AKP, 30 Eylül 2012 kongresinde “2023 Siyasi Vizyonu” başlığı altında 63 maddelik yol haritasını açıkladı. Erdoğan, 10 Şubat 2013’te Kayseri’de “2071 yılını hedef olarak koyduk. Yani torunlarımızın torunları inşallah 2071 yılını farklı yaşayacak” dedi.

İyi niyetli, bölgemizde ve ülkemizde kaynayan cadı kazanını, akan kanı ve tehlikeli amaçları yakından takip etmeyen insanlarımız, bu iki müjdeyi (!) duyunca çok memnun olabilirler. Perdenin arkasında neler var, bunu akıllarına bile getirmeyebilirler. Ancak biz, böyle hareket edemeyiz. 2023 ve 2071 hedefinin arkasında ne var, ne yok onu görmeye ve anlamaya çalışmak zorundayız.

Bugün, idam mahkumu, cezaevindeki terör örgütünün başına gidilerek çözüm aranıyor; hatta ülkemizi bölecek, egemenliği Türk Milletinin elinden alacak şartlarda “mutabakat”  sağlanıyorsa, endişelerimiz daha da derinleşiyor demektir. Bu açıdan bakarak önce 2023’e hangi hazırlıklarla gidiyoruz? Vizyondaki “şifreli”  bazı adımları kısaca yorumlayalım:                                

1)
Yeni bir anayasa hazırlanacak. “Yeni”  anayasadan anladığımız; Türk Milleti kavramını anayasadan çıkararak, egemenliğin tapusunu Türkün elinden alıp, dağıtmak, çok ortaklı etnik devlet kurmaktır.
2) Nefret suçuna düzenleme yapılacak. TCK’nın “..sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılıklarını... kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmeyi” suç sayan 216. Maddesi kaldırılacak. Kin ve düşmanlığa tahrik serbest olacak, ama ne demekse, nefret suçu önlenecekmiş.
3) Ana dilde savunma sorun olmaktan çıkacak. Geçenlerde yasalaştı.Yargımız da iki dilli oldu.
4)Ana dilde kamu hizmetlerine erişilebilecek. Devletin tüm kurumları çok dilli olacak. Dünyada bir örneği daha gösterilemez.
5) Kamuda Kürtçe tercümanlık getirilecek. Yerel dillerden yapılan müracaatları anlamak ve gereğini yapmak için tercüman istihdamı. Kadrolar çok dilli olacak.
6) Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonunu kurulacak. 7. ve 8. maddelerdeki işlemlerin takibi, denetimi ve gereğinin yapılmasını sağlayacak komisyon kurulması.
7) Kamuda etnik ayrımcılığa son verilecek. Devlet kadrolarının etnik kimliklere göre yeniden tanzimi.
8) Mevzuatta etnik ayrımcılık algısı ayıklanacak. Bütün kanunlardaki Türk Milleti, milli gibi, bir milleti çağrıştıran sözcüklerin ayıklanması.
9) Bağımsız kolluk denetimi kurulacak. Çok ilginç bir madde. Kapalı yazıldığı için açmalıyız:
Bu maddenin 17 Aralık 2004 İlerleme Raporu’ndaki açık ifadesi aynen şöyle: “Gözaltı merkezlerinin bağımsız olarak denetlenmesi sisteminin kurulması, Türkiye’nin her yerinde, özellikle de uzak bölgelerinde faaliyet gösterebilecek yeterlilikte insan kaynağına sahip, geniş yetkileri haiz, istediği polis merkezini istediği an denetleme yetkisi olan, bağımsız özel bir insan hakları komiserinin otoritesi altında bağımsız bir teftiş mekanizması oluşturması.” Daha da ilginci, benzerinin Yunanistan’ın Sevr heyetine verdiği talep listenin 11. Maddesinde görülmesi. Şöyle ki: “Türkiye’de Milletler Cemiyeti’nden bir temsilcinin yerleşmesi, soy azınlıklarının haklarına ilişkin olay yerlerine giderek soruşturma yapması, aramalara girişebilmesi ve yerel makamların yardımlarından emin bulunmaları.” 

Evet, 2023 vizyonu/hedefi için hazırlanan 63 maddelik yol haritasının 9 maddesi böyle. 2002’den bu yana, bir olan millet bütünlüğünü ve üniter-milli devlet yapısını etnik gruplara paylaştırıcı düzenlemeleri hatırlayalım. Dibe vurmuş olan bölücü terörün, geleceğimizi belirleyecek konuma tırmandırılmasını ekleyelim. Ülkemizi, “Büyük Kürdistan”a göre bölünmüş gösteren BOP haritasını, ABD-AB ikilisinin PKK’yı nasıl besleyip koruduğunu dikkate alarak; 2023’deki manzaramızı hayal edip soralım:

* Acaba 2023’te, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortada kalır mı? * T.C. yok olursa, 2071’de devletsiz bırakılan Türk milleti yaşayabilir mi? * Türklük yok olursa, İslam ve aziz vatan kimlere kalır?
Uyuyanlar ve uyutulanlar buyurun söz sizin.

(Yeni Çağ gazetesinden alınmıştır)