Yaz geliyor birden ortaya çıkan kilo verme istediğimiz artmış olabilir. Belki diyet kitapları satın aldınız belki şok diyetlere başladınız bile...Bu zamana kadar kaç tane diyet kitabı basılmıştır bilmiyorum ama ama epeyce fazla olduğu kesin...Yarısına kadar okumuş veya  birkaç sayfa göz gezdirdikten sonra bırakmış olabilirsiniz. Diyet kitablarını satın almamızın,  spor salonlarına heycanlı bir şekilde yazılmamızın tek bir sebebi var aslında bu davranışları gerçekleştirdiğimizde ani sihir parçacıkları etrafınızı sararak kilo vereceğinizi düşünmeniz. Ne demek mi istiyorum, eczaneden veya aktarlardan ‘’yağ yakıcı ‘’ adı altındaki sağlığınızı tehdit eden ürünler tüketmek siz hiçbir çaba harcamadan aniden kilo verme beklentilerine girmenizden kaynaklanıyor.

Şok diyetler, 1 haftada 10 kg verdiğini gururla anlatıp 6 ay sonrasında aldığı 20 kg ile kabuğuna çekilenlere sesleniyorum. Kendi içinizde bu kadar güçlü bir potansiyel varken çaba harcamamayı seçerek aslında yağ yakmak yerine kendi canınızı yakıyorsunuz. Diyet yapmak aslında anlaşıldığı gibi basit bir karar değil. Tüm rutin hayatınız, programlarınız, sosyal hayatınız, düşünme şekliniz hepsinde değişiklikler yapmanız gerektirecek bir karar! Zor mu ? Sizce ? 

Hayatınızı daha kaliteli, daha sağlıklı, daha mutlu hissetmek için değer mi ? Bence değer! Sizi bilemem keyfinizin kahyası ben değilim yağ oranını artırmak isteyenlere, saygım sonsuz. Çünkü herkes kendi seçimlerinden sorumludur. Spor yapmayı seçmeyerek, obezite, kanser, kalp ve damar hastalıkları gibi hayatımızı derinden etkileyen hastalalıklara yakanlanma riskini artırmak sizin seçiminiz. Baklava, börek, çörek ve daha birçok besinler bizim kültürümüzde var, evet biliyorum çok lezzetliler. Hayatınızda baklava, börek ve çörek yeme davranışının sizin hayatınızdaki yeri nedir? Hiç sordunuz mu bu zamana kadar?  

Sağlıklı beslenmek, daha doğrusu sağlıklı hissetmeyi seçmek çaba, emek ve disiplin gerektirir. 

Sağlıklı beslenmek bir seçimdir denildiği zaman içerisindeki derin anlamın çok anlaşıldığını düşünmüyorum. Sadece diyetisyene gitmek, ilk 3 hafta uyguladıktan sonra motivasyonunuzun düşmesi, spor salonuna yazıldıktan 1 hafta sonra bırakmayı seçmek bunların hepsi sürecin bir parçası olduğunu fark etmek gerek... Çünkü bu yaşınıza kadar sahip olduğunuz alışkanlığı değiştirerek, sizin için yepyeni bir alışkanlığı inşa ediyorsunuz. Önemli olan sağlıklı hissetmeyi ne kadar istediğinizdir. Zor ve başarısız hissettiğiniz zamanlarda ayağa kalmak, yapabilirim diyerek yola devam etmektir gerçek davranış değişikliği. 

B. Frederic Skinner, Ivan Pavlov ve John Watson, davranış psikolojisi  gözlemi ve değişikliğine dair bazı çalışmalar yaparak günümüze ışık tutmuşlardır. Araştırma süreçlerinde yaptıkları deneylerde, davranış değişikliğinde pekiştireçlerin (ödül/ceza) belirli sistemle sunulması yargısına varmıştır. 

B.J Fogg ise Watson, Pavlov ve Skinnerin kuramlarını matematiğe dökerek daha farklı bir ışık tutmuştur. Motivasyon, Geri bildirim ve Aksiyon başlıklarını inceleyerek davranış değişikliğini çok yönlü incelemiştir. Fogg yöntemi olarak da bilinen bu yöntem çoğumuzun bildiği gibi, kişileri belirli yollarda yürümeye teşvik etme manasına geliyor.

Genel olarak kuramlardaki amaç; kişinin değiştireceği davranış için çizeceği yol haritasının temelini önceden oluşturmasıdır. Yani amacınız için planlı hareket etmelisiniz ve bir pusulanız olmalı. 

Sağlıklı hissetmeyi ne kadar istiyorsunuz? Unutmayın hangialışkanlığa sahip bizim seçme özgürlüğünüz var. Hayat kumandanızı kullanırken hangi düğmeye basacağınıza sizkarar verebilirsiniz. 

Yeni düğmelere basın kendini keşfetme yolculuğunu başlatın!

Keyifli Haftalar,

Yazarımıza [email protected] adresinden ulaşaraksorularınızı iletebilirsiniz.