“Doğaya aykırı cinsel ilişkiye” girdiği iddiasıyla tutuklanan Rum Yönetimi eski Ekonomi bakanı Mihailis Sarris son günlerde hepimiz en çok meşgul eden konuların başında gelmekte.

İlk önce hemen belirtmeyi yararlı görmekteyim. KKTC'de hali hazırda geçerli konumda olan "Doğaya Aykırı Cinsel İlişki Yasası" gerçekten çağ dışı. Günümüz küresel dünyasında insanların cinsel tercihlerini sadece ve sadece kendilerini bağlamakta ve bu konunun hala ceza yasaları ile ele alınıyor olması KKTC örneğinde olduğu gibi bir çok ülke ve vatandaşı için de ayakbağı olmakta.

Almanya'da Almanya Dış İşleri Bakanı'nın yaşam arkadaşı bir erkek. Bir Almanya Dış İşleri Bakanı olan iki erkeğin cinsel tercihleri onların özel yaşamının bir parçası. Alman Halkı'nı ilgilendirmiyor. Hatta son federal seçimlerde söz konusu bakanın başkanlığını yaptığı parti büyük bir başarı kazandı. Seçmenlerin kriterleri arasında adayın cinsel tercihi bir rol oynamıyordu.

Almanya'nın Dış İşleri Bakanı şu sıralar çok beceriksiz. Dış İşleri alanında Almanya başarısız bir grafiğe sahip. Bakan çok eleştiriliyor. Ben de ona en sert eleştirileri yapanlardanım. Ancak kimse eleştirilerini "belden aşağı" yapmamakta. Etik olanı da bu!

Berlin'de geçenlerde Eyalet Seçimi yapıldı. Berlin Belediye Başkanı tekrardan seçildi. Kendisi bir homoseksüel. Eşi olarak tanımlayacağımız yaşam arkadaşı bir erkek. Özel yaşamı kapsamındaki bu durum kimseyi ilgilendirmemekte. Hatta SPD içinde onun Şansölye Adayı olmasını bile önerenler var.

Almanya'da devlet görevindeyken bir ara Sosyal İşler Bakanlığı'nda başında olduğum dairenin bağlı olduğu yani çok sıkı birlikte çalıştığım müsteşar bayan bir lezbiyendi. Eşi bir kadındı. Birlikte bir kız çocuğu büyüttüler. O daha sonra bir genç ile evlenip yuva kurdu.

Benim onun bakış açısından bir "maço" (en azından o tarihte) olmam onun ise lezbiyen olması bizim birlikte başarılı işler yapmamızı hiç bir zaman engellemedi.

Kısacası günümüzde insanların özel yaşamına ve tercihlerine saygı bir "olmazsa olmaz".

AB hem Türkiye'nin aday olduğu hem de Kuzey Kıbrıs'ın da dahil olmak istediği bir demokratik çatı konumuyla bu alanda çok net kurallara sahip. KKTC'nin malüm yasası ise gerçekten "tarihin çöplüğüne atılması" gereken bir ceza yasası.

Meclisteki milletvekillerinin bu işe nihai bir çözüm bulması acilen gerekli.

Rum Yönetimi eski Ekonomi Bakanı Mihailis Sarris konusu ise bu yukarıda yazdıklarımdan bağımsız olarak ele alınmak zorunda.

Bir devlet adamı. Rum. Türkleri işgalci ve KKTC'yi de işgal edilmiş Kıbrıs Toprağı olarak gören ülkenin önde gelen politikacısı. Kendi bakış açısından "düşman topraklarında" ev tutuyor. İddia edildiğine göre kendi jargonuyla "düşman topraklarında Anadolu'dan getirilen nüfus mensubu çocuk yaştaki gençlerle para karşılığı "seks ilişkisinin" baş rolünde!

Üstelik üzerinde ev kiraladığı "düşman topraklarının" kendi jargonuna göre "illegal" devletinin "Doğaya Aykırı Cinsel İlişki Kanunu'da" ortada. Bu "süper" politikacı Sarris bu kanundan habersiz değildir!

Bu durumda kendisine ancak "Yuh!" çekilir.

Bu nedenle hiç bir sivil toplum örgütü "sapla samanı karıştırarak" Sarris'i "masum bir homoseksüel" olarak pazarlamasın lütfen.

Fuhuş insanların cinsel tercihi ne olursa olsun "fuhuştur". Hele para verilen şahıslar gencecik insanlar ise böylesine önemli bir Rum şahsiyetinin de sorumluluklarını hatırlatmakta yarar var.