Öyle günde "10 kere" putlara tapar gibi "biz çok bir Atatürkçüyüz" demekle hem "çağdaş" olunmuyor hem de aslında bu yapılanın "Atatürkçülükle de"  bir ilgisi yok. Türkiye "Atatürkçülüğü istismar edenlerden" onlarca yıl yeterince çekti. Şimdi hesap veriyorlar! Henüz "hesap verme sırası gelmeyenlerin de" verdiğini göreceğiz. Hem Türkiye'de hem de KKTC'de koca, koca "Atatürk" rozetleri taşıyarak ve "dini bütün insanları" sırf "kraldan çok kralcı" olmak ve (geçmişte) birilerinin gözüne girmek için karalayan "Atatürkçülük yalakalarını" yeterince tanıyoruz.

Bu tarz "sahte Atatürkçülük" aslında tam bir "gericilik ve yobazlıktı".

"Modern ve çağdaş olmayan her türlü baskı yöntemini savunmanın adını Atatürkçülük" olarak halka "yutturmaya çalışanlar" aslında Atatürk'e "en büyük ihaneti edenler" oldular. Atatürk'ün adını kullanarak "cunta yapmak", "demokrasiyi ayaklar altına almak" ve muhalifleri "Atatürk düşmanı olarak karalamak" onlarca yıl yöntemleri oldu.

Oysa modern ve çağdaş olmak "özgürlükleri savunmak" demek.

Modern ve çağdaş olmak "sivil toplumu güçlendirmek" demek.

Ve modern ve çağdaş olmak "karşılıklı saygı demek".

Geçenlerde Lefkoşa'da bazı sendikalar TC Büyükelçiliği önünde alışmış olduğumuz gibi bir eylem daha yaptılar! Sözde "ekonomik pakete" karşı bir eylemdi. Ancak müslümanlar içinde belli bir kesimin gayet doğal özgürlük hakkı olarak görülmesi gereken "giyim ve kuşam" konusunda müslümanların önemli bir kesimini rencide ettiklerinin farkına ya varmadılar ya da daha kötüsü bunu bilinçli olarak yaptılar. Müslümanları temsil eden çevreler bu tarz insanların "inancı ve inançları doğrultusunda yaşam biçimi ile alay edercesine yapılarak ayrımcılığı sergileyen" eylemi yeterince eleştirdiler ve kınadılar.

Yaşamakta olduğumuz dünya da "çağdaş insanlar" olarak insanların inançları ve başka kimseye zarar vermeksizin tercih ettikleri giyim kuşamları ile bu şekilde alay etmek "ne derece "etik" bir davranış?" diye sormadan edemiyorum!

Hele "öğretmen olarak çalışanların" bu şekilde topluma kötü örnek olması çok talihsiz bir durum. Kendilerini "solcuyum" diye tanımlayan bazı öğretmenlerin o çok "hayran oldukları AB'den bu konuda öğrenecekleri" var sanırım. Bir daha Brüksel'e gidip "Türkiye'yi şikayet ederken" sorsunlar bakalım "AB özgürlükler konusunda onlara ne önerecek?".

O "rencide ettikleri" insanların onlara "hakaret eden" kişilerin normal yaşamda giydikleri "mini etek" ile nasıl derdi yok ise, "mini etekle gezmeyi sevenlerin" ya da "partner olarak örtünmeyen kadınları tercih" eden erkeklerin de "türban", "çarşaf" ya da "sakal" gibi konularda "ınsanların tercihlerine saygı" konusunda öğrenecekleri var sanırım.

Benim bildiğim "solcuyum" diyenler bu konuda "en anlayışlı" olması gerekenlerdir. KKTC'de bu "tarz bir eylem yapanların" Almanya'ya gelip "camilere ve müslümanlar" yönelik eylemlerinde aşırı sağcıların "neler yaptığını" görmelerini  ve "eylem modeli konusunda nasıl benzeştiklerini" görmelerini çok isterim.

Almanya'da bu tarz "müslümanlarla alay eden eylemlere" karşı en başta öğretmenlerin tavır aldığını da hatırlatayım!

"Çağdaş ve modern" bir toplum olmak insana değer vermek ise işte KKTC'de bu yönde güzel bir adım atıldı.

Trafikte benimle yola çıkanlar hem Türkiye'de hem de KKTC'de önümüzde giden otoların arka koltuklarında "hop, hop zıplayan ve kemeri bağlanmamış çocuklar" gördüğümde o an direksiyonda oturanlar hakkında nasıl bir tepki verdiğimi iyi bilirler. Önde anne ve baba kemerlerini başlamış giderken arkada çocuklar sorumsuzca hiç bir önlem alınmaksızın "otururlar". Oysa "en az bir süratle gündeme gelecek kazada bile" ön camdan dışarı fırlayan çocuklar olur!

Nihayet KKTC'de artık bu konuda ve genel olarak yolcu taşımacılığı da dahil olmak üzere "insanların trafikte can güvenliğinin sağlanması" ile ilgili olarak çok doğru bir uygulama başlıyor. Geçmişte onlarca yıl Türkiye'yi "teneke kutudan arabalara" mahkum eden belli bir sermaye grubu yüzünden zaten halen çok sayıda insanımız            "hiç bir kaza güvencesi olmayan o eski tenekelerde de" trafiğe çıkmakta. İşte bu nedenle araçların içinde "kemer zorunluluğu" çok daha önemli.

Günümüz araçları "daha güvenli" olsa da trafikde aracın neresinde olursak olalım ve özellikle çocuklarımız söz konusu olduğunda bu konuda "kararlı" olmalıyız.

Bu uygulama nedeniyle katkısı olan herkese yürekten teşekkürler!

KKTC bu uygulama ile bir adım daha "çağdaş ve modern" dünyada yerini alma yolunda ilerledi. Ve bu gerçekten dev bir adım!

Hatta Türkiye'ye de güzel bir örnek!