır...
   Devletin görevi; vurgun ve talan düzenini bertaraf etmektir...
   Devletin görevi; haksız yere sokağa atılan insanları koruma altına almaktır...
   Konut satışlarında bir başka sorun ise, özellikle yabancılara uygulanan katı kurallardır...
   Bugün bir Kıbrıslı Türk veya bir Amerikan, Japon, Çinli, ya da Hintli İngiltere’ye giderek, istediği bölgeden, istediği kadar konut alabiliyor...
   Ama Kuzey Kıbrıs’ta yabancılar için yıllardan beri ‘kısıtlayıcı kurallar’ uygulanıyor...
   Bunun nedenini anlamak mümkün değildir...
   Diyelim ki; toprağın yabancılara geçmesinden korkuluyor...
   O zaman bir veya iki konut hakkı verilen yabancıların işlem süresini kısaltmak mümkün değil midir?..
   Niye bu konuda ciddi önlemler alınmıyor?..
   İddiaya göre; halen 10 binden fazla konut atıl vaziyettedir...
   Bu konutların eksiklerini gidermek ve satabilmek için hükümet ciddi önlemler almalıdır...
   Yarım kalmış konutun sahiplerine sorunun çözümü yönünde belirli bir süre tanınabileceği gibi, gerekli garantilerle kredi teminine de gidilebilir...
   Ya da süre sonunda bu konutların tamamlanarak satılmasını devletin göstereceği resmi bir kuruluş yürütebilir...
   Bir taraftan sorunun mali kısmı halledilirken, diğer yandan çevre konusunda tam bir seferbeliğe girişilerek, ülkemiz daha çekici bir duruma getirilmelidir...
   İstenmesi halinde kısa süre içinde bunları başarabiliriz...
   Çevre sorunlarını aşmış bir Kıbrıs, herkesin ilgisini çekebilir...
   Ve sadece emlak sektörü bile ekonomiyi kurtarabilecek bir düzeye gelebilir...    



(Kıbrıs'tan)