Türkiye ile Almanya arasında imzalanan İşgücü Alımı Anlaşması çerçevesinde Anadolu’nun farklı şehirlerinden Almanya’ya yapılan işçi göçünün 60’ıncı yılı vesilesiyle "Türk-Alman İşçigöçü Anlaşmasının 60. Yılı Anma Programı" düzenlendi. Almanya’nın Stuttgart kentinde düzenlen programa; Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren, Türkiye'nin Stuttgart Başkonsolosu Erkan Öner, Stuttgart Büyükşehir Belediye Başkanı Frank Nopper ve Baden-Vürttemberg Eyaleti’nin Parlamento Başkanı Muhterem Aras katıldı.
Stuttgart Yeni Sarayı Beyaz Salonu'nda düzenlenen programda, 60 yıl önce Türkiye'den Almanya'ya işçi göçüyle gelen ilk nesil, yaşadıkları zorlukları ve verdikleri mücadeleyi anlattı.
TÜRK TOPLUMU BAŞARILI ÇALIŞMALARA İMZA ATIYOR
Bugün Almanya’da artık dördüncü nesline ulaşan ve sayıları üç buçuk milyona varan Türk toplumu olduğuna dikkat çeken YTB Başkanı Eren, Almanya’da yaşayan Türklerin ekonomiden siyasete, sivil toplumdan akademiye, kültür-sanattan spora kadar hemen her alanda başarılı işlere imza attığının altını çizdi.
Türk toplumunun, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilere son derece önemli katkılarda bulunduğunu ifade eden Eren, bu katkıların yalnızca Türkiye ve Almanya’yla sınırlı kalmadığını sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “BionTech’in kurucuları olan ve geliştirdikleri aşıyla tüm dünya için zorlayıcı bir sınama haline gelen Covid-19 salgınıyla mücadelede insanlığın geneli adına son derece kritik bir başarıya imza atan Uğur Şahin ve Özlem Türeci, bugün Almanya’daki Türk mevcudunun neleri başarabildiğine, hangi katkıları sunabildiğine güzel bir örnek teşkil etmektedir” dedi.
TÜRKLER ALMAN EKONOMİSİNE ÖNEMLİ KATKI SAĞLIYOR
60 yıllık süreç içinde işçilikten işverenliğe evrilen göç serüveninde Türk toplumunun Almanya ekonomisine de önemli katkılar sağladığını belirten Eren, “Tıp alanında yaptığı önemli çalışmalarla Dilek Gürsoy; kaleme aldığı eserlerle Türk-Alman edebiyatında önemli işlere imza atan Feridun Zaimoğlu; Köln Senfoni Orkestreası Şefi kıymetli besteci ve piyanist Betin Güneş; dünya çapında tanınan yetenekli futbolcu Mesut Özil; ve daha adını sayamadığımız birçok değerli isim hem Türkiye hem de Almanya için esaslı bir birikimi, yıldızı parlayan bir değerler bütününü yansıtmaktadır” diye konuştu.
YAKLAŞIK 400 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLANIYOR
Bugün, Almanya’da 50 farklı sektörde faaliyet gösteren Türklerin, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladığını vurgulayan Eren, “Bu iş yerlerindeki yıllık toplam ciro yaklaşık 50 milyar avroyu buluyor. Bu işletmeler, en büyük ticari partnerimiz ve ikili ticaret hacmimizin 30 milyar avroyu geçtiği Almanya ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesine de katkı sunmaktadır. Bugün başkentinde bir araya geldiğimiz ve 489 bin Türk’ün yaşadığı Baden Württemberg Eyaleti’nde üretim yapan Türk firmalarının da söz konusu ekonomik ve ticari ilişkilerdeki rolü büyüktür” şeklinde konuştu.
ALMANYA’DA FARKLI İNANÇ VE KÜLTÜRLER BİR ARADA BARIŞ VE HUZUR İÇİNDE
Eren, temelleri göçün ilk yıllarında kurulan cami dernekleriyle atılan Türk sivil toplum kuruluşlarının, bugün artık; kültür, ekonomi, siyaset, spor, eğitim, sanat ve daha birçok alana yönelik geniş bir çerçevede çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti. Eren, Almanya’da farklı inanç ve kültürlerin bir arada barış ve huzur içinde yaşaması hususuna da önem verdiklerini söyledi.
Almanya’daki Türk toplumunun her düzeyde siyasal katılımının artırılması gerekliliğinin toplumsal ve siyasi bir gerçeklik olarak karşımızda durduğunu aktaran Eren, temsil ve siyasal katlımın arıtılmasının Almanya ile kurulan bağların güçlenmesini sağlayacağını dile getirdi.
1990 YILINDAN BU YANA IRKÇI SALDIRILARDA 29 TÜRK YAŞAMINI YİTİRDİ
Eren konuşmasında Batı’da yükselen aşırı sağ ve beraberinde getirdiği ırkçılık ve nefret suçlarındaki artışa da dikkat çekti. Almanya İçişleri Bakanlığı verilerini paylaşan Eren şunları kaydetti: “Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 1990 yılından bu yana ırkçı saldırılarda 29 Türk yaşamını yitirdi. Onları rahmetle anıyorum. İnanıyorum ki, kayıplarımızın anısı bizlere daha barışçıl bir gelecek için en büyük mirası oluşturuyor. Bizler, ne olursa olsun, geleceğe umutla bakmayı tercih ediyoruz” dedi.
Çeşitli müzik gruplarının Türkçe eserleriyle sahne aldığı gecede, birinci nesli temsil eden konuklara çiçek ve hediye verildi.