HEPİMİZİN en büyük derdi "anlaşılmamak"! Şu dünyadan anlaşılmış olarak giden yok!

Neden peki? Neden kimse kimseyi anlamıyor?

Cevap veriyorum: "Neden anlasın?"

Anlamak "hak vermek"tir çünkü bir bakıma. Yakınlığı ne olursa olsun, karşıdakine hak vermekse dünyanın en zor işidir. İmkânsızdır hatta. İnsanoğlu bir tek kendine hak verecek şekilde yaratılmıştır.

Hal böyle olunca "Beni anlamadılar" diye kendini paralamanın manası yoktur.

Hem sen kendini anladın mı?

Anlamak için önce tanıdın mı?

Alın size "olmak ya da olmamak" kadar büyük olmasa da ona yakın bir mesele!

Kendini "tanımış ve anlamış" biri var mı aranızda?

Hele bir anlatın bakalım en yakınınızdakine... Kimden söz ettiğinizi anlayacak mı!

O sizi başka biri olarak tanıyor. Bir başkası başka türlü... Bir diğeri yine başka.

"Kaç kişi varsa çevremizde o kadar kişiyiz her birimiz."

Ha, kendinizi de yabancı sayın kendinize... "Size en benzemeyen tarif sizinkidir." En uzak.

Siz kafanızdaki ideal resmi anlatırsınız... Oynadığınızı...

 

*

 

Tam olarak kimiz biz?

Vallahi belli değil.

İnsan dediğin "karanlık".

En "doğruya yakın"ı, için için bildiğimiz ama kimseye hatta kendimize bile çaktırmadığımız... Yahut farkında bile olmadığımız ama kedinin pisliğini örttüğü gibi, alışkanlıkla, gayri ihtiyari üstünü örttüğümüz...

Nasıl anlaşılacaksın bu durumda?

Zaten hiçbirimiz anlaşılmayı beklerken öyle "çok derin" bir şeyden söz etmiyoruz. Bizim istediğimiz "sevilmek". Pohpohlanmak... "Sonsuz kredi... " Böyle şeyler.

Bunları verin karşınızdakine verebiliyorsanız... Hiç aksatmayacaksınız ama! O kendini "anlaşılmış" sayacaktır.

Fakat "kimse kimseyi sonsuza kadar pohpohlayamaz". Sonsuza kadar "Beni kimse anlamıyor" diye bağıracak olmamız bundandır.

 

 

 

MIŞ/MUŞ

 

■ Araştırma sonucuna göre AK Parti oylarını artırmış, halk Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçmiş.

Halk adeta "kapak" şampiyonu oldu!

 

*

 

■ Atatürk'ün eceliyle ölmediği, Menderes'in mezarında başkasının yattığı iddia edilmiş.

Durumumuzun "korku filmi"nden tek farkı, filmlerin ama öyle ama böyle "son"a ermesi!

 

*

 

■ CHP'li Aydın Ayaydın'ın oğlu, Kürşad Tüzmen'e düğünde kafa atmış. Aydın Ayaydın, "Oğlum hürmetlerini sundu" demiş.

Yeri gelmişken; halk da CHP'ye hürmetlerini sunuyor! " (Bakınız 1. Mış-Muş.)

(Haber Türk gazetesinden alınmıştır)