Toplantıya, Türkçe ''Herkese merhaba, nasılsınız'' sözleriyle başlayan Kuyt, Antalya'da kamp yaptıkları için çok mutlu olduklarını, harika tesislerde ligin ikinci yarısı hazırlıklarının devam ettiğini söyledi.
Takım için özellikle güneşli günlerde çalışmanın çok önemli olduğunu belirten Kuyt, ''Sezonun ikinci yarısını heyecanla bekliyoruz. Özellikle Avrupa'da iyi işler yaptık. Türkiye Kupası'nda da aynı şekilde iyiydik. Ancak ligde daha yapacak çok şeyimiz var. Ama ben, diğer oyuncular, hocamız, teknik heyet ve bu ekipte olan herkes, daha iyisini yapabileceğinden emin ve bu yönde çalışıyoruz'' diye konuştu.
Bir gazetecinin ''Karabükspor maçının ardından yaşananlar, hocanın istifası, ardında geri gelmesi, geç oyuncuları ve tecrübeli oyuncuları nasıl etkiledi-'' sorusunu yanıtlayan Kuyt, Kardemir Karabükspor maçından sonra herkesin büyük bir hayal kırıklığına uğradığını kaydetti.
Takımın tüm planının ligde lider olmak üzerine kurulduğunu ifade eden Kuyt, ''Ligde çok iyi bir yerde olmalıydık. Karabükspor maçından sonra çok duygusal bir ortam vardı. Şu ana kadar bu konu hakkında çok şey söylendi. Her şeyden önemlisi hepimizin hocamıza ihtiyacı var. O yüzden hala bizimle birlikte olduğu için çok mutluyuz. Kulüp ve bu takım için hocamız çok önemli birisi. Kişisel olarak Aykut hoca benim için çok önemli birisi. Çünkü benim için Amsterdam'a gelenlerden birisiydi. Transfer döneminde benim Fenerbahçe'ye gelmemi bizzat kendisi istedi'' diye konuştu.
Zor dönemde yaşanan olayların kendilerini daha da güçlendirdiğini vurgulayan Kuyt, yaşanan olayların Aykut hocanın suçu olmadığını, oyuncuların daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtti.
-''Bence daha iyisini yapabiliriz''-
Bir gazetecinin ''Aykut hoca Kuyt'un üzerindeki yükü almak istediğini söyledi. Böyle bir transfer Kuyt'a ne kadar yardımcı olur-'' sorusu üzerine Kuyt, her takımda olduğu gibi kadroyu genişletmek ve geliştirmenin önemli olduğunu, takıma ve kendisine yardımcı olacak her oyuncunun başlarının üzerinde yeri olduğunu söyledi.
Kuyt, bir gazetecinin ''Moussa Sow ile Kuyt çok iyi anlaşıyorlar. Bunu nasıl özetler-'' sorusuna da ligin ilk yarısında Sow ile iyi oynadıklarını kaydetti. Sow'un kendisine yaptığı asistlerin, kendisinin de Sow'a gol paslarının olduğunu belirten Kuyt, ''Bazen farklı insanlar için din, dil çok önemli değil. Eğer futbolu biliyorsanız, aynı dili konuşuyorsanız, gözünüz kapalı bile olsa birbirinizi bulabilirsiniz. Son birkaç ayda benim ve Sow ile aramda böyle bir ilişki ortaya çıktı. Bence daha da iyisini yapabiliriz'' diye konuştu.
Kuyt, takımdan bazı oyuncuların gitmesinin çelişki oluşturup oluşturmadığı yönündeki soru üzerine, sezon içerisinde çok fazla maç yapıldığını ve bu nedenle de maç temposunu 11 kişi ya da 16 kişiyle götürmenin çok zor olduğunu söyledi.
-''Takımımızın kalitesi çok yüksek''-
Tüm yarışılan platformlarda takımın kendisini göstermesi için geniş bir kadroya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kuyt, üç kulvarda rekabet içinde bulunduklarını, bu nedenle daha fazla oyuncuya ihtiyaç duyulmasının normal olduğunu kaydetti.
Ligde yaptıkları hatalardan ders çıkarmak için kamp döneminde zamanlarının bulunduğunu dile getiren Kuyt, şöyle konuştu:
''Kişisel ve takım olarak inanıyoruz ki 6 puan geride bile olsak bu şampiyonluğu kazanmak için çok büyük şansımız var. Yaptığımız hataları ve bunlardan ders almamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Kaybettiğimiz puanları kendi hatalarımızdan kaybettik. Takımımızın kalitesi çok yüksek. Ancak bunlar geride kaldı. Şimdi önümüze bakıyoruz. Burada yaptığımız gibi iyi çalışırsak ve iyi konsantre olursak başarı da şampiyonlukta gelecektir.''
-''Birbirimize karşı dürüst olmamız gerekiyor''-
''Galatasaray maçında Meireles'e verilen kırmızı kart ve sonrasındaki olayları nasıl değerlendiriyor? Kendisi Meireles'in yerinde olsa nasıl tepki verirdi?'' sorusunu yanıtlayan Kuyt, futbolun çok duygusal bir oyun olduğunu, oyuncular ve hakem için de zor bir spor olduğunu ifade etti.
Kuyt, sözlerine şöyle devam etti:
''Önemli olan birbirimize saygılı ve dürüst olmamız. Ben Meireles ile Galatasaray maçının ardından konuştum. Bana, 'Ben yaptığım hatalardan dolayı cezalandırılmaya hazırım. Yapmadığım şeylerde dolayı cezalandırılmak istemiyorum'' dedi. Birbirimize karşı dürüst olmamız gerekiyor. Caner için de aynı şey geçerliydi. Hakem hata yapabilir. Ben de her maçta hata yapıyorum. Ama bazen maçlardan sonra 'Özür dilerim hata yaptım. Umarım bunu bir daha tekrarlamam'' demek gerekiyor. Kadıköy'deki son maçtan sonra hakeme son derece saygım var. Çünkü ben bir hata yaptım. Hakem saygılı bir şekilde bana yaklaştı ve 'Bu bana karşı adil değil. Bunu bana yapma' dedi. Ben de ona, 'Sen haklısın, özür dilerim' karşılığı verdim. Bence bu durum Türk futbolu için çok önemli bir durum. Çünkü günü sonunda hepimiz birlikte yaşıyoruz ve hepimiz aynı şeyin peşinden koşuyoruz.''
