Daha dün gibi aklımda Başbakan İrsen Küçük’ün yeni kabineyi açıklayışı… Bir ufak değişikliğin haricinde en sevindiğim değişiklik de kişilerden ziyade bir bayanın kabineye girmiş olmasıydı… O günün manşetini ne atsak diye düşünürken kabineye ilk defa bir bayan elinin değecek olmasını da göz önünde bulundurmuş, yıllardır süregelen düzenin değişeceğini umut etmiş ve ‘Gelenek bozuldu’ demiştik…

 

Koyu bir feminist değilim ancak ne yalan söyleyeyim bayanların her alanda erkeklere kafa tutuyor olması ve bir çok konuda en az onlar kadar etkili olduklarını hissetmek beni mutlu ediyor. Üstelik Sayın Ünverdi’nin atanmış olduğu bakanlık, ülkede en çetin bakanlıklardan biriydi. Her daim kapınızın çalındığı, doğruyu da yapsanız yanlış da yapsanız eleştiri aldığınız bir bakanlık… İşte böylesine önemli bir bakanlığın bir bayan eline teslim edildiğini görmek beni gerçekten ama gerçekten çok mutlu etmişti.

 

Geçen zaman içerisinde ne yazık ki bu bakanlık ve Sayın Ünverdi’den beklentilerim konusunda hayal kırıklığı yaşamaya başladım ve özellikle Meclis kürsüsünde başta Sayın Bakan olmak üzere diğer bayan vekillerimizin de yüzeysel(!) ve oldukça seyrek(!) konuşmaları, ‘bu nasıl temsiliyet’ diye sorgulama neden oldu.

 

Göreve geldiği günden bu yana Sayın Bakanı ağırlıklı olarak sosyal içerikli işlerde gördük. ‘Bunun neresi yanlış’ diyeceksiniz tabii ki de bir yanlışlık yok. Ancak Sayın Bakan o kadar fazla sosyalleşti ki bu sosyallik içinde kendi bakanlığını ikinci plana atmak zorunda kaldı. Genel olarak Başbakanımızın eşi Gülin Küçük’ün yanında iftar yemeklerinde, yuva ziyaretlerinde ya da bir yerin açılışında gördük Sayın Ünverdi’yi. Göreve geldiği günden bu yana gazetelere bile bir elin parmağını geçmeyecek sayıda beyanat veren bakandan ne yazık ki, ülkedeki çalışma hayatı ya da sosyal güvenlik mevzuatına dair somut bir adım göremedik.

 

Önceki gün Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Meral Eroğlu da katıldığı bir yuva ziyaretinde aslında Sayın Bakan’a açık açık bir mesaj gönderdi. ‘Bugün burada bu konuşmayı yaparken Sayın Bakan’ın da burada olmasını isterdik’ diyen Sayın Eroğlu’nun bu mesajı umarız gerekli yerlere ulaşmıştır.

 

Bu ülkede bu kadar çok kaçak işgücü varken, kayıtsızlık had safhaya ulaşmışken, tüm bu olayların tepesinde olan en yetkili kişinin bu konuda ‘kayıtsız’ kalıyor olmasını kabullenmek pek de mümkün değil. Ramazan vesilesiyle herkes ziyaret ve paylaşımlarını artırdı tabii ki ancak bunu yapan pek çok siyasimiz günlük işlerini ve esas ilgilenmesi gereken konuyu ikinci plana atmadı. Sayın Ünverdi’nin biraz da ağırlık vermesi gereken konu hiç şüphesiz çalışma hayatıyla ilgili olan kısmıdır. Denetimsiz işyerlerinde kaçak işçi çalıştıran patronlara, emek sömürücülerine karşı acilen bir operasyon başlatılması gerekli.

 

Bunun yetkisi de Sayın Bakandadır. Yoksa bu ülke bir bayan bakanını sadece beş çaylarında, iftar yemeklerinde, dayanışma gecelerindeki haliyle hatırlamak zorunda kalacak.