İnşaat Mühendisi Salim Piyale’nin yazdıkları ortada.

Göçmenköy’deki kaçak inşaatla ilgili belli ki çalmadık kapı da bırakmadı.

Peki bu kadar açık olan bir konuda devletin yetkili makamları seyretmeye devam mı edecek?

Kılını kıpırdatmayanların tümünü Lefkoşa’da otorite boşluğundan yararlanıp mevzuata aykırı inşaat yapanların “DAYISI” olarak mı ilan edeyim?

Ya da “Be insanlar, artık devlet yoktur. Siz de keyfinize göre yapın gitsin” diyerek insanlara sivil itaatsizlik çağrısı mı yapalım?

 

 

Çok net olarak görüldü ki LEFKOŞA SAHİPSİZDİR.

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB)’nde yaşananların iki yüzüyle buluştuk.

Bir... Biriken çöpler.

İki... Çalışanların ödenmeyen maaşları ve gelecekleri...

Halbuki bu sürecin başka önemli sorunları da yaşanıyor.

LTB devre dışı kalırken projesiz, imara aykırı ve de izinsiz binalar yapılıyor.

Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana, oraya buraya koşturuyor.

Koşturmasın diyemem.

Ama anladım ki bir noktadan sonra Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana’nın kimsenin takmadığı Yalova Kaymakamı’ndan hiçbir farkı yoktur.

***

Sahipsiz Lefkoşa’da bugünlerin faturası her geçen gün ağırlaşıyor.

Doğa boşluk tanımaz.

Lefkoşa’daki otorite boşluğunu fırsat bilen açıkgözler, fırsat bu fırsat diyerek keyiflerine göre inşaatlar yapıyor.

Aldığım duyumlara göre Kaymakamlık devreye girmeye çalışırken perde gerisinden bazı siyasi güçler daha etkin olarak devreye girip “Yap da korkma” demektedir.

***

Bildikleri bir diğer gerçek yargının ağır hantal çalışmasıdır.

Halbuki ünlü bir sözdür: “GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR.”

Lefkoşa Türk Belediyesi’nden bu aşamada umudu kestiğim için hükümete seslenmek durumundayım.

Sayın Başbakan, Sayın İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı, Lefkoşa’nın ırzına geçmekle eş değer bu kaçak, kural dışı inşaatlara izin vermeyin.

***

Dün akşam saatlerinden İnşaat Mühendisleri eski Oda Başkanı, inşaat mühendisi Salim Piyale ile telefonda konuştuk.

Göçmenköy’de tüm kuralları çiğneyerek sürdürülmek istenen inşaatla ilgili bilgi verdi.

Anlattıkları ve duyarlılığı ile yukarıda yazdıklarım tam örtüşüyor.

Sohbetimizin ardından bir mektupla görüşlerini sizlerle de paylaşmak için iletti.

İşte Salim Piyale’nin mektubu:

Sn. Hasan HASTÜRER

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin içinde bulunduğu durumdan birçok kesim farklı konularda olumsuz etkilenmekte ve bu olumsuzlukları Lefkoşalılar olarak yaşamaya devam etmekteyiz. Ben biraz da mesleğim gereği birçok vatandaşımızın belki de farkında olmadığı bir konudan kaçak yapılaşmadan bahsetmek istiyorum.

Her gün bir yerlerde projesiz, imara aykırı, izinsiz birçok bina yapılmaya başladığını görebiliyoruz. Belediyenin içinde bulunduğu durumu fırsata çeviren, bu durumdan rant sağlaya çalışan kişiler türedi çevremizde.

Bunlardan bir tanesi de Göçmenköy’de, Raif Denktaş Caddesi üzerinde, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’ni geçtikten sonra köşe başındaki küçük araziye yapılan binadır. Lefkoşa’da tanınmış bir çorbacının yenile satın aldığı bu arazi içerisine yürürlükteki imar kurallarına aykırı, ruhsatsız, projesiz olarak yapımı devam etmektedir.

Kendi ofis binamın hemen yanında yapılmaya başlayan bu yapıyı gördükten sonra yetkili makamların müdahale edeceğini düşündüm. Çünkü mesleğim gereği bildiğim, bu araziye böyle bir binanın yapılmasına Lefkoşa İmar Planı izin vermez. Kimsenin müdahale etmediğini ve müdahale edilmeyeceğini düşündüğümden dolayı önce Lefkoşa Kaymakamlığı’na yazılı olarak başvuruda bulundum. Aynı gün imardan sorumlu makam Şehir Planlama Dairesi’ne de yazılı bilgi verdim ve gereğinin yapılmasını istedim.

Konunun esas muhataplarından olan Lefkoşa Türk Belediyesi’ne içinde bulunduğum durumdan dolayı başvuruda bulunamadım. Şehir Planlama Dairesi’nden bir arkadaşımız daha geniş bilgi almak için beni aradı ve yasal süreci başlatmak için çalışmalarını başlattıklarını, ancak sürecin uzun süreceği bilgisini verdi.

Lefkoşa Kaymakamlığı’ndan benimle temas kuran olmadı ancak basına yansıyan yönüyle kaymakamlığın inşaatı iki sefer mühürlediği fakat yapı sahipleri tarafından ‘Kaymakamlığın böyle bir yetkisi olmadığı’ gerekçesiyle mühürlerin söküldüğü ve inşaata devam edildiğini okudum. Sorunu çözmesi gereken, inşaatı durdurması gereken makamların durumu böyle iken bu inşaatı kim durduracak.

Kaçak yapı beni sadece mesleki olarak değil, yıllardır bu bölgede yaşayan bir vatandaş olarak da hem beni hem de bölge halkını etkileyecektir.

Arazi alanının %100’ünü kaplayacak şekilde yapıldığından kendine ait bir araçlık bile otoparkı olmayan bu binaya gelecek olanlar zaten oto park sıkıntısı olan bölgenin bu sorununu bir o kadar daha artıracaktır.

Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’nin yanında olan bu yer, günün belli saatlerinde olan trafik sıkışıklığını bir o kadar daha artıracaktır.

Geç vakit müşterileri nereye park edecektir?

Konu başka sosyal sorunlara da gebedir.

Bu konulara olan duyarlılığınızı bildiğimden dolayı konuyu sizinle paylaşmak ve bu konuda yapabileceğiniz bir şeyler varsa yardımcı olmanızı rica ederim.”

***

İnşaat mühendisi Salim Piyale’nin yazdıkları ortada.

Göçmenköy’deki kaçak inşaatla ilgili belli ki çalmadık kapı da bırakmadı.

Peki bu kadar açık olan bir konuda devletin yetkili makamları seyretmeye devam mı edecek?

Kılını kıpırdatmayanların tümünü Lefkoşa’da otorite boşluğundan yararlanıp mevzuata aykırı inşaat yapanların “DAYISI” olarak mı ilan edeyim?

Ya da “Be insanlar, artık devlet yoktur. Siz de keyfinize göre yapın gitsin” diyerek insanlara sivil itaatsizlik çağrısı mı yapalım?

 

Günün sözü:

 

Otoritenin olmadığı yerde, orman kanunları geçerli olur.

(Havadis gazetesinden alınmıştır)