Siyaset iyice ısınmaya başladı.  7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlere iki ay gibi kısa bir süre kala siyasi partilerin aday listeleri de YSK’ya teslim edildi.  Listede yer bulamayanların sitemleri ve sitem ötesi istifalar her dönemde alışık olunan gelişmeler olarak kayda geçti.

Ak Parti’nin lideri ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önerisi ile Ak Parti’ye getirilen 3 dönem kuralı ve bu kuralın kararlılıkla uygulanması siyasete yeni bir soluk açtı. Böylece Ak Parti’nin yeni kadroları millette de yeni heyecan yarattı. Çünkü bu kadrolara Yeni Türkiye ve 2013 hedefi verildi.

Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa için Ak Parti’nin yeni ekibi sahaya inmek üzere… Isınan siyasette 3 dönem kuralının millette nasıl bir heyecan yarattığı henüz tam olarak algılanamadı.

Yeni Türkiye hedefine ulaşmada bu kuralın ne kadar önemli olduğu sahada çok daha iyi anlaşılacak…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ak Parti’nin devrim gibi getirdiği 3 dönem kuralının sandığa olumlu yansıyacağının farkına vardı. Ya da bu konuda onu uyaran üst akıl oldu. Bunu çok iyi algıladı ve kendisine yakışan bir yöntemle bu kuralın neredeyse aynısını CHP’de uygulama yoluna gitti.

Tabi tam da CHP’nin misyonuna uygun bir şekilde…

Nasıl mı?

Anlatayım efendim…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 25. Dönem Milletvekili adaylarının belirlenmesi için ön seçim kararı alarak hem milletin algısına oynadı hem de birçok vekili dışarıda bırakacak bir manevra yaptı. Milletin algısına oynadı çünkü, CHP’de demokrası var dedirtti… Halbuki CHP’lilerin yarısı sandığa bile gitmedi.

Birçok MYK üyesine ve milletvekiline merkez yoklaması ile aday göstereceğini bu nedenle ön seçime girmemelerini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu oyunun ilk ayağını böylece kurmuş oldu.

Ön seçim ile yeni Milletvekili adaylarını belirleyecek CHP’li üyeler üzerinden parti teşkilatlarının hâkimiyeti ile istenmeyenler saf dışı bırakıldı. Böylece birçok mevcut Milletvekili saf dışı kaldı. Saf dışı kalan Milletvekillerinin akıllarında teşkilat bizi istemedi algısı oluşturuldu. Kılıçdaroğlu, kendisine rakip olarak gördüğü Mustafa Sarıgül’ü de İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın’ın yoğun çabaları ve teşkilata hâkimiyeti ile İstanbul 2. Bölgeden 9. Sıraya yani seçilmesi zor bir sıraya girmesini sağladı. Sarıgül’ün seçilmesini istemeyen CHP’lilerin oylarının HDP’ye gidebileceği de elbette hesaplandı.

Kılıçdaroğlu bununla da yetinmedi. Kontenjan adayı göstereceğini söylediği ve böylece ön seçime sokmadığı MYK üyelerinden Burhan Şenatalar, Yakup Akkaya ve Seyhan Erdoğdu’nun yanı sıra, İstanbul Milletvekili Faik Tunay, Umut Oran gibi isimleri de listeye koymayarak saf dışı bıraktı. İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’ya da ön seçime girmemesini söyleyen Kılıçdaroğlu, Erdoğdu’nun ön seçim kararı alması üzerine Gürsel Tekin’i ikna etmek için yanına gönderdi. Ancak, Erdoğdu ön seçime girerek İstanbul 2. Bölgeden 2. Sıra adayı olarak listeye girmeyi başardı.

Kılıçdaroğlu, CHP’lilerin bir türlü kabullenemedikleri Mehmet Bekaroğlu’nu kontenjandan İstanbul 3. Bölgeden 9. Sıra adayı göstermesi de teşkilatına bir mesaj taşıyor elbette. Bu mesajda da Sarıgül örneğinin aynısı olduğunu anlatmama gerek yok sanırım. CHP eşittir, Entrika siyaset…  

Milleti heyecanlandıran, ancak henüz kıymeti anlaşılamayan Ak Parti’nin 3 dönem kuralına imrenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, böylece CHP’ye yakışan bir oyunla ve kendisine yakışan bir operasyonla CHP’ de Ak Part’nin koyduğu 3 dönem kuralını uygulamıştır.

Yeni bir yazı da diğer siyasi hamleleri paylaşmak üzere…