Erdoğan, bu belgeyi Türkiye ziyareti sırasında Sarkozy'e hediye ettiklerini ancak onun bu belgeyi okumadığının belli olduğunu söyledi. Erdoğan, bu belgenin 1526'da işgal altındaki Fransa'nın tutuklu kralı Fransuva'ya Kanuni Sultan Süleyman'ın gönderdiği mektup olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan ardından bu mektubu okudu.
Bugün Gazetesi yazarı Erhan Afyoncu işte o belgeyi yazdı:
Kanunî’nin Fransuva’ya fermanı: Korkma geliyorum
Başbakanımız, Fransa’yla ilgili yaptığı konuşmasında tarihi bir fermanı okudu. Bu ferman Osmanlı’nın Fransa’nın var olması için verdiği mücadelenin ilk adımıydı.
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki yakın temaslar Kanunî Sultan Süleyman’ın saltanatının ilk yıllarında başladı. Fransa Kralı Birinci Fransuva, Avrupa’daki en büyük rakibi Beşinci Karl ya da Osmanlı kaynaklarındaki adıyla Şarlken karşında 1519’daki imparatorluk seçimlerinde Kutsal Roma-Cermen tacını, 1525’teki Pavia Savaşı’nda da özgürlüğünü kaybetti. Hristiyan âlemine 1519’da imparator seçilebilmek amacıyla üç yıl içinde Haçlı ordularının başına geçip bütün Avrupa’yı ve İstanbul’u Türkler’den kurtaracağını vadeden Kral Fransuva, bu defa kendisini esaretten kurtarmaları için Türkler’den yardım istemek zorunda kaldı. Kanunî Sultan Süleyman, Batı’daki gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip ediyordu. Şarlken’in imparator seçilerek Avrupa’nın önemli bir kısmına hâkim olması, Osmanlı İmparatorluğu açısından da istenmeyen bir gelişmeydi.
Kanunî, 1526 Ocak ayında Fransuva’nın yardım isteğine gönderdiği fermanında kendi haşmetini belirtip, imparatorluğunun vilayetlerini sayarken Fransa’yı sıradan bir vilayet, kralını da hiç unvan zikretmeden sıradan bir hükümdar olarak nitelendiriyordu.
“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un (Sivas ve civarı) ve Dulkadir Vilayeti’nin (Maraş ve civarı) ve Diyarıbekr’in ve Kürdistan ve Azerbaycan’ın ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve büyük babalarım ecdadımın kahredici kuvvetleriyle fethettikleri, büyüklüğün sığınağı olan zatımın ateş yağdıran ve zafer nakşeden kılıcıyla fethettiği nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bâyezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han’ım.
Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva’sın:
Hükümdarların sığındığı kapıma elçiniz Frangipan ile mektup ve sözlü olarak da birtakım haber göndermişsiniz. Ülkenizi düşman istila ettiğini, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep etmişsiniz. Daha başka ne söylediyseniz her şey benim âlemin karargâhı olan tahtımın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden ayrıntılı olarak haberdar oldum. Şimdi, hükümdarların yenilmesi ve haps olunması hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Bizim büyük babalarımız ve atalarımız.
Allah kabirlerini nurlandırsın daima düşmanı defetmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri durmamışlardır. Biz de onların yolundan gidip, her zaman memleketler, sarp ve korunmuş kaleleri feth eylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşanılmıştır. Yüce Allah hayırlar nasip edip, iradesi ne ise yerine gelsin. Bundan başka durumlar ve haberlerin, gönderdiğiniz adamınızdan sorulmuş olduğu malumunuz olsun. Böyle biliniz.”
932 yılı Rebiülahir ayının başlarında (Ocak 1526), saltanat mekânı, büyük ve korunmuş şehir İstanbul’da yazıldı. (Fermanın orijinali için: Annie Berthier, “Kanunî Süleyman’ın I. François’ya Mektubu”, Toplumsal Tarih, sayı: 17 (İstanbul 1995), s. 43-45).
Bu fermandan sonra Osmanlı’nın verdiği destekle Fransa hayat hakkı bulabildi.
Nitekim 1532’de Fransa Kralı Fransuva, Venedik elçisine “Şarlken’e karşı Osmanlılar sayesinde güvence altında olduğunu” söylüyordu.





