Putin Antalya'daki G20 Zirvesi'nde AB'nin isteğinin tersine "Türk Akımı" Projesini gündeme getirdi. Hatta kendi bakanlarının bile şaşakaldığı, onların bile Putin'in bu hamlesinden haberdar olmadığı yazıldı.

Putin'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Cesur', 'mert' ve 'sağlam' bir lider olduğunu da defalarca söylemişti. Sonra aniden bir Rus savaş uçağı, kimliğini belirtmeden birçok kez Türk hava sahasını ihlal edince angajman kuralları gereğince düşürüldü.

Ve Putin gözü dönmüşçesine Türkiye ve Erdoğan düşmanı kesildi.

***

İçeriden, dışarıdan her türlü saldırı var Türkiye'ye. Aslında Erdoğan'a. Erdoğan'ın yeniden dirilttiği Türkiye'ye. Ama başaramayacaklar!

Son örneği Almanya ve Merkel.

Almanya Başbakanı Merkel de son 5 ayda 5 kez ziyaret ettiği Türkiye ile AB'nin lider ülkesi olarak mülteci sorunlarıyla ilgili sıcak diyaloglar geliştirdi. Ardından geçen yıl 1915 olaylarının 100. Yılında gündeme gelmeyen Ermeni iddiaları Alman Parlamentosu'nda gündeme geldi. Alman Meclisi'ndeki Türk asıllı milletvekillerinin de desteği ve oy birliğiyle "soykırım" kararı kabul edildi.

Merkel oylamaya katılmadı ama Türkiye'ye söz verdiği halde kendi grubuna da müdahale etmedi. 1 çekimser ve 1 ret oyuna karşılık karar oybirliğiyle Alman Meclisi'nden geçti.

1 ret, 1 çekimser, 1 katılmayan, Merkel'in olmadığı bir oylama. Matematiğe bakar mısınız?

Türkiye aleyhine karar, şak diye 1915 olaylarının 1001. yıl dönümünde ve hiç hesapta yokken Meclis'ten geçmiş oldu.

Merkel "Benim haberim yok, Türkiye ile köklü geçmişimiz var" ayaklarına yatıyor ama yemezler.

Görünmez bir el sanki Putin'in ardından Merkel'in de Türkiye'ye yakın duruşunu engelledi…

***

Almanya'da 3,5 milyon Türk vatandaşı yaşıyor. Türkiye'de en çok Alman malı otomobil tüketiliyor. Almanya'daki Türkler, Alman ekonomisine 40 milyar avro katkı sağlıyor, 400 bin Türk'ün de Almanya'da iş yeri var.

Yani Almanya Türkiye için herhangi bir AB ülkesi değil.

Hadi bizden utanmadınız bu yasayı çıkartırken, Almanya'da yaşayan 3,5 milyon Türk vatandaşından da mı utanmadınız?

Almanya'da hala azınlıklara yönelik ciddi ırkçılık sorunları varken, 'entegrasyon' adı altında Türklere ve diğer milleten Alman vatandaşlarına 'asimilasyon' dayatılırken, "soykırım" yasasının onaylanması tam bir komedi, tam bir ikiyüzlülük!

Adorno'nun "Faşizmin ölçeği" kavramı, bu Alman vekillere de uygulansın da Türkiye'den ne kadar nefret ediyorlar bir görelim?

Bu karar 'tavsiye' niteliğinde yani hukuki hiçbir bağlayıcılığı yok. Alman Parlamentosu kendi kendine çalıp oynuyor, tarihi bile kendisı yargılıyor(!)

Halbuki daha geçen hafta Japonya'ya giden ABD Başkanı Obama, gazetecilerin "Nagasaki ve Hiroşima'ya attığınız atom bombalarından dolayı özür dileyecek misiniz?" sorusuna, "Tarihi tarihçilere bırakalım. Savaş şartlarında olur böyle şeyler" anlamına gelecek bir yanıt verdi.

***

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Osmanlı vatandaşı Ermenilere yaşadıkları acıdan dolayı taziye dileklerini ileten, tüm arşivleri açan liderin Erdoğan olduğunu bildikleri halde AB ülkelerinin bu kendini 'yargıç' yerine koyma siyaseti, tam anlamıyla bağcıyı dövmeye çalışmaktır.

Rasyonel düşünmeyi ideoloji halin getiren AB, iş Türkiye'ye gelince aklı tutuluyor. Hâlbuki AB'yi rezil edecek bir güce sahip Türkiye ve bunun da farkındalar aslında. Türkiye eski Türkiye değil ve hamle gücü AB ülkelerinden daha büyük.

Durum bu kadar 'politikleştirilince', Türkiye'nin eli de armut toplamıyor. Yeter artık AB'nin şımarıklığı. Cumhurbaşkanı Erdoğan koydu noktayı, "Biz de sizleri kendi dertlerinizle baş başa bırakırız…"

(Aktüel'den)