Yazımı özellikle Kadınlar Günü`ne denk getirip, yüreği ve kendi güzel tüm ‘Emekçi' kadınlara armağan etmeyi planlamıştım. Bir gün gecikme ile bile olsa Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Neden bu yazıyı kadınlar gününe getirmeye...
Nefesim kesildi, kanım çekildi, telefon elimden kucağıma düştü ve o anlık benim için dünya durdu. Telefon kapanmamış olsa ki, derinden 'Elif, orda mısın?” diyen yengemin sesi yükseliyordu. Beynim durmuş gibiydi. Can havliyle yerimden...
Söz konusu çocuk olunca hassaslaşan azınlık kesimde yer aldığım için şanslı addediyorum kendimi. Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan olaylar, insani duygularını yitirmemiş her birimizi altüst etti. Oyuncak arabaları ve bebekleri ile oynaması...
Susuyoruz… Sustukça can veriyoruz… Susmadıkça da susalım diye ölesiye dövülüyor, o da yeterli gelmez ise yine öldürülüyoruz… Hatta bu da yetmez, psikolojik şiddetle susturur, kendi hayatından vazgeçecek duruma getiririz… Yine yetmez...
Hayat karşınıza ne çıkarttı bilemem, bilsem de aynısını yaşamadan sizinle empati kurmam olası değil. Birkaç sene öncesine kadar ben de sevilmenin yani karşılıklı sevmenin, saygı duymanın ve birbirine sahip çıkmanın ne demek olduğunu...
Yıllar sonra sözleşmiş, dostça yemek yemeğe karar vermiştik. Karşılıklı oturduğumuz masada içkilerimizi yudumluyor, belli ki heyecandan ikimiz de yemeklerimize dokunamıyorduk. Hislerimiz ve heyecanımız kesinlikle olduğu gibi eski yerindeydi....
Güzelce serilmiş, çarşafları mis gibi kokan yer yatağımıza oturmuş, tüm günün değerlendirmesini yapıyorduk. Seda, bütün merakı ile neler konuştuğumuzu soruyor, detay vermez isem aynı soruyu evirip çevirip yineliyordu. İkinci buluşma...
İnanamıyorum, yarın büyük gün! Buluşuyoruz! Ben de şu an kalbimin sesinden uyuyamayıp duygularımı dökmek için kaleme, kâğıda sarıldım. Hiç anlayamayacağım sanırım, nasıl oluyor da böyle duygular hissedebiliyorum. Günlerdir ne giyeceğim...
Vizeler, dersler derken günler su gibi akıp gidiyordu. Murat, arada bir Seda'yı arayıp, benimle de konuşmak istiyordu. Farkındaydım telefon numaramı istemeye cesareti yoktu. Birbirimizi yüz yüze görebilme şansımız henüz olmamıştı. Birkaç...
Herşeyi hazırlamış, sinema gecesi için ev arkadaşımın salona dönmesini bekliyordum. Alt tarafı pijamalarını giyip gelecekti. Yeniden sehpaya bir göz attım eksik var mı diye, cips, çerez, meyve tabağı ve meyve suları… Ağzıma cipsten...
O gece teyzemle balkonda otururken gökyüzünde milyonlarca yıldız olduğunu gördük. Müthiş doğa olayı diye düşünüp yıldızların kaymasını izledik bütün gece. Hatta elimi uzatsam birkaçını elimle yakalayabilirdim. Hava inanılmaz sıcak,...
Hiçbir habere şaşırmadığınız bir yüzyılda yaşıyoruz. Bunun ötesine geçilmez dediğimiz bir anda küçük dilimizi yutturan başka bir haberle karşılaşıyoruz. Önceki yazımda 'Kadınız ve Güçlüyüz” dedim, öyle de olduğumuzu...
Cemal Süreya, 'Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derdim.” diyerek tarihe geçmiş güçlü kadınları yüceltmiştir. Ataerkil bir Dünya'da, öyle güzel olaylara...
2020 yılı hepimiz için zor ve yaşanmışlıkları bol bir sene olarak tarihe geçecek şekilde devam ediyor. Ne var ki yaşadığımız bu durum hem tecrübe kazandırdı hem de hayat felsefemizin değişmesine ve şekillenmesine yardımcı oldu. Daha...
Kalemi kâğıdı elinize alır ve nerden başlayacağınızı, neyi anlatmak istediğinizi, neyi paylaşmak istediğinizi şaşırırsınız ya bazen bende onu yaşıyorum. Öyle çok şey anlatmak, hatta bunu okuyanlarınızın bazılarının ortak yaralarına...