Ülkemizdeki en büyük oteller zincirinden birinin Yönetim Kurulu Başkanı’nın Türkiye’nin yüksek tirajlı gazetelerinden birine yaptığı açıklamaları okudum önceki gün. Söz konusu başkanımız, ülkemizin turizmdeki yeni rotasının Çinli işadamları olduğunu söyledi. Malum Çin dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri… Sürekli üreten, sürekli kazanan, genel olarak hayat standardı iyi olan insanların yaşadığı bir ülke… Tabii ki de rotayı buraya çevirmek ve insanlarını  buraya çekmek bizim için büyük bir avantaj… Buraya kadar herhangi bir sıkıntı yok…

 Başkanımız devam ediyor ve Çinli turistleri buraya çekmek için otellerinden birinin yanına büyük bir tesis daha kuracağını, içerisinde Çin mutfağı ve Çinli turistlerin kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlayacakları her şeyi yapacaklarını söylüyor. Helal olsun! Bu tip girişimlerinde sonuna kadar destekçisiyiz…

Yine aynı başkan, inşaatına başlanan yatırımının 2012 yılının Haziran ayında biteceğini söylüyor. Ülkemizin bir tesise daha kavuşması da çok güzel ancak beni rahatsız eden açıklamalar da bundan sonra başlıyor. Açıklamanın tam metni ise şu şekilde; “Turistlere Heybeliada ve Boğaz turu yaptırıp, Reina ' da eğlendiriyoruz . Çırağan Sarayı 'nda konaklama yaptırıyoruz . Ertesi gün ise müzeleri dolaşıp Kıbrıs ' a geliyorlar . Önce kendilerinin Türkiye ' yi gösterip, daha sonra Kıbrıs ' a oyuna getiriyoruz.”

Ülkemizdeki küçük esnafımız kan ağlıyor ülkeye gelen turistler otelden çıkmıyorlar diye…. Gerçekten de kumarhaneler her ihtiyacınızı karşılıyor. Gak deyince ekmek guk deyince su buluyorsunuz. İzzet-i ikramlarla kendinizi hanedan soyundan gelmiş gibi hissediyorsunuz.  Ancak turistler otel dışına çıkmadıkları zaman, dükkanlarımızı gezmedikleri zaman ülke ekonomisine küçük esnaf bazında hiç bir katkıda bulunamıyorlar. Siz bu turistlere ülkemizin kültürünü, müzelerini, şirin köylerini, tek katlı evlerini, geçmişin izlerini göstermek, onlara Kıbrıs’ı tanıtmak için bir şey yapmazsanız, ayda 5 kere Kıbrıs’a gelen bir turist Kıbrıs’ı sadece havalimanı ve casino arasındaki yoldan oluşan bir ada zanneder.

 Bu açıklama çok garip geldi bana. Yani siz bu turistlere İstanbul’u tanıtıyorsunuz, gezilecek görülecek pek çok ultra lüks yerinde tur attırıyorsunuz, ufuklarını geliştiriyorsunuz. Sonra da tutup adamıza getiriyorsunuz. Adamız derken de casinolarınıza…

Nerde kalmış KKTC turizmini tanıtmak nerde kalmış, ülke ekonomisine katkı!!!

Ülkemiz yıllardır turizminin sadece kumar turizminden ibaret olmadığını belirtmek için canla başla çalışıyor. Kıbrıs eşittir kumarhane imajını kırmaya çalışıyor. Ancak ne yazık ki turizme yön vermesi gereken isimlerden biri çıkıp buna karşı bir açıklama yapıyor. Bu açıklamaları bir talihsizlik olarak nitelendiriyorum.

 Umarım bu yazı kendilerinin bilgisine getirilir de Çinli turistleri kumarhanelerin dışına çıkararak Kıbrıs’ımızı tanıtmak için yeni politikalar üretilir. Hem böylesi daha iyi değil mi? Hem siz büyük oteller kazansın, hem esnafımız kazansın hem de ülkemiz kazansın….