“Türk milleti sensiz asla”... Ankara’da bütün sokaklar bu yazının olduğu afişlerle kaplı... Başınızı nereye döndürseniz, önce bir fotoğraf, sonra baştaki  “Türk milleti sensiz asla”  yazısı gözünüze çarpar. Altında da, dikkat edilmezse anlaşılmayan  “10. MHP Kongresi”  yazıyor ve tarih veriliyor.
Fotoğraf tahmin edeceğiniz gibi Devlet Bahçeli’nin.
Burada kastedilen nedir? Devlet Bahçeli mi, Milliyetçi Hareket Partisi mi? Kiminle  “Türk milleti sensiz olmaz!”  demeye getiriliyor?
“Sen”  denilince kişi kastedilir; cansız varlık değil! MHP’ye  “Sensiz asla!”  diyebilir misiniz?! Türkçe kaidelere aykırı. Maksat parti propagandasıysa” “Türk milleti MHP’siz asla!” yazılabilirdi. Afişte göze görünen MHP değil, Devlet Bahçeli... Fotoğrafı görenler “Türk milleti sensiz asla”yı okuyunca,  “Demek ki, Devlet Bahçeli’siz olmaz!” bağlantısını kuruverecekler.
“Genel Merkez”in istediği de bu.
MHP için “mesele” olan hususa gelelim.
Mevcut genel başkan, yine genel başkanlığa adaylığını koyarsa, propagandası için cebinden mi harcar, yoksa partinin kasasından mı? Kanunî olmasa bile ahlakî olan cebinden harcamasıdır. Yoksa aynı imkânların diğer genel başkan adaylarına sağlanması gerekir.
Parti kasasından seçim propagandası şahsî harcamaya pek alâ sokulabilir. O zaman Anayasa Mahkemesi’yle partinin başı derde girer mi, girmez mi?
Bu durumu MHP’nin eski genel muhasibi, MHP Kurucular Kurulu üyesi Osman Şen Bey’e sordum. Kanunî müdahale olabileceği endişesi taşıdığını belirtti.
 “Genel Merkez”, bir soruşturma açılsa, “Bizim kastımız Bahçeli değil parti idi” diyecek... Herkes de bu söz karşısında epkem kalacak!
Hayret! Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, afiş asılmasında bir sınırlama getirmemiş, bir zorluk çıkarmamış. Vardır bir bildiği!
Ankara’da, siyasî hareketleri takip eden arkadaşlar, bu kongreye kadar Bahçeli’nin öne çıkmak için hususî çabası olmadığını söylediler. Daha önce kongrelere katılmak içimden gelmediği için bilmiyordum. “Türk milleti sensiz asla” afişi baş ağrıtacak. “Akçalı” meselelerde son derece hassas olduğunu bildiğimiz Devlet Bey’in sıkıntıya girmesi hepimizi üzer!

 
***

 
Daha iki gün öncesine kadar yarın yapılacak büyük kongre için öne çıkan bir kişi vardı. O “Büyük kurtarıcı”, 10 yıldır partinin önünden bile geçmesine izin verilmeyen kişiydi. “ Oyun kurması “ için kendisinden “şefkat” beklendi. Çok hızlı girdi kapıdan ve doğrudan partinin 9. katına çıktı, “Ben ekibimle çalışırım!” dedi, divan üyelerini sildi attı! İmaj için gazetelere soru cevaplı röportajlar gönderdi. Genel Başkan, aksülamelleri görünce, hatayı fark etti, büyük kongreye zaman kalmamışken, divan üyelerini gazetelere, televizyon kanallarına çıkarttırmaya başladı. İnsanlar anlayacağını anlamış, bu işin zorlamayla yürümeyeceğini görmüştü. Sonuç ne olursa olsun, “Büyük Değişim” meşalesi yandı. Artık “Yarın” ının ötesi konuşuluyor.
“Türk milleti sensiz asla” afişindeki handikaptan daha büyük bir handikap... Teşkilatlardan Sorumlu MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın açıklamaları.
Belden aşağı vurmak istiyor. Semih Yalçın’ın kişiliğinden beklemediğim bir davranış. Aşağıda bahsedeceğim hususu açmayı tek başına düşünmesi mümkün değil; çünkü, bütün partiyi ilzam eden son derece mühim bir mesele.
En güçlü genel başkan adayı olduğu efkâr-ı umumiyede yer etmiş eski Bayındırlık Bakanı, Trabzon Milletvekili Koray Aydın’ı, Anayasa Mahkemesi’den üç dosyadan da Yüce Divan’ın 11 üyesinin tamamının müspet oyuyla aklanmasını, böyle bir davada muhakeme edildiği için “şaibeli” görüyor ve hatta, kongre günü, muhakeme edilenler, kanun karşısında temize çıksalar bile, genel başkanlığa aday olamazlar, diye bir tüzük değişikliğine bile gidileceğinden bahsediyor. Bunun mümkün olmadığını, dün gazetenizde okumuşsunuzdur. Böyle düşünmek dahi, Milliyetçi Hareket Partisi’ni “kişi malı” hâline getirmek, bir “politbüro” ile yönetilmesinde ısrar etmek demektir.
Burada mesele Koray Aydın meselesi olmaktan çıkmış partinin meselesi olmuştur. Koray Aydın, bu partide Bakanlık, Genel Sekreterlik, Milletvekilliği yapmıştır. Onda bir hata varsa partide hata var demektir. Madem kendisinden şüphe ediliyordu, neden milletvekili olması için tekrar önü açıldı?
MHP’liler, okumuş, uyanık insanlardır. Her şeyin farkındadırlar. Ayak oyunları, “ rakip”e belden aşağı vurmalar, “ itham eden”e döner. Semih Yalçın arkadaşımız, bu hususlara hiç girmemeliydi.

 
***

 
İnsan Ankara’da olunca, her yerden haber akıyor; her yerde yeni bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Anadolu’nun dört bir tarafından üst kurul delegeleri gelmeye başladı. Yarın kongreye katılacaklar da erken saatte Ankara’da olacaklar. Ankara tarihî bir gün yaşayacak. Bu tarihî günün bir anlamı, “Milliyetçi Hareket”in “Büyük Değişim”le özüne dönmesi değil, kitlelerin AKP hükûmetinin  “ekonomi” ve “terör” karşısındaki çaresizliğine ve kastına bir ihtar olacaktır. 

(Yeni Çağ gazetesinden alınmıştır)