Okullar açılıyor... Sevinsek mi üzülsek mi vallahi bilemedik. Öğrenci kardeşlerimiz dertliler hem de çok dertli... Sebebi malum: yükselen döviz kurları yüzünden artan okul paraları ve ev kiraları... Haksız da değiller. Euro ve sterlin aldı başını gidiyor. Üstelik bu tansiyonunun ne zaman düşeceği de muamma...

 Bugün bir öğrencinin sadece başını sokabileceği bir evin kirası 250 sterlin yani şimdi ki kurdan hesaplarsak 710 TL'cik... Yani Türkiye fiyatlarına göre neredeyse bir asgari ücret. Ehh yemeydi, içmeydi, yol parası dersek en azından burada da bir asgari ücrete denk gelir bir öğrencinin bir aylık gideri...

 Daha şimdiden başta öğrenci velileri olmak üzere herkesi bir düşüncedir aldı gidiyor. Herkes 'nasıl döner bu değirmenin suyu?' sorusunun peşinde. Allahtan bazı okullar insafa geldi de kuru sabitledi. Ancak para hırsının bürüdüğü okullar cebe para atmanın peşinde koşturuyor. Ne yazık ki öğrenci arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerden anladığım kadarıyla bir çoğu okulunu dondurmayı düşünüyor. Yazık günah...

 Bu devirde en kıymetli olan şey zaman.. Kimsenin kimsenin geleceğinden tek bir dakika bile çalmaya hakkı yokken biz burada mecburiyetten heba edilmiş 6 aydan, 1 yıldan bahsediyoruz.

Sahi ne olacak bu öğrencilerin hali?

Ev sahipleri de evlerini TL'ye çevirmeye pek yanaşmıyorlar. E nerden bulacaklar bir daha sterlini bu seviyede değil mi ama... Peki ne olacak? Öğrenciler kayıtlarını dondurup da ana-babalarının yanlarına mı dönecekler yoksa 3-5 kuruşa kaçak, göçek insani olmayan şartlarda buralarda mı çalışacaklar?

Nasıl dönecek bu değirmenin suyu? Nasıl önünü görecek bu gençler?

 

 Meclisimiz önceki gün tatilin ardından iş başı yaptı, gündemine çek ve poliçeler yasasını aldı. Ancak kimsenin aklına gelmedi okulların kısa bir süre sonra açılacağı, kimse sormadı 'ne olacak bu öğrencinin hali' sorusunu.. Ya sormak istemediler ya da gerçekten düşünmediler. Ancak vekillerimizin ve bakanlarımızın unuttuğu bir nokta var.

Ülkemizde ekonomi çarkı eğitim sektörüyle yani başka bir deyişle öğrenciyle dönüyor. Siz bu konuda gereken adımı atmaz, sektörü sorunlar içerisinde bırakırsanız zaten zar zor dönen bu çark da işlevsizleşir. O yüzden bence bir an önce rektörler ve okulların  yöneticiler kurulları ile görüşülmeli, bu sorunun giderilmesi için ya da en azından öğrencilerin mağduriyetlerinin en aza indirgenmesi için bir yol haritası aranmalıdır. Yoksa yara, bereler içerisinde ilerlemeye çalışan eğitim sektörü içinden çıkılması çok daha güç bir duruma düşecektir.