Son yıllarda karşılıklı ticarette hedef büyüten Birleşik Krallık ve Türkiye, farklı sektörlerde ortak yatırımlarıyla da dikkat çekiyor.
Brexit sonrası özellikle ticari alanda Türkiye ile yakınlaşmasını sürdüren İngiltere, savunma sanayiindeki girişimlerin yanısıra, ulaşımda da ortak adımlar atıyor.
İki ülkenin yeni yol haritasında kısa süre önce yapılan mutabakat ile hidrojenli tren üretimi de öne çıktı.
Hidrojen yakıtlı tren üretimi, iki ülke arasında stratejik bir iş birliği anlamına geliyor.
Ankara’da 13 Kasım’da imzalanan mutabakat zaptına göre, iki ülke tüm paydaşları kapsayan bir diyalog mekanizması kuracak. Bu yapı içinde hem demiryolu kurumları hem de özel sektör aktörleri, hidrojenli trenlerin geliştirilmesi, test edilmesi ve nihai üretimi için koordineli şekilde çalışacak.
Hidrojenli trenler konusunda teknik ve ticari bir yol haritası hazırlanması da planlanıyor; bu harita, teknolojik gereksinimler, üretim tesisleri, Ar-Ge ortak projeleri ve finansman modellerini kapsayacak.
Bu iş birliği, her iki ülkenin de karbon emisyonlarını azaltma hedefleriyle doğrudan bağlantılı. Hidrojen yakıtlı trenler, fosil yakıtlara kıyasla çok daha düşük karbon salımı sağlarken, ulaşım sektöründe çevreci bir alternatif sunuyor.
Ayrıca, Türkiye’nin demiryolu ağı genişletme hedefiyle birlikte, çevre dostu ve yenilikçi teknolojilere geçiş stratejisini de güçlü bir şekilde sürdürdüğü görülüyor.
Uzun vadede, iki ülke arasındaki bu iş birliğinin demiryolu teknolojilerinde hem ihracata açık bir sanayi ekosistemi yaratması hem de iklim hedeflerine katkı sağlaması bekleniyor.
İngiltere Ulaştırma Bakanlığı’ndan demiryollarından sorumlu Bakan Peter Hendy, iş birliği ile ilgili yaptığı değerlendirmede, taraflar arasındaki ortaklığın giderek derinleştiğini ve demiryolu teknolojilerinde ortak çözümler üretme konusunda kararlılıklarının sürdüğünü dile getirdi.