Bir kaç hafta önce hızlı tren AVE ile Barselona’dan Madrid’e gidiyorduk eşimle… ‘Dünya küçük’ derler ya… Gerçekten küçük… Frankfurt’tan dostum Erdem Kütükçü ile karşılaştık trende… Belki 10 yıl olmuştu görüşmeyeli… Aynı vagondaymışız, o bizden iki sıra öndeydi… Yanında fabrikasının müdürleri vardı. Zaragoza yakınlarındaki fabrikasına gidiyorlarmış… ‘Dünya küçük ama tesadüf büyük’ oldu diyorum… Çok sevindim ama daha da ötesi Erdem’in bu arada öğrendiğim büyük başarısı beni daha da sevindirdi…

Erdem, 1966 Erzurum doğumlu ama çocukluğu, gençliği Bursa’da geçmiş… Babası Fransızca öğretmeni, annesi ebe… İlk ve Orta Okulu Bursa’da okuduktan sonra Kuleli Askeri Lisesi’ne devam edip 1984’te bitirmiş ama ‘bu meslek bana göre değil’ diyerek devam etmemiş… Almanya’ya gelmiş… Bremen’de önce Gıda Mühendisliği, sonra Ekonomi tahsili yapmış… Türkiye’ye dönüp beş yıl kadar çalıştıktan sonra Almanya’ya dönüp Frankfurt’ta Dresdner Bank’ta işe başlamış... Ben de zaten bu yıllarda tanıdım kendisini…

Daha sonra Almanya’da yaşayanların yakından bildiği AyYıldız telekomünikasyon şirketinin kurucuları arasında yer aldı… Bazı start-up denemelerinden sonra güneş enerjisi sektörüne girdi… Bu sektör henüz emekleme safhasındaydı o dönemler… İşte bu dönemlerde ilişkimiz koptu onunla… İş konusunda çok enerjik olan Erdem, meğer 15 milyon Euro yatırımla İspanya’nın Aragon Bölgesi’ndeki Teruel’de bir alçı fabrikası kurmuş… Firmanın hakim ortağıymış… Bu öyle kolay olmamış tabii… Ne merhaleler yaşamış… Ekonomi fakültelerinde ‘Case study’ olarak öğrencilere okutulabilir…

Alçı deyince insanın aklına hemen tavan, inşaat geliyor… Ama alçı dediğimiz şey kimyasal olarak Kalsiyumsülfat… İnşaatın yanısıra lastik, biyoplastik, boya, kağıt, gıda, ilaç, tıp, seramik, kalıpçılık gibi akla gelebilecek çok geniş bir yelpazedeki sektörlerde kullanılıyor… Erdem anlattı… Alçı sektörüne dünyada Alman Knauf, Fransız St. Bobain, Belçika Siniat, Japon Joshimo ve Çin Bnbm firmaları hakimmiş… Yılda 270 milyon ton üretiliyormuş, 50 milyar dolar dönüyormuş… Erdem de zor şartlara, engellere rağmen ‘Torogrips’ firmasıyla kendini kabul ettirmiş bu sektörde… Toro ismi özel, patentli bir üretim teknolojisinden kaynaklanıyormuş…

Fabrikanın bulunduğu bölge geniş alçı madenlerine sahip… 41 bin metrekarelik alana kurulu fabrikada üretim yakında 300 bin tona çıkacak… Dünyanın her tarafına satıyorlarmış… Hollanda, Almanya, Belçika, İspanya’da beş üniversite onun için Arge çalışmaları yapıyormuş… Erdem’i tebrik ettim, başarısının devamını diledim… Bu arada Doğan Gündoğan, Sina Afra gibi pek çok ortak dostumuzun da kulağını çınlattık…

Erdem’in değerli İspanyol eşi Olga Ausejo Beorlegui bir balerin… Hollanda, Kanada, İtalya La Scala’da eğitim görmüş… Her yıl Temmuz ayında yapılan San Sermin Festivali ile ünlü Pampolana’lı… Navara Bölgesi’nin başkentinden… Hani şu boğa güreşleri ve arenaya giden boğaların önünden kaçanlarla ünlü kentten… Akşam eşlerimizle Barselona’nın ünlü La Gormanda isimli restoranına gittik… Füzyon Katalan mutfağıyla ünlü bir yer… Gelecekte Barselona’ya gidenlere gerçekten tavsiye ederim… Ancak önceden rezervasyon şart…