Bugünlerde dilime en çok dolanan şarkı ‘Akıllı bir deli’… Aydilge isimli sesi ve kişiliği renkli bir bayan seslendiriyor. Şarkının en sevdiğim bölümü ise; “Akıllı bir deli, öder bütün bu bedeli” kısmı…

 Bugünlerde adanın gerek iç gerekse de dış politikadaki ruh haline en çok yansıyan şarkı olduğunu düşünüyorum. Sebebine gelince….

Efendim malumunuz üzerine, Mari’deki patlamalardan sorumlu tutulan Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas büyük bir baskı altındadır. Sorumsuzlukla suçlanan Hristofyas’a insanların ölümünden sorumlu olduğu yükü de bildirilmiş ve kendisine alenen söylenilmese de ‘katil’ sıfatı kondurulmuştur. Zaten ne zaman KKTC ile ilgili en ufak bir meyil göstermeye kalksa taviz vermekle suçlanan Rum Lider, yaşanan bu gelişmeler üzerine, ‘benim acilen karizmayı toplamam’ gerek diye düşünmüş ve karizmayı kurtarmak için çareyi ‘Türkiye ve KKTC’ ile uğraşmak da bulmuştur.

 Geçtiğimiz hafta da bir takım sert çıkışlar yapan ve KKTC ile Türkiye arasında imzalanan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’na yönelik itirazkar tavırlar takınan Rum Lider ve beyin takımı(!), son bombayı da önceki gün yaptıkları açıklamalarla patlattılar.

 Anti işgal etkinliğinde konuşan Rum Lider, Güzelyurt ve Maraş olmadan bir çözümün mümkün olmadığını söyledi. Her fırsatta müzakere masasından elden kaçan sabun gibi kaçmaya çalışan Rum Yönetimi, ‘anti işgal’ adı altındaki sözde bir etkinlikte barış değil yine ayrılık mesajları verdi. Cumhurbaşkanımız Sayın Derviş Eroğlu’nun, ‘ömrümüz müzakere etmekle geçiyor’ sözüne yerden göğe kadar hak veriyorum. Karşıda kaçak dövüşen ve her fırsatta bel altı vurmaya çalışan böylesine bir rakip varken sportmence mücadele etmek neredeyse imkansız….

Lise zamanlarımda erkekler arasında sık sık kavga olurdu. Okul içerisinde dikleşen gençler birbirlerine ‘çıkışta tepeye gel’ deyip ayrılırlardı. Çıkış saatine kadar arkadaş toplanır mümkünse vurduğu yerde gül biten(!) arkadaşlar tercih edilirdi. İşte şimdi Rum Yönetimi de BM Genel Sekreteri Ban’ın öncülüğünde gerçekleştirilecek üçlü görüşmeden önce ‘tepede’ buluşacağı Türk tarafıyla mücadele için arkadaş toplama çalışması içindedir. Yapılan tüm bu açıklamalar ve dengesiz çıkışların nedeni de budur.

 Arkasına İsrail’i alan Rum Yönetimi sempati toplama ve haksız bir hak arama mücadelesi içerisindedir. Bu yüzdendir her yer fırsatta topu Türklere atmasının nedeni.

 Yalnız hem Rum Yönetimi’nin hem de destekçi ağabeylerinin unuttuğu bir şeyler var. Türkler yüzyıllar boyu toprakları ve bağımsızlıkları için mücadele etmiştir. Vatanın tek bir karış toprağını dahi kaybetmemek için canını, kanını vermiştir. Nerde kalmış Maraş, nerde kalmış Güzelyurt Üstelik Rum Lider yaşadıklarının etkisiyle Maraş konusunda kendilerine yapılan teklifleri de unutmuş galiba ki söylemlerine Maraş’ı da dahil etmeye başlamış. Gerçekten komik…

Her neyse özetleyecek olursak ne yazık ki Rum lider ve yandaşları pembe gözlüklerle hayata bakmaya devam etmektedir.  Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da dile getirdiği gibi bizler özellikle Güzelyurt’tan asla vazgeçmeyiz ve Güzelyurt verilemez.  Ancak yine de her fırsatta bunları söylemeye çalışan Rum lider, bu sempati toplama çalışmaları ile geri dönüşü olmayacak çıkışlar ve hatalar yapmakla zamanını geçirmemelidir.  Birkaç devlet sırtını sıvazlayacak diye böylesine söylemlerle adada zaten hep diken üstünde duran ‘barış’ kavramını derinlere atmamak lazım. Kendisini akıllı zanneden Rum lider acaba şarkıda da belirtildiği gibi tüm bu bedeli ödeyebilecek midir?