Olağan bir yerel seçimde kazanılan ve kaybedilen belediyeler, belediye meclis üyelikleri çeşitli bakış açılarıyla izah edilebilir.
Bir yerdeki başarısızlık bir başka yerdeki başarıyla dengelenebilir de...
Ancak 7 Nisan 2013’te Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yapılacak ara seçim tek seçim olacak.
Her parti elde edeceği sonuçla 2014 yılında yapılacak milletvekilliği ve yerel genel seçimleri için ya moral depolayacak ya da lastiğini patlatacak.
Seçimler, tek başına demokrasinin göstergesi değildir.
Seçimler demokratik yaşamda pek çok gerçeğin su yüzüne çıktığı, sınandığı özel bir dönem ya da uygulamadır.
Herhangi bir seçimde sadece aday olanlar yarışmaz.
Hatta aday olanların yarışı bütünün belki de en küçük parçalarındandır.
Adaylar birer semboldür.
Önemli olan adayların neyi temsil ettiğidir.
Adayların neyi temsil ettiği çok açık değil mi?
İlk bakışta açık görünse de özellikle partili adaylar, ilk bakışta görülen partiden çok onu aday yapan parti içi iktidarın, partiye egemen çok yönlü politikaların temsilcisidir.
***
Siyasi partiler çok partili demokratik yaşamın vazgeçilmezidir.
Partilerin demokratik yaşama sağlıklı katkı koyabilmesi için parti içi demokrasinin olabildiğince sağlıklı ve üst düzey olması gerekir.
Bir partide, parti içi demokrasi sağlıklı çalışmazsa o partinin ülke demokrasisine katkı koyması imkan ve ihtimal dışıdır.
***
Bir siyasi partide, parti içi demokrasinin sağlıklı çalışabilmesi için, o partiye hayat veren parti kadrolarının bireysel demokrasi kültürlerinin kaliteli olması gerekir.
Bir siyasi parti düşünün ki mensuplarının ve de özellikle partiyi yönetenlerin demokrasi kültürleri özürlü olsun... Demokrasi özürlü insanları sağlıklı bir demokrasi için katkı koymaları mümkün değildir.
***
Hemen söyleyeyim.
Bu yazı demokratik yaşama, parti hedeflemesi olmaksızın katkı amaçlı kaleme alınan bir yazıdır.
Bir siyasi partide, parti yönetimini oluşturanlar ya da parti üzerinden politika, ekmek kapısı olanların sayısı ne kadar çoksa o partide etkin konumda olan bireylerin partinin önüne geçmesi kaçınılmazdır.
Parti ile parti yönetim yansımasıyla özdeşleşen isimler partinin sahibi gibi bir hisse doğal olarak sahip olurlar.
İşin ilginç yanı bu anlayış, daha geniş kesimlerce de doğal ve olması gereken şeklinde algılanır.
...Ve kaçınılmaz sonuçlardan biri olarak parti içi iktidarın sahipleri partiye katılacak olanlarla ya da parti adına aday olacaklarla ilgili, kendi siyasal geleceklerini de düşünerek karar verirler.
Bu düşünce partinin bütünlüklü kazanımının önüne o insanların kazanımlarını ya da kaybetme risklerini koyar.
***
Kurumsal çıkarların sınırları çok kolay belirlenir.
Çok kolay belirlenir, çünkü kurumsal ya da daha somut tanımlamayla bir siyasi partinin hedefleri hırsa, hırstan öte ihtirasa dönüşemez.
Ama sıra kişilere geldiği zaman, hedef yürüyüşü hırsla bütünleşir ve o noktadan sonra fren sistemi devre dışı kalır.
Fren sistemi devre dışı kaldıktan sonra duracakları yeri bilmeleri olası değil.
***
Bu tür örnekler aslında partilerin için de kötü örneklerdir.
Yeni nesil siyaset yapanlar için iyi-kötü ayırım olmaksızın örnek konumundadırlar.
Çünkü eğer başarı bir yerlerde olmaksa, dahası uzun süre olmaksa, bunu başaranlar başarılıdır.
Onların yöntemleri de doğru ve örnek alınması gereken örneklerdir.
Aslın bu etkileşim salt partilerin iç yapıları bakımından geçerli olan değildir. Aynı zamanda partilerin bir birlerini izleyerek etkilenmeleri de yaşanandır.
***
Demokrasinin bize göre çok daha iyi yerleşik olduğu ülkelerde parti liderlikleri sevabı da, günahı da sahiplenmeye hazırdır.
Başarı, siyasi liderliğin bataryasını yeni bir dönem için şarj eder.
Başarısızlık ise bataryanın şarj bile edilemeyecek konuma gelmesi olarak algılanır. Seçim sonuçları kesinleştiği an başarısız partinin lideri, patırtısız gürültüsüz, tasını tarağını toplar gider.
Bizde bu kültür yok.
Bu kültür olmadığı için parti içi iktidarlar, karar üretirken kendi ellerini çok da taşın altında hissetmezler.
Bir seçim başarısızlığı varsa, ya aday ya da ilçe çok iyi çalışmamıştır!!!
Başların değil, ayakların sorgulanması kolay ve tercih edilendir.
Gariban “ayak takımının da” ağzı dile olmadığı, mikrofona yakın olamadıkları için yargısız infaz kurbanı bile olabilmektedir.
Eğer aradan birileri ileri çıkıp sesini çıkaracak olursa, “Partisi disiplinine” aykırı davranış gösteren olarak suçlanabilir de...
***
7 Nisan 2013’te Lefkoşa Türk Belediyesi’nde belediye başkanlığı ve boş belediye meclisi üyeliği için seçim yapılacak.
Seçilecek olan başkan ve belediye meclis üyelerinin görev süresi Haziran 2014’te sonlanacak.
O tarihte olağan genel yerel seçim paketinde Lefkoşa Türk Belediyesi başkan ve belediye meclisi için de seçim yapılacak.
İflas etmiş bir Lefkoşa Türk Belediyesi ve 14 aylık bir süre için yapılacak seçim...
İlk bakışta önemi sorgulanabilir de...
Kaç yıldır Lefkoşa’dan öte Kuzey Kıbrıs Türk siyasal yaşamının kanayan ağır yarası halini alan Lefkoşa Türk Belediyesi için 7 Nisan da yapılacak seçim zamanında, dört yıllık bir süre için yapılacak seçimden daha da önemli sayılabilecek bir seçimdir.
Olağan bir yerel seçimde kazanılan ve kaybedilen belediyeler, belediye meclis üyelikleri çeşitli bakış açılarıyla izah edilebilir.
Bir yerdeki başarısızlık bir başka yerdeki başarıyla dengelenebilir de...
Ancak 7 Nisan 2013’te Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yapılacak ara seçim tek seçim olacak.
Her parti elde edeceği sonuçla 2014 yılında yapılacak milletvekilliği ve yerel genel seçimleri için ya moral depolayacak ya da lastiğini patlatacak.
Bazı partiler için, 7 Nisan’da geçmişle kıyaslandığı zaman alınacak yüksek oy oranı tatmin edici olabilir.
Ama bazı partiler için kazanmanın dışındaki her türlü sonuç başarısızlık olarak gösterilecek.
7 Nisan seçiminin rüzgarının etkisi hemen görülebileceği gibi 2014’teki seçimlere etkisiyle de görülebilir.
7 Nisan’da Lefkoşa’da yapılacak seçimin sonuçlarıyla, siyasi depremlere neden olması benim için hiç de sürpriz olmayacak.
Günün sözü:
Küçük düşünen, büyük zararlara hazır olmalı.
(Havadis gazetesinden alınmıştır)