Travma makalesinin üçüncü bölümüne hoşgeldiniz. Bu bölümde, pratisyenin odaklanması gereken en önemli faktörü, ‘Altın Standart’ olan tedavi yöntemleri, ve travma sonrası gelişim (TSG/PTG) araçlarını işleyeceğiz. İyi okumalar dilerim.

Travma, ve işlkili olduğu bir çok travmaya-bağlı hastalıklar, literatürde farklı konumlara sahiptir – ve bazen belli başlı konseptler tartışma konusudur. En basiti ise; travmanın terimleri. Travma bir çok anlatıma açıktır – ama sizinle iki tanesini paylaşmak isterim:

“Travma; bizi ‘başa-çıkma’ kabiliyetlerimizden kopartan, ve kontrolümüzün dışında gerçekleşen, dehşete düşürücü bir tecrübedir” – Tara Brach

“Travma; Kişiyi uzun süre fonksiyonel, duygusal, zihinsel, hatta spiritüel olarak olumsuz etkiye maaruz bırakan – tehdit içeren, yada telikeli diye tecrübe edilen durum/durumlar yada birtakım koşullar/şartlardır.” – SAMSHA

Lakin uzmanlarında birleştiği bir husus, travma yaratan bir olayın özellikleridir. Bir durumu travmatik yapan 3 şey ise:

§  Beklenmedik olması

§  Kaçınılmaz olması

§  Önlenebilmez olması

 

Praksis

Konu travma olduğunda, bir danışanın ya da bir hastanın iyilişmesinde en büyük sorumluluk pratisyenin üzerindedir. Pratisyen’in kabiliyet ekseni dışında, bir pratisyen’in ‘yaklaşımı’ ve ‘anlama şekli’ daha da önem arz eder. Maksimum sonuç elde edebilmek için; her hangi bir klinik, klinisyen, profesyonel, kurum, şirket, uygulanan yöntem ya da destek – ‘Travma Bilinçli’ olmak zorundadır.

§  Travma Bilinçli Yaklaşım (TBY)

TBY hem teorik hem de uygulamalı olan kapsamlı bir üst çerçevedir. Verilen destek ya da uygulanan metodun bu çerçeveden geçmesi, ya da şeklinde uygulanması, maksimum sonuç sağlayacaktır. Biraz basit gelsede, TBY’nin en temel yapı taşı güvendir. Bir hasta’nın güvenini kazanmadan, ya da güvende hissettirmeden olumlu sonuç almak zordur. Travma, zaten kişi kendini dünyada güvende hissetmediği için, kendini korumaya alma halidir. Koruma halindeki hiçbir danışanınıza yardım etmeniz mümkün değildir.

TBY çerçevesinde, pratisyenin 1) ‘bütünsül’ düşünüp, sunulan semptomları ‘yaşam seyri’ biçiminde düşünmesidir, ve 2) ‘tekrardan travamtize’ olasılığını düşürmesidir; çünkü danışanın sebebsizce bu duruma gelmediği gibi, rahatsızlıklarıda sebesizce ortaya çıkmamıştır, ve travmatize olan bir danışanın hassas olması, onun ‘re-travmatize’ olma ihtimalini arttırır. Bunun yanı sıra, TBY sadece klinisyene endeksli değildir; klinik ortamın TBY’ye destek eder halde tasarlanması gerekir, pratisyenden, resepsiyonda çalışan kişiye kadar uygulanmalıdır. En sonunda da, TBY presnisplerini şirket/kurum politikalarına yansımasında aktif rol almaktır.

TBY’ye uygun birçok praksis bulunmaktadır. Bunların arasındaki en belirgini “Güç-Tehdit-Anlam Çerçevesidir (GTAÇ/PTM Framework)”. Bu çerçeve, psikyatrideki kategorik teşhislerin yetersiz kaldığı düşünüldüğü için – Britanya Psikologlar Derneğine (BPS – British Psychological Society) ait psikologlar tarafından geliştirilmiştir. Konu ruh şağılı olduğunda – fiziksel hastalıklardaki gibi sorulan “Ne sorunun var/Neyin var senin?” sorusuna karşılık, “GTAÇ” dört temel soru üzerine dayalıdır (elbette pratikte varyasonlar olacaktır):

§  “Ne oldu sana?” (Güç empoze edilmesi)

§  “Bu seni nasıl etkiledi?” (Tehdit oluşumu)

§  “Bunlar senin için ne anlama geliyor?” (Anlam yüklenmesi)

§  “Hayatta kalmak için ne yapmak zorundaydın?” (Tehdite karşılık verme yöntemi)

 

Tedavi Yöntemleri

Genelde en popüler tedavi yöntemleri – “Bilişsel/Davranışsal” ağırlıklıdır. Bunların arasında, ‘Bilişsel Terapi’ ve ‘Bilişsel Davranışsal Terapi’ vardır. Lakin, zaman geçtikçe, “Bilişsel” terapi yöntemleri travmanın kendisi için yeterli biçimde etkili olmadığı gözlemlenmiştir. Bunun sebebi ise, bu terapi yöntemleri düşünce seviyesinde travman’ın semptomları ile mücadele etmeye çalışmasıdır – travmanın kendisiyle, yada travmayı ortaya çıkaran unsurlar ile değil. Bunun için, travmayla mücadelede etkili olabilmek için, “Bilişsel/Davranışsal” yöntemler travma için uyarlanması gerekir.

Travma yaşamış bir insan için bir çok tedavi yöntemi vardır, ama travma tedavisinde 3 terapi yöntemi “Altın Standart” unvanına sahiptir:

§  EMDR (Eye-Movement-Desensitisation-Reprocessing)

Son 10 senede büyük önem kazanmış, büyük başarılara imza atmış tedavi yöntemidir. EMDR “Uyarlanabilir Bilgi İşleme” modeli tarafından yönlendirilen bir tedavi biçimidir. Nörobiyoterapi yöntemi olan EMDR, travma yaratan olayların hatalı biçimde hafızaya kaydediliği ilkesiyle ilerler. Amacı etkili “Yarımküreler arası iletişim” sağlayıp, hafızadaki hatalı hatıranın tekrardan işlenerek, tabir olarak, “zihni parçalara ayıran kıymıkları” ortadan kaldırmaktır.

§  TF-CBT (Travma Odaklı – Bilişsel Davranışsal Terapi)

Genel CBT’nin, travma için tasarlanmış ve modifiye edilmiş halidir, ve travma yaşamış çocuklar için oldukça etkili bir yöntemdir. TF-CBT üç aşamalıdır. 1) Stabilize Etmek – psikoeğitim ile kişiye bulunduğu durumu, ve yaşadığı semptomları anlatmak, ve bunlarla etkili mücadele yöntemleri öğretmek. 2) Travma Öyküleme ve Tekrar İşleme – farklı biçimler ile, “travma öyküsünün” anlaşılması, ve tekrardan etkili biçimde işlenebilir hale getirilmesi. 3) Kademeli Tecrübeleme – korku hiyerarşisi düzenleyip, kişiyi (istendiği ve güvenilir olduğu taktirde) korktuğu şeyler ile ‘In Vivo’ olarak yüzleştirmek ve tecrübelemek.

§  DBT-PTSD (Diyalektik Davranışsal Terapi – PTSD)

Aşırı duygusal dalganmalarda ve özkıyım düşünceleri düşürmekte etkili olan DBT, sonuç olarak “kabiliyet geliştirme” ağırlıklıdır. Genelde kişilik bozuklukları için kullanılan DBT, “travma bilinçli” çervesine göre tasarlayarak, travmaya uygulanabilir hale getirmektir.

DBT dört ilkeye dayalıdır: 1) Farkındalıklık, 2) Sıkıntıya Karşı Tolerans Geliştirme, 3) Duygu Yönetimi, ve 4) Etkili Kişilerarası Kabiliyet.

Travma için tasarlanıp uygulandığı vakit, 7 farklı kademeden oluşmaktadır; 1) Tedavi öncesi, 2) Tedaviye Sadık Kalmak, 3) Travma ve Motivasyon, 4) Bilişsel Kabiliyet, 5) Kabiliyete-Dayalı Tecrübeleme, 6) Yaşam ve Değer, ve 7) Kapanış.

 

Gelişim Araçları

Travma yada tedavisi konuşulurken, travma sonrası pek konuşulmamaktadır. ‘Travma Sonrası Gelişim (TSG) – (İngilizcede ‘Posttraumatic Growth – PTG’)’ – ‘positif gelişimi’ kapsayan bir modeldir. Tedavi aşamasında başlayan, ve tedaviden sonra kişide oluşan positif (yada oluşması icin teşvik edilen) değişikliklerdir. Travmayı atlatıp, travmadan arınmış bir hale bürünüp, yeni, ve daha güçlü bir ‘benliğe’ sahip olmak, ve yeni bir yolda yürüyebilmektir.

TSG, ‘hiçbirşey olmamış gibi’ davranmak değildir – yada negatif düşüncelere, yada negatif psikolojik durumlara bir alternatif olarak düşünülmesin. Aksine, negatif sonuçları inkar etmeden, indirgemeden, onlarla ‘beraber’ yürüyen positif gelişimler, değişimler, ve dönüşümlerdir – bir nevi iki (positif ve negatif) uçları aynı anda kendi içinde yaşatabilmektir. Dahasıda, TSG, ‘dayanıklılk/çeviklik (resilience)’ yada ‘güçlü olmak’ değildir. Resilience ve güç, sonuç olarak elde edilir, ve TSG’nin nihayı sonucudur.

TSG’nin amaçları:

§  Hayata bağlılık yaratmak

§  Kişisel güçlerini geliştirmek

§  Yeni olanaklar keşfetmek

§  Ruhsal gelişimi sağlamak

§  Yakın ilişkileri güçlendirmek/geliştirmek

 

Travmanın komplike bir yapı olduğunu düşünmek normaldir, ve gereklidir. Tedavisi de komplike olduğunu – bazen ‘yokuş-yukarı’ öldüğünü – düşünmekte gayel normaldir. Aslında, kolay olduğunu düşünmek gaflettir, ve hem pratisyen, hem de danışan için tehlikelidir. Çünkü, ciddi travmaları olan kişinin duyguları eşelenip, kazınmaya başlandığında, danışanın nasıl bir tepki vereceğini, ve o tepkiyi ne boyutta vereceğini kestirmek gerekir. Ve gereken ciddiyet verilmez ise, ciddi hatalara yer verilir.

 

Sağılackla kalın,

Psk. Akın Gürsoy
Insta: @akin.resmi