MUSTAFA KÖKER
LONDRA

UETD İngiltere Şubesi Başkanı Muttalip Ünlüer’in takdim konuşması ile başlayan konferansta, UETD Başkan Yardımcısı Köksal Kuş teşkilatın kuruluş ve yapılanma sürecini anlatarak, İngiltere’de yeniden yapılanma ile birlikte daha aktif faaliyet gösterileceğini kaydetti.


UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, Avrupa ülkelerinde Türk nüfusunun kurum ve kuruluşlar nezdinde daha iyi temsil edilmesi için teşkilat olarak yaptıkları çalışmaları anlattığı konuşmada, İngiltere’deki nüfusun da aynı oranda nüfuza çevrilmesi gerektiğini altını çizdi.


Teşkilat olarak İngiltere’ye geç geldiklerini ancak bu gecikmeyi gerçekleştirilecek faaliyetlerle telafi edeceklerini söyleyen Çelik, son genel seçimlerde Almanya’da UETD’nin daha aktif olarak toplumu bilinçlendirdiğini ve şu anda 11 Türk kökenli milletvekili ve 1 bakanın Almanya siyasetinde görev aldığını kaydetti. Çelik, “Her ne kadar Avrupa’da yaşasak da, Türkiye’nin çözmesi gereken birçok sorunumuz var. Sosyo-Kültürel siyasi bir teşkilatız. AK Parti’nin yan kuruluşu değiliz ama üyelerimiz sempatizanı olduğu için hükümetin yanında sorunlarımıza birlikte çözümler üretiyoruz. Almanya örneğinde olduğu gibi sizlerin de İngiltere’de aktif siyasete daha fazla katılım ile söz sahibi olmalısınız. Biz UETD olarak bu yönde çalışmalarımızla sizlerin yanında olacağız” dedi.




SANAL TEHLİKELER ÜRETİLEREK 28 ŞUBAT YAPILDI


Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Vakfı Dış Politika Koordinatörü Prof. Dr. Talip Küçükcan de konuşmasında ‘28 Şubat – 17 Aralık ve Yükselen Türkiye’yi anlattı.


28 Şubat sürecinde Akademisyen olarak İngiltere’de bulunduğunu hatırlatan ve kendisinin9 de 10 yıl süreyle bu ülkede yaşadığını anlatan Küçükcan, “bu ülkede hiç karşılaşmadığımız olaylar malesef 28 Şubat sürecinde Türkiye’de yaşandı. Sanal tehlikeler üzerine 28 Şubat Post Modern darbesi yapıldı. Malesef 28 Şubat’ı tek başına ordu yapmadı. Arkasında sermaye vardı, yargı ve üniversiteler vardı. Dönemin medyası ellerine Genelkurmay’dan tutuşturulan metinleri haber yaparak toplum mühendisliği yaptı. Yargı mensupları Genelkurmay’a giderek brifing takip etti. Üniversite rektörleri cüppelerini giyerek Ankara’ya koştu. Üniversite kapılarında başörtülü kızlarımıza barikatlar, ikna odaları kuruldu. 28 Şubat, devletin ve toplumun her kademesine nüfuz edilen bir darbeydi. 28 Şubat aslında bir toplum mühendisliğiydi. Son on yılı aşkın süredir Türkiye bir sessiz devrim yaşıyor. Bu başarıya imza adan da milli irade ve siyasi bir akıldır” tesbitinde bulundu.


Konuşmasında, 17 Aralık’ta yapılanların, 28 Şubat’ın devamı olduğuna dikkat çeken Talip Küçükcan, hedefin yükselen ve bağımsızlaşan Türkiye olduğunun altını çizerek sözlerini, “bugün durdurulmak istenen ne AK Parti’dir ne de Başbakandır. Bugün durdurulmak istenen Türkiye’nin ta kendisidir” diye tamamladı.




METİN KÜLÜNK ‘HODRİ MEYDAN’ DEDİ


Seçim kampanyası nedeniyle milletvekillerinin bölgelerinde çalışmak zorunda olmasına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki Türklere önem verdiği için kendisinin konferansa katılmasına izin verdiğini belirterek konuşmasına başlayan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, son dönemde hükümeti hedef alan olaylar üzerinde durdu.


Konuşmasını genel olarak 17 Aralık süreci üzerine yoğunlaştıran Külünk, “17 Aralık sizin, yani milletin iradesine bir darbe girişimidir. Darbe girişimini yapan güçlerin yeşil rengi sizi kandırmasın, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat neyse, 17 Aralık’ta odur. 28 Şubat’ta apoletlilerin yapmak isteyip yapamadığını tamamlama girişimidir. Gezi olayları ile Ukrayna benzeri bir sonuç alamayanlar 17 Aralık ile bunu tamamlamak istediler. Hedef Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti değildir.Hedef sizsiniz, sizin iradenize ipotek girişimidir. Yolsuzluk kavramı üzerinden sizin iradesine darbe girişimidir. Yolsuzluk gibi konularla ilgili alnımız açıktır. Taa ki mahkeme kararları kesinleşene kadar herkes masumdur. Hodri meydan diyorum; Buyrun 30 Mart’ta sandık var oylar ile indirin” diyerek muhalefet ve 17 Aralıkçılara meydan okudu.

Metin Külünk, bugün yaşananlara Türk milletinin yabancı olmadığını belirttiği konuşmasında, “biz bu aklı CHP’den tanıyoruz. Menderes iktidara geldiğinde halkı küçük gören anlayış, şimdi de size ‘göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı’ diyerek sandık iradesine ipotek koyma girişiminde bulunuyor. Ama başaramayacaklar çünkü Başbakan’ın durduğu yer sizin durduğunuz yerdir. Ona saldıranlar milletimizin egemenliğine saldırıyorlar ve bizimle,s izinle hesaplaşmak istiyorlar. Biz iki gücün önünde eğiliriz. Milletin önünde bir de Allah’ın önünde. Bize boyun eğdiremeyecekler. Şapkasını alıp gidip Türkiye’ye 40 yıl kaybettirenlerle bizi karıştırıyorlar, yanılıyorlar. Buyrun 30 mart’ta sandıkta görüşelim. Hodri meydan” şeklinde konuştu.

Toplantıda Abdullah Sönmez Yay’ın okuduğu, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Destan’ ve Zindan’dan Mehmed’e Mektup’ şiirleri büyük ilgi görürken, UETD UK Başkanı Muttalip Ünlüer yaptığı ikinci konuşmada, yeni dönem teşkilatlanma çerçevesinde düzenlenen bu gibi etkinliklerin devam edeceğini duyurdu.


UETD olarak toplum sorunları ile yakından ilgileneceklerini ve yeni projelerle hizmet vereceklerini belirttiği konuşmasında, katılımcılardan Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nin faaliyetlerine aktif olarak katılmalarını istedi.


Kadınların da katılımının yüksek olduğu Hackney The Petchey Hall Academy’de gerçekleşti.