Victoria ile Albert Müzesi’nden British Museum’a ve hatta üvey evlat gibi duran Tate Galerisi’ne kadar pek çok müzededir yazıp çizdikleri Beatrix Potter’ın…

İngiliz müzeleri, bünyelerinde gerçekleştirdikleri sergilerin zamanını tayin ederken yarıyıl tatilleri, güncel olaylar, doğum günleri, ölüm yıldönümleri gibi günlere önem verirler. Bu haliyle de güzel işler çıkarırlar, değil mi?

Kutlamaların yılı olacak 2022’nin kadınlara özel bir hali de var sanki…İşte bir tanesi daha…Dolabında sincap saklıdır, tavşan ceketi asılıdır, yavru kedi mahsur kalmıştır, tilki camdan bakar, kurbağa gölde balık tutar.

Eğer Birleşik Krallık’ta yaşıyorsanız Tavşan Peter maceralarına denk gelmemiş olamazsınız. Küçük çocuğunuz varsa tavşanlarla uyanıyor olmalısınız. Türkiye’de yaşıyorsanız da okumuş olmanız muhtemel…Potter’ın eserleri güzel Türkçe’mize İş Bankası Yayınları tarafından kazandırılmıştır.

İşte, Victoria ile Albert Müzesi’ndeki sergi çocuklarınızla eğlenceli bir tat sunuyor size. En büyük etkiyi çocuklara, hayvanlara ve doğaya bırakan Beatrix Potter Hanım’ın kitaplarının ötesindeki hayatı sergisi…

Ben de, siz Victoria ile Albert Müzesi’ndeki sergiye gitmeden önce onun kim olduğunu, neler yaptığını anlatmak istedim kısaca…

O, 46 yaşında, dönemine göre evlilik yaşını hayli geçkin bir kadın olarak yine dönemine göre bir kadından beklenmeyen şeyi yapıp Londra’daki üst tabakaya mensup hayatını terk ederek yukarıya, Göller Bölgesi’ne gitti. Çocuk kitapları yazarı olarak tanıdığımız Potter aslında ‘doğal yaşamı koruma şampiyonu’dur…

46 yaşından sonra bir de evlendi ve hala daha annesi ve babası bu evliliği istemedi. Çünkü çocuk doğurma yaşını geçmiştir…bir kadın başka ne işe yarar ki? Ayrıca, ihtiyarlıklarında anne babasına bakması beklenmişti. Evde kalmış kız başka ne işe yarar ki?

Kadınların evlenip eş ve anne olmalarının en mühim olduğu bir çağda kendisi doğabilimci olmayı tercih ederek annesini hayal kırıklığına uğrattı. Her ne kadar Sindirella, Uyuyan Güzel, Kırmızı Şapkalı Kız gibi çocuk hikayelerinden etkilense de o kendi fantezisini kediler, fareler, sincaplar, kurbağalar ve elbette ‘TAVŞAN’lar üzerine yoğunlaştırdı.

Tarımsal faaliyetleri ve doğa tutkusu ile bilinen Helen Beatrix Potter Göller Bölgesi’ne taşındıktan sonra civardaki başka çiftlikleri de satın aldı. Hem doğal yaşamın ve bölge ekonomisinin devamına katkı sağladı. 8 hektarlık alanda tarımsal faaliyete girişti ancak aynı zamanda bilinçli bir koruma altına aldı. Ağaçlandırma faaliyetlerini, nehrin suyunun temiz ve kullanılabilir kılınması için çalışma başlattı, öncülük etti. Kuzulama sıklığı çok olmamakla beraber yün kalitesi açısından kıymetli Herdwick cinsi koyun yetiştiriciliğine el attı.

1943 yılında öldüğünde 14 adet çiftliğini ve koyun sürülerini National Trust isimli Ulusal Vakıf’a bırakır. Bu çiftliklerde tarımsal faaliyetler bugün kesintisiz devam etmektedir ve yaklaşık 25 bin civarında da koyun yetiştirilir.

Uzak ve yakın Sawrey köyleri Lake District denilen İngiltere’nin Göller Bölgesi’nin kalbindedir. Köylerin yaşı, yüzyıllardır kesintisiz yapılan tarımsal faaliyet ve eşsiz doğal güzelliği ile çekicidir. Ancak bu bölgeyi ve bu köyü daha da çekici kılan Beatrix Potter’in tepedeki çiftliğidir. Çünkü var olanı muhafaza etmenin en güzel örneğidir. Benim bildiğim Türkiye’de böyle bir şahıs yoktur, ‘Toprak Dede’ Hayrettin Karaca ve Şirince’yi ihya eden Sevan Nişanyan dışında aklıma birisi gelmiyor.

Üretken bir yazardı Potter, Göller Bölgesi’nin doğası ve yaşamını eserlerine kazandırdı. Özellikle yerden giden, hoplayan, bazen de sevimsiz veya ürkütücü kabul edilen hayvanlara karakter kazandırdı. Tavşan Peter’ın maceralarında giyim kuşamı ile bey efendi tilki Mr Tod ne kadar çekici ise onun pis kokan, yıkanmayan rakibi porsuk Tommy Brock, hırsız sıçan karakterli Timmy Willie veya domuz Robinson’a normal hayatta katlanamayız, değil mi?

İşte bu bilgilerle dolu gidilmesi uygun olur kanaatimce V&A Müzesi’nin Beatrix Potter Sergisi’ne… Ayrıca, sergi size sadece Beatrix Hanım’ı tanıtmıyor. İnsanların neden Londra’da yaşamak istedikleri sorusunu da soruyor ve akıllara getiriyor. Hayvanların yaşamımızda ne yaptığını da soruyor, nasıl da önemli olduklarını hatırlatıyor tahrip gücü yüksek insanoğlunun sorumluluklarıyla beraber.

Bitki isimleriyle ilgili hazırladı kataloğu heyecan uyandırsa da kadın olduğu için derneğe nasıl da kabul edilmediğini de hatırlatıyor. Bu haliyle kadınların elde ettikleri hakların ne anlama geldiğini anlatmak için de şahanedir. Kendiniz ve kız çocuğunuz için göz yaşı ile minnettar kalırsınız.

Yazın İngiltere’nin Göller Bölgesi’ne yolunuzu düşürsün bu sergi…merakla…hararetle onun yaşadığı köyleri, bıraktığı mirası keşfetmek isteyin.

Çünkü o zaman Beatrix Potter’ın sadece çocuk kitabı yazarı olmadığını, sadece tüm zamanların en çok satan kitaplarının yazarı olmadığını anlarsınız. Geleneklere bağlılığın ve gelecek nesillere bir şey bırakmanın öncüsü olduğunu, hayvanlarla beraber doğada harmoni içinde yaşamanın sembolü olduğunu anlarsınız. Doğayı, hayvanların yaşam alanlarını korumanın mesuliyeti olduğunu kavrarsınız. Bu alanlarda yaban hayatına nefes alacak yer bırakarak tarımsal faaliyetlerin muhafazasının neden gerekli olduğunu bir kere daha idrak edersiniz.

Geziniz ve merakınız bol olsun!

12 Şubat 2022 tarihinden yılın sonuna kadar.