Çalışma hayatının aktörleri bu alanda her ne sıfatla bulunurlarsa bulunsunlar( çalışanlar, işverenler veya memurlar) aktif iş hayatının içinde bulunduğu müddetçe gelir elde etmektedirler. Aktif çalışma hayatı sona erdikten sonra gerekli şartlara taşımaları halinde emekli olmaya hak kazanırlar. Emeklilik, ömrü çalışma hayatıyla geçmiş insanlar için aslında pasif bir hayat anlamı taşımaktadır. Bu nedenle çalışma hayatından çekildikten sonra da belirli bir gelir elde etmesi yani belirli bir ücret alması gerekir. Bu ücreti yâda geliri elde etmesini sağlayan sistem kısaca ‘’emeklilik sistemi’’ diye nitelendirilmektedir. Emeklilik, insanın çalışma hayatı sona erdikten sonra herhangi bir hizmet yapmadan gelir elde etmesine olanak sağlamaktadır. Emeklilik müessesesi her ülkenin iç hukuk kurallarına göre farklı şekillerde düzenlenmiştir. Gerek emekli olmak için gereken şartlar gerek se de tabi olunan mevzuat kendi içinde çeşitlilik arz etmektedir. Çalışan bir işçi ile işvereninin tabi olduğu sistem yâda bir memurun tabi olduğu emeklilik mevzuatı farklılık göstermektedir.

İnsanoğlu durağan bir varlık değildir, gerek ekonomik kaygılar gerekse de başka kaygılar nedeniyle adeta atalarımızın da dile getirmiş olduğu ’’Doğduğun yer değil doyduğun yer ’’ sözünü doğrularcasına, çalışmaya başladığı yani iş hayatına atıldığı ülkesinden başka bir ülkeye giderek çalışma hayatını sürdürebilmektedir. Sürekli mobilize şekilde yaşayan bir varlığın tek bir sisteme bağlı olarak emeklilik hakkı kazanması düşünülemez. Bu nedenle illaki iş hayatına başladığı ülkede emekli olacak diye bir şart bulunmamaktadır. Kısacası; emeklilik için her zaman bulunduğu ülkenin mevzuatına bağlı olarak çalışma koşulu bulunmamaktadır. Ülkeler bunu sağlamak için kendi aralarında sosyal güvenlik sözleşmeleri yapmaktadırlar.

Avrupa ülkelerinin genelinde yaklaşık olarak 7 milyona yakın Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu vatandaşlarımızın büyük bir kısmı ülkeleriyle halen vatandaşlık bağını korumaktadırlar. Bu vatandaşlarımızın da mağdur edilmemeleri gerekmekte ve Türkiye’de ikamet eden bir vatandaşımız kadar sosyal güvenlik hakkına sahip olması gerekmektedir. Bu konuda Yurtdışında çalışan veya belirli sebeplerden ötürü bulunan Türk vatandaşlarının haklarının korunması bakımından gerek Türk Anayasası gerekse de buna bağlı olarak daha sonradan çıkarılan özel yasalarda bu görev açıkça devlete verilmiştir.1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 40. maddesi kısaca; herkesin sosyal güvenliğe sahip olduğu ve devletin bu hakkı korumak için gerekli her türlü tedbirleri alabileceği, örgütlenebileceğinden bahsetmiştir. 

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sosyal güvenlik haklarına ilişkin olarak ise yine Anayasamızın 62.maddesi devlete bu vatandaşlarımızın sosyal güvenlik haklarını sağlama konusunda gerekli görev ve yetkileri tanınmıştır. Bu yetkilerden en önemlisi Anayasamızın da 90.maddesinde belirtildiği üzere Devletin usulüne uygun olarak uluslararası sözleşmeler yapması ve bunun kanun hükmünde sayılmasıdır. Türkiye bu bağlamda yurtdışında yaşayan vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarını korumak için şu ana kadar 23 ülke ile  ikili anlaşmalar yapmıştır.

Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz koruma yöntemlerinin bir diğeri ise; gerek sürecin işleyişi ve gerekse de koşulları belirtmesi açısından önemli bir yere sahip bulunan 22.05.1985 tarihli 3201 sayılı ’’Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi hakkında kanun’’ çıkarılmıştır.

Bu yazı yurtdışında ikamet eden ve yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’den emekli olabilmeleri için gerekli şartlar ve sürelere değinilip daha sonra Birleşik Krallıkta yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’den emekli olabilmeleri için sağlamaları gereken genel ve özel koşullar irdelenecektir. Bu koşullara değinilirken olmazsa olmaz bir konu olan Borçlanma müessesi de ele alınacaktır.

1.Genel Olarak Yurtdışında yaşayan ve Türk vatandaşı olanların Emeklilik Şartları

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Yurtdışında ikamet eden ve burada yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’de emekli olabilmeleri belirli şartlara sahip olmaları ve bu şartların gerektirdiği niteliklere sahip olmaları gerekmektedir.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’den emekli olmalarını sağlayan ve sahip olmaları gereken şartları belirten yasalar;

  •  08.05.1985 tarihli ve 3201 sayılı “Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”
  • 17.04.2008 tarihinde kabul edilen ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 79 uncu maddesi,
  • 3201 sayılı Kanunda yapılan düzenlemelere ek olarak 06.11.2008 tarih ve 27046 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” ve ilgili genelgelerin hükümleridir.

08.05.1985 tarihli ve 3201 sayılı “Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ”da yer aldığı üzere emekli olabilmek için;

-Yurda kesin dönüş yapmış olmak , (3201 sayılı yasanın ilk şartı)

-Türk Vatandaşı olmak, yâda doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler,

Türk vatandaşlığı konusunda önemli olan bir husus, Bu durumun borçlanma başvurusu yapıldığı esnada da korunması gerekmektedir. Yani, kişi borçlanma başvurusu yaptığı sırada Türk vatandaşlığını sürdürmüyorsa bu kişinin borçlanarak emekli olması mümkün değildir. Fakat bu konuda korunan ayrıcalıklı kişiler bulunmaktadır. Bu kişiler Türk vatandaşlığı ile yabancı ülke vatandaşlığını birlikte sürdürenler yani ‘’çifte vatandaş’’ dediğimiz kişilerdir. Bu durumda bulunan vatandaşlarımız da borçlanarak Türkiye’den emekli olabilirler.

-Sosyal güvenlik kurumunca 5510 sayılı yasanın 82.maddesine göre hesaplanmış prim borcunu yatırmak,

-Yazılı başvuru da bulunmak,

Gerekmektedir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir hususta kanun lafzından da anlaşılacağı üzere, bu kişilerin 18 yaşını doldurduktan sonra yurtdışında Türk vatandaşlığını koruyarak geçirdikleri ve bunu belgeledikleri sigortalılık süreleridir. Kişinin 18 yaşından önce yurtdışında çalıştığı süreler borçlanma işleminde dikkate alınmamaktadır. Ayrıca kişi bu sürelerin arasında yâda bu sürelerin sonunda işsiz kalmış olabilir burada da kişiye bir kolaylık tanınarak ve sadece işsiz kaldığı bu sürenin 1 yıla kadar olan süreleri borçlanma da dikkate alınmaktadır. Borçlanma işleminde kişi, emeklilik başvuru tarihine kadar Türk vatandaşıysa ancak başvuru tarihinde bu statüsünü kaybederse yine borçlanma yaparak emekli olma hakkı bulunmamaktadır. Önemli olan başvuru yapıldığı anda da vatandaşlık statüsünü sürdürmesidir.

Borçlanma işleminde önemli olan diğer bir husus ise yurt dışındaki Türk vatandaşı ev hanımlarının durumudur. Bu durumdaki ev hanımları Yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanarak emekli olabilme hakkına sahiptirler ancak bunu borçlanabilmeleri için;

-3201 sayılı kanunda belirtilen kuruluşlara yani (Sosyal Güvenlik Kurumu ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesine tabi sandıklara) prim ödememiş olmaları halinde ev hanımlarının istekleri hâlinde borçlanarak emekli olmaları mümkündür. Bu kişilerin yurtdışında geçirdikleri sürelerde medeni halleri önem arz etmemektedir. Sadece bu kişilerin borçlanmak istedikleri süre zarfında ev hanımı statülerini sürdürmeleri gerekmektedir. Kısaca ev hanımlarının borçlanacakları sürelerde herhangi bir sigorta koluna bağlı olarak çalışmamaları gerekmekte, aksi takdirde çalıştıkları bu süreler için borçlanma başvurusu yapma hakları bulunmamaktadır.

2.Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın emeklilikleri için gerekli özel şartlar    

Burada asıl soru Türkiye’den emekli olabilmek için acaba sigortalılık girişinin yâda Türkiye’den çalışmasının bulunup bulunmaması, hususunun gerekip gerekmemesi yanında diğer özel şartlardır. Öncelikle Ev hanımlarının emekliliği istisnası dışında günümüzde Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın Türkiye’den emekli olabilmeleri için Türkiye’den sigorta girişlerinin yâda çalışmalarının bulunması gerekmektedir. Kişi Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı veya hizmeti yoksa mevcut düzenleme de emekli olma hakkına sahip bulunmamaktadır.

            Gerek yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız gerekse de Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız emeklilik rejimi konusunda genelde Türk vatandaşlığını muhafaza ettikleri müddetçe ufak tefek istisnalar dışında aynı şartlara tabi tutulmaktadırlar. Ancak yurtdışındaki vatandaşlarımız için önemli birtakım hususlar bulunmaktadır; Bu vatandaşlarımızın Yurt dışına gitmeden önce veya sonrasında Türkiye’den herhangi bir sigorta koluna tabi olarak sigorta girişinin olup olmaması, sigorta başlangıç süresinin zamanı ve borçlanma başvurusu yapacak kişinin cinsiyeti önem taşımaktadır. Çünkü bilindiği üzere Türkiye’de 01.10.2008 tarihli 5510 sayılı Sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ile kadın ve erkek emeklilik yaşları yeniden düzenlenerek emeklilik yaşları kademeli olarak artırılmış ve son olarak 01.01.2048 yılında ise her iki kesim için de eşitlenerek 65 yaş şartına bağlanmıştır.

 

3.Tüm bu açıklamalardan sonra acaba yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarımız hangi sigorta koluna tabi olarak emekli olabileceklerdir?

Yurtdışında yaşayanlar emeklilik için gerekli şartları taşımasına rağmen hangi emeklilik rejimine tabi olarak emekli olabilir? Bu konuda çeşitli opsiyonlar mevcuttur;

Konuyu daha anlaşılır kılabilmek için 2 farklı kahramanımızı yazımıza dâhil edelim, Kahramanlarımız Ahmet amca ve Ayşe teyze olsun. Borçlanma talebinde bulunan Ahmet amca/Ayşe teyze bu talebinden önce Türkiye’de herhangi bir sigortalılığının olup olmaması durumuna göre değişiklik arz etmektedir. Şöyle ki;

Eğer borçlanma talebinde bulunacak Ahmet amca/Ayşe teyze yurtdışına gitmeden önce Türkiye’de;

- İşçi yani şuan ki kanuna göre 4/a statüsü varsa, bu kişinin borçlandığı süreler de işçi yani 4/a süresine sayılır,

-Yâda Bağımsız çalışan yani 4/b statüsündeyken yurtdışına gitmişse borçlanması da 4/b yani bağımsız çalışan statüsünden olur,

- Ahmet amca/Ayşe teyze devlet memureyken daha sonra yurtdışına gitmişse;

Bu konuda 2 durum mevcuttur,

Eğer 15.10.2008 tarihinden önce yani 5510 sayılı yasadan önceki 5434 sayılı yasaya tabi olarak memur olmuşsa borçlanması da tıpkı işçi statüsündekiler gibi 4/a statüsünden olmaktadır,

Ancak Ahmet amca/Ayşe teyze 15.10.2008 tarihinden sonra ilk defa devlet memuru olup yurtdışına gitmişse bu kişinin borçlanması tıpkı kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar gibi 4/b statüsünden olmaktadır

Ama her zaman Türkiye’de bir sigortalılığı bulunmayabilir Ahmet amca/Ayşe teyze Türkiye’de hiç çalışmamış yani sigortalılıkları hiç başlamamış ise emekli olma hakları yok mu dur?

-Bu durumda kişinin, Türkiye’den herhangi bir sigortalılığı mevcut değilse bu kişi emeklilik için diğer şartları da taşıyorsa isteğe bağlı olarak borçlanarak 4/b statüsü üzerinden emekli olabilmesi için Ülkemiz ile yurtdışında yaşanılan ülke arasında uluslararası sosyal güvenlik ikili sözleşmesi bulunup bulunmamasına bakılır, Kişinin ‘’isteğe bağlı sigortalılık’’ müessesesinden emeklilik hakkı elde edebilmesi için yurtdışına bir işveren tarafından götürülüp,   götürüldüğü ülke ile Türkiye arasında ikili sosyal güvenlik sözleşmesinin bulunmaması gerekmektedir. Eğer aramızda ikili sözleşme mevcut değilse vatandaşlarımız onları çalıştırmak için götüren işverenleri üzerinden kuruma başvuru yaparak isteğe bağlı sigortalılık statüsünden emekli olabilmektedir. İsteğe Bağlı sigortalılık müessesesi 5510 sayılı yasanın 50.maddesine göre tanınan bir haktır yani 3201 sayılı yasanın verdiği isteğe bağlı borçlanarak emekli olmaktan farklı bir durumdur.

Gerekli şartları da sağlayarak emekli olabilirler.

4.Borçlanma talebinde bulunan vatandaşlarımız yurtdışında yaşadıkları ülke ‘de Türkiye deki işe giriş tarihinden önce bir işe giriş tarihine sahip iseler acaba bu ilk işe giriş olarak kabul edilecek mi?

Bu konuda 2014 yılı Yurtdışı yaşayan vatandaşlarımız için çok önemli bir dönüm noktasına sahiptir.

11.09.2014 tarih ve 29116 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan 6559 sayılı ‘’İş Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun’’ 29.maddesi ile 3201 sayılı Yasa’nın 5.maddesinde yapılan ilave metne göre yurtdışında yaşayan Türk Vatandaşlarımız için çok önemli bir değişiklik yapılmış ’’uluslararası Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’ ’İmzalamış ülkeler ile aramızda yapılan sosyal güvenlik sözleşmesinde eğer ‘’sözleşmeyi imzaladığımız ülke ile aramızda, vatandaşımızın o ülke ’deki işe girişi Türkiye’de emeklilik başvurusu yaptığı zaman ilk işe giriş olarak kabul edileceği yönünde’’ bir ibare bulunması halinde vatandaşımızın o ülkede Türkiye’den önce işe girişi varsa emeklilik hesabında ilk işe giriş tarihi olarak o ülkedeki işe giriş tarihi baz alınır. Ancak burada dikkat edilmesi gerek nokta Ülkemiz ile akit ülke arasında imzaladığımız sözleşme ’de bunun belirtilmiş olması gerekmektedir.

Bu konuya örnek vermek gerekirse;

Ahmet amca/Ayşe teyze Türkiye’de borçlanma talebinde bulunarak emekli olmak isterler. Türkiye’de ilk işe giriş tarihinin 2000 olduğunu farz edelim. Ancak Ahmet amca/Ayşe teyzemizin Almanya’da 1995 yılında bir şirkette işçi olarak çalışmaları vardır. Bu durumda acaba ilk işe giriş tarihi ne olacak? Ülkemiz ile Almanya arasında yapılan sosyal güvenlik sözleşmesinde mütekabiliyet esasında Ahmet amca/Ayşe teyzemizin 1995 yılındaki Almanya’da işe ilk giriş tarih borçlanma hesabı yapıldığında ilk giriş tarihi olarak göz önüne alınacaktır.

5.Borçlanma talebinde bulunacak Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşının ödemesi gereken tutarlar

Türkiye’den emekli olmak isteyen ve yukarıda değindiğimiz genel şartları sağlayan vatandaşların konumuzun kahramanları olan Ahmet amca/Ayşe teyzemiz;

-Öncelikle 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortasının 82.maddesinde yer alan prime esas kazancın asgari ve azami günlük tutarının üzerinden hesaplanacak miktarın  % 32 (% 20'si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primini, % 12'si genel sağlık sigortası primini ) sine denk gelen tutardan borçlanması,

-Borçlandığı tutarın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödemesi, ancak taksitlendirme vs. yapmadan ödemesi  (çünkü taksitlendirme geçerli değildir)

Gerekmektedir.

Bu konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse; şu anda emekli olmak için gerekli koşulları sağladığını düşünen ve yurtdışında yaşayan, Türk vatandaşlığı devam eden Ahmet amca yanda Ayşe teyze Türkiye den 3600 gün prim borçlanarak emekli olmak istediğinde;

 Türkiye’de Brüt asgari ücret 01.01.2016-30.06.2016 tarihleri arasında aylık (30 günlük tutar) ; 1.647,00 TL (günlük 54.9 TL) bulunmaktadır. Bu tutarı 30 güne böldüğümüzde yurtdışında yaşayan ve günlük asgari ücretin alt tabanından 10 yıl yani 3600 gün borçlanmak isteyen vatandaşımız Ahmet amca/Ayşe teyze;

54.9 TL x 3600=197.640 TL tutarındaki miktarın yukarıda da değindiğimiz prim oranı üzerinden (%32) ödemeyi Sosyal güvenlik kurumunca kendisine borcun tebliğinden itibaren 3 ay içinde ödeme yaparak emekli olmaya hak kazanabilmektedir.

Ancak Ahmet amca/Ayşe teyze kendisine tebliğ edilen borç miktarını biraz fazla bulup ödeyeceğini düşünememektedir ve bu tutarın sadece 5 yıla denk(1800 gün) kalan kısmını ödeyebilmiştir. Bu durumda Ahmet amcanın yatırdığı tutar geçersiz sayılmamakta, Ahmet amca sadece 1800 gün borçlanmış olmaktadır.

6.Borçlanma Talebinde bulunulduktan sonra vazgeçilebilir mi?

Olayımızın kahramanları Ahmet amca/Ayşe teyze yukarıda hesaplanan miktarı ödedikten belirli bir süre sonra pişman olup paralarını geri almak isteseler acaba bu durumda geri almaları mümkün olabilir mi?

Borçlanma müessesesinden her zaman vazgeçmek mümkündür, çünkü kişi parayı yatırdığı zaman ödeyebileceğini düşünüp günlük hayatın olağan akışının dışında kalan olağanüstü durumları öngörememektedir. Daha sonra gerek kişinin kendisinden kaynaklanan sebepler yâda hiç hesapta olmayan nedenlerle borçlanma durumu kendisine kaldıramayacağı bir yük olabilir. Bu durumda borçlanma bedeli olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırılan paralar geri alınabilir. Lakin borçlanma talebi sonrasında eğer kişiye aylık bağlanmışsa bu artık yatırılan paraların iade edilemeyeceği anlamına gelir ki, iade isteyen vatandaşımız kendisine aylık bağlanmadan önce sosyal güvenlik kurumuna başvurarak yatırdığı borçlanma bedelinin kendisine iadesini talep etmelidir. Yatırılan bedeller iade edilirken herhangi bir faiz işlemine tabi tutulmadan ve Türk Lirası üzerinden iade edilir.

Ancak iade talebinden bulunmadan önce Ahmet amca/Ayşe teyzemizin aklına daha önceden Yurtdışında yaşadıkları ülkelerde geçen hizmet süreleri gelir ve bu ülkelere ödedikleri primlerin ve sürelerin Türkiye’de emekli olabilmek için borçlanma hesaplanmasında dikkate alınmasını yani bir nevi buralarda geçen sürelerinin Türkiye’ye aktarılmasını istemeye karar verirler. Acaba yabancı ülkede ödenen primler Emeklilik için başvuru yapıldığından Türkiye’ye aktarılıp emeklilik hesaplanması yapılacağı sırada göz önüne alınabilir mi?

Borçlanma işlemi yapılarak Türkiye’den emekli olmak Türk yasalarıyla ilgili bir durumdur. Eğer kişi yurtdışında yaşamış ve orada çalışmış primlerini de oraya ödemişse bu primlerin Türkiye’ye transfer olması mümkün değildir. Kişi en fazla Türkiye’de gerekli şartları da sağlaması halinde ‘’kısmi emekli’’ olabilir. Yâda gerekli şartları sağlıyorsa yurtdışındaki en az 180 gün olmak koşuluyla yurtdışındaki çalışmalarını hizmet birleştirme yoluyla Türkiye’deki çalışmalarıyla birleştirebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus hizmet birleştirme ile b prim transferlerinin farklı kavramlar olduğudur. Hizmet Birleştirme de yurtdışındaki çalışma hizmeti ile Türkiye’de borçlanılmak istenen hizmetin aynı zamana denk gelmesidir. Burada aslında ‘’Sözleşme aylığı’’ denilen bir aylık bağlanır yani öncelikle, her iki ülkede geçen hizmetler birleştirilerek ‘’kısmi aylık’’lar bağlanır daha sonra bu kısmi aylıklar birleştirilip Sözleşme Aylığı bağlanmaktadır. Konumuza dönecek olursak Olayımızın kahramanları Ahmet amca/Ayşe teyzemizin bu tür primlerini Türkiye’ye transfer ederek emekli olma şansları mevcut düzenlemede mümkün değildir. Sadece eğer yurtdışında en az 180 günlük çalışmaları varsa hizmetlerini birleştirebilirler.

Ancak ülkelerin kendi aralarında yaptıkları sosyal güvenlik sözleşmeleri ile prim transferleri olanak hale gelebilmektedir. Burada önemli olan Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşının yaşadığı ülke ile Türkiye arasında Prim Transferini olanaklı kılan bir sözleşmenin olup olmamasıdır.

7.Türkiye’den emekli olduktan sonra Yurtdışına dönülüp Yurtdışında Kazanç getirici bir işte çalışılırsa Emekli aylığı kesilir mi?

Borçlanma yaparak emeklilik hakkı elde eden Ahmet amca/Ayşe Teyze kendilerine tebliğ edilen borç tutarını 3 ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırıp ve diğer gerekli şartları sağladıktan sonra emekli oldular ve hatta ilk emeklilik maaşlarını da alıp Türkiye’de hayatlarına devam ettiler. Ancak belirli bir süre sonra Yurtdışında yaşadıkları yeri, komşularını ve arkadaşlarını da özleyip geri dönmek ve orada yaşamak istediler ama bu sefer de Türkiye’den bağlanan emekli maaşlarının kesilmesinden çekinmektedirler. Acaba Ahmet amca/Ayşe teyze Türkiye’den emekli olmadan önce Yurtdışında yaşadıkları yere emekli olduktan sonra dönebilirler mi, dönerlerse emeklilik maaşları kesilir mi?

Olayımızın kahramanları yurtdışında daha önce yaşadıkları yere dönüp yaşayabilir ve bunun önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Türkiye’den emekli olabilmek için gereken ‘’Kesin Dönüş Yapmak’’ şartı bir daha yurtdışına çıkmamak anlamı taşımamaktadır. Aylık bağlandıktan sonra istediğiniz yerde yaşayabilirsiniz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus Türkiye’den emeklilik talebinden bulunulduğu zaman gelir getirici yâda aylık elde edilen bir işte çalışılmaması gerekmektedir. Aslında Türkiye’deki vatandaşlara tanınan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödeyerek emeklilik sonrası çalışılmaya devam etme durumu maalesef yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yurtdışında çalışmaya devam etmeleri halinde onlara tanınan bir hak değildir çünkü emeklilik aylığını Türkiye’den alan vatandaşımız yurtdışında yaşadığı ülkede çalışmaya devam ederse burada Türkiye’nin, yurtdışında bulunulan ülkenin mevzuatına herhangi bir müdahalesi olamayacağına göre, sadece Türkiye’den bağlanan emekli aylığı kesilmektedir.

Ancak Türkiye’den emekli olan yurtdışındaki vatandaşlarımız emekli aylığı bağlandıktan sonra Türkiye’de tıpkı Türk vatandaşları gibi sosyal güvenlik destek primi (SGDP) rejimine tabi olarak çalışmaya devam edebilirler ve emeklilik maaşlarından sadece SGDP kesintisi olur. Aslında bu vatandaşlarımızın SGDP ye tabi olarak Türkiye’de çalışma hakları daha önceden mevcut değildi. Bu durum 16.6.2010 tarihli 5997 sayılı kanun ile düzeltilerek tıpkı Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın sahip olduğu SGDP rejimine tabi olarak emeklilik sonra çalışma hakkı yurtdışında bulunan vatandaşlarımıza Türkiye’de emekli olduktan sonra çalışmaya devam etme imkânı getirmiştir.

8.Türkiye’den Emekli aylığı almaya hak kazanan vatandaşlarımız daha sonra yaşadıkları ülkelere dönüp, adlarına prim ödenip çalışmalarına devam ederlerse emeklilik aylıkları kesilir mi?

Emeklilik hakkı kazanıldıktan sonra dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da yurtdışında yaşanılan ülkede ikametgâha dayalı olarak herhangi bir sosyal sigorta yâda sosyal yardım ödeneği (bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımları alınmaması gerekmektedir. Bu durum tespit edilirse yine emekli maaşının iptal edilmesine neden olan bir etkendir.

Ancak bu konuda Sosyal güvenlik kurumunun iki farklı uygulaması ortaya çıkmaktadır;

Ø  Birinci uygulamada 13.09.2010 tarih ve 2010/103 sayılı genelgede; Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olduktan sonra sosyal sigortadan muaf kısa süreli yani cüzi çalışması olanların emeklilik aylıkları iptal edilmez ve kesilmez’’ hükmü yer almakta ve bu durum daha sonra 08.06.2011 tarih ve 2011/48 sayılı genelge ile de korunmuştur. Bu genelgelerin önemi şurada ortaya çıkmaktadır. Türkiye’ den emekli aylığı hak kazanmaya başlayan vatandaşımız daha sonra yurtdışına tekrar döndüğünde yurtdışında prime tabi olmayan ve yarı zamanlı işlerde çalışsa bile Türkiye’den aldığı emeklilik aylığı kesilmemektedir.

Ø  İkinci uygulamada ise 28.06.2012 tarihli ve 2012/24 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumunun Genelgesi’dir. Aslında bu genelde daha önce vatandaşa verilen yarı zamanlı ve prime tabi olmayan işlerde elde edeceği cüzi kazancı engellemek anlamına gelmektedir. Söz konusu genelgede daha önceki genelgenin aksine, Türkiye’den emekli aylığı almakta iken yurtdışında kazanç getirici herhangi bir işte çalışan cüzi gelir elde eden vatandaşlarımızın emeklilik aylıkları kesilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus 28.06.2012 tarihidir, çünkü bu tarihten önce emekli aylığı almaya hak kazanan ve alanlar bu tarihten sonra emeklilik aylığı almaya hak kazananlardan avantajlıdır. Çünkü bu tarihli genelge çıkmadan önce emekli olan vatandaşlarımız yurtdışında primden muaf cüzi kazanç getirici işlerde çalışabilir ve emekli aylıkları da kesilmez. Yani bu durumda ki vatandaşlarımızın hakları korunmuştur.

 KAYNAKÇA

·        1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

Kanunlar

·        3201 sayılı ’’Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi hakkında kanun’’

·        5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu

·        5510 sayılı Sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu

·        5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

·        506 sayılı sosyal sigortalar kanunu

·        1479 Sayılı Esnaf Ve Sanatkârlar Ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (Bağ- Kur) 

·        5434 sayılı emekli sandığı kanunu

·        2829 sayılı ve 24.05.1983 Tarihli Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun

·        16.6.2010 Tarihli 5997 Sayılı Azı Kanunlarda Ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

·        11.09.2014 tarih ve 29116 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan 6559 sayılı kanun

Yönetmelikler

·        Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında 24.05.1983 Tarihli Ve 2829 Sayılı Kanunun Uygulama Esaslarıyla İlgili Yönetmelik

·        06.11.2008 tarih ve 27046 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik

Genelgeler

·        3201 sayılı Kanuna göre aylık alanların yurtdışında çalışması, ödenek veya yardım almasına ilişkin 13.09.2010 tarih ve 2010/103 sayılı SGK genelgesi

·        08.06.2011 tarih ve 2011/48 sayılı Yurtdışı borçlanma ve tahsis işlemlerine ilişkin SGK genelgesi

·        28.06.2012 tarihli ve 2012/24 sayılı Yurtdışı borçlanma ve tahsis işlemlerine ilişkin SGK genelgesi

·        3201 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin 2015 / 09 Sayılı SGK genelgesi

·        3201 sayılı Kanunda yapılan değişikliklere ilişkin 2014 / 27 Sayılı SGK genelgesi Aylık bağlandıktan sonra yurtdışında çalışanlara ilişkin 2014 / 22 Sayılı SGK genelgesi

·        3201 sayılı Kanun uygulamalarına ilişkin 2014 / 19 Sayılı SGK genelgesi

·        3201 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borçların yurt dışından ödenmesine ilişkin 2013 / 18 sayılı SGK genelgesi