İngiltere’nin Türkiye ticaret elçisi Afzal Khan, geçtiğimiz hafta yaptığı Kuzey Kıbrıs ziyareti sonrası istifa etmek zorunda kaldı.
Khan, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmüş, bölgede fahri doktora ile onurlandırılmıştı.
Ancak İngiltere, Kuzey Kıbrıs’ı bağımsız bir devlet olarak tanımaması nedeniyle, bu ziyaret Kıbrıs Rum yönetiminin sert tepkisine ve İngiliz siyasetinde krize yol açtı.
Kıbrıs Rum Kesimi hükümeti Khan’ın ziyaretini “kesinlikle kınanacak” olarak nitelendirirken, İngiliz Dışişleri Bakanlığı “bu ziyaret kişisel kapasitede yapılmıştır” açıklamasını yaptı.
Muhalefetten de baskı gelince Khan, “Parlamentoya güven esastır, bu tartışmalar hükümetin çalışmalarını gölgelemesin” diyerek görevinden ayrıldı.
İngiltere’de yaşayan 300 binden fazla Kıbrıslı Türk ve Rum topluluk için hassas bir dosya olan Kıbrıs meselesi, bu gelişmeyle yeniden gündemin ilk sıralarına taşındı.

AFZAL KHAN'IN, ZİYARETİ SONRASI YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLERE TEPKİLER
İngiltere merkezli Freedom and Fairness for Northern Cyprus Campaign (Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet Kampanyası), İngiltere milletvekili Afzal Khan’a KKTC ziyareti nedeniyle yöneltilen saldırı ve eleştirilerin “yersiz” olduğunu açıkladı.
Yapılan yazılı açıklamada, Khan’ın ziyaretinin “Kıbrıslı Türklerle diyalog ve açıklık ruhunu yansıtan bir etkileşim sağlama kararlılığını gösterdiği” ifade edildi.

“ELEŞTİRİLMEMELİ, TEŞVİK EDİLMELİ”
Açıklamada, bu tür adımların eleştirilmek yerine teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı. Khan’a yönelik saldırıların, Birleşik Krallık’ın Kıbrıs’taki dengeli garantör devlet rolünü zedeleme riski taşıdığı belirtildi.
Birleşik Krallık hükümetinin, Kıbrıs’ın hem Kuzey hem de Güney’inden temsilcilerle düzenli olarak görüştüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Genel seçimden bu yana Bakan Doughty, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birden fazla kez görüşmüştür. KKTC ile temas, Birleşik Krallık’ın garantör devlet rolünün temel bir parçasıdır.” denildi.
“TEK TARAFLI DİYALOĞU ENGELLEME GİRİŞİMLERİ ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRIR”
Birleşmiş Milletler’in yürüttüğü 5+1 görüşmelerinin, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmak amacıyla sürdürüldüğü hatırlatılarak, sadece bir tarafla diyaloğu engelleme girişimlerinin kalıcı anlaşma olasılığını düşürdüğü vurgulandı





