Almanya’da göçmen olmak kolay değil… Hele göçmen kökenli bir tiyatro sanatçısı olmak çok daha zor… Herkesin bildiği yıllardır yazılıp çizilen konular bunlar… Almanya’ya işçi göçünün başlaması yarım yüzyılı aştı. İnişli çıkışlı geçen bu zaman zarfında çok sayıda Türk kökenli tiyatro sanatçısı da yetişti…Ne Almanya’daki Türk toplumunun büyük kesiminin ne de Türkiye’de yaşayanların bu sanatçıların farkında olduğunu sanmıyorum… Sanatçının kaderidir bu… Perşembe akşamı onlardan birini izledik eşimle… Sanatçı Arzu Ermen’i…

Perşembe akşamı yaş günümdü… Eşim iki bilet alıp sürpriz yapmış… Kızlarımızla ve dostlarımızla biraz erken kutladıktan sonra tiyatronun yolunu tuttuk… Frankfurt’ta komedi tiyatrosu ‘Die Komodie’… Buraya sık olmasa da ara sıra gideriz… Özel ama tarihi bir tiyatro… Harpten yeni çıkmış Frankfurt’ta 26 Eylül 1950’de perdelerini açmış yarı yıkık bir binada… Nice ünlü sanatçılar gelip geçmiş… 1963’ten beri de şimdiki yerinde… 1972’den beri de Avusturyalı sanatçı Prof. Claus Helmer’in yönetiminde… Helmer’in sanat ve kültür alanında almadığı ödül yok… Almadıklarını saymak daha kolay…

Akşam Amerikalı yazar Michael McKeever’in orijinal adı Suite Surrender olan ‘Der Süsseste Wahnsinn (En tatlı çılgınlık) adı oyunu vardı… Dokuz sanatçı vardı oyunda… 1942’de Florida’da geçiyor… Savaştaki ABD askerlerine yardım gecesi düzenleniyor lüks Palm Beach Otel’inde… Geceye iki ünlü sanatçı davet ediliyor… İki divanın kaprisleri, otel müdürünün her ikisini kızdırmamak için çabalaması vesaire konu ediliyor. Bir de otele acar bir magazin gazetecisi geliyor ki bu rolde de Arzu Ermen vardı…

Arzu, bir Türk göçmen ailenin evladı… Köln’de doğmuş… Liseden sonra tiyatro eğitimi almış… Sayısız tiyatro oyununda ve filmde roller almış… Tanıtım kitapçığından sayabildiğim kadarıyla 20’ye yakın film ve dizi ile 30’a yakın oyunda yer almış… Köln Ren diyalekti ile de konuşabilen Arzu, stand-up sanatçılığı da yapmış… Köln’de yaşayan Arzu sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyormuş… Öğrendiğim kadarıyla sokaklarda yatıp kalkan evsiz barksızlar ile travma geçiren çocuklara gönüllü yardım projelerinde görev yapıyor… Akşam da magazin gazetecisi rolünde çok başarılıydı… Zaten böyle bir tarihi tiyatroda rol almak bile başlı başına büyük bir basari bence…

İnsanların gülünç yanlarının sergilenmesine dayanan komedide amaç, seyirciyi güldürürken düşündürmektir. Bilmem tanıyor musunuz… Alman tiyatrosunun 20. yüzyıldaki önemli yazarlarından biri İsviçreli yazar Friedrich Dürrenmatt’tır… Komedi türü oyunlar yazmıştır…14 Aralık 1990’da 70 yaşına kısa bir süre kalan ölen Dürrenmatt eserleriyle dünyayı değiştirmeye çalışmaz, sorunlara bir çözüm getirmez, fakat yazdıklarında sorunların temelindeki çatışmaları, gözden kaçanları görünür kılar. Akşamki oyun da böyleydi… Güldük, düşündük… Eşim iyi ki biletleri alıp sürpriz yapmış…

Frankfurt veya Frankfurt civarında yaşayıp da Almanca’ya hakim olanlara oyunu izlemelerini tavsiye ederim… Bu aynı zamanda Arzu Ermen’e de destek olmaktır… Bu destek de Almanya’da yaşayan Türk kökenli toplumunun geleceğine en azından sanatsal alanda bir tuğla koymak olduğunu unutmayalım…