ERZURUM (AA) - Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu Kulübünce "Akciğer ve Çevre" konulu sempozyum düzenlendi.

Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinin Konferans Salonu'nda düzenlenen sempozyumun 4 oturumunun başkanlıklarını Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Leyla Sağlam ile aynı bölümden Prof. Dr. Ömer Aras, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalından Doç. Dr. Sevilay Özmen ve Tıp Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Çınar Tanrıverdi ile öğrenciler yaptı.

Sempozyumda, alanında uzman hocalar çevre hukuku, akciğerde toz birikmesi, çevre kirliliği ve akciğer radyolojisi, KOAH ve çevre, astım ve akciğer kanserinde cerrahi, medikal tedaviler gibi konu başlıklarında sunum yaptı.

- "Çevresel faktörleri azaltıp önleyerek akciğerlerimizi koruyabiliriz"

Prof. Dr. Sağlam, AA muhabirine, çevre kirliliğine maruz kalan ilk organın akciğer olduğunu söyledi.

Sempozyumda, çevresel kirliliğe dikkati çekmeyi amaçladıklarını anlatan Sağlam, "Hastalıkların genetik yönleri var ama onlarla çok müdahale edemiyoruz. Çevresel faktörleri azaltıp önleyerek akciğerlerimizi koruyabiliriz. Çevresel faktörler sigara, hava kirliği, tozlar ve kimyasallar ve polenler (çiçek tozları) bile olabiliyor." dedi.

Sağlam, sigara içimiyle KOAH'ın son zamanlarda yaygınlaştığına, ülkede akciğer kanseri ölümlerinin ilk sıralarda yer aldığına işaret etti.

En önemli çevresel faktörlerden birinin sigara olduğunu vurgulayan Sağlam, "Anne baba çocuğun yanında sigara içiyorsa çocuğunu riske atıyor. Anne baba bunun farkında mı bilmiyoruz. Farkında olan da olmayan da içiyor. Bunları aydınlatmamız lazım. Sağlıklı gelecek aydınlanmış toplumla mümkün." diye konuştu.

Sağlam, evde sigara içilmemesi, yakıt ve pişirme düzenekleri önlemi gibi bu işe evlerden başlanıp daha sonra çevresel ve yönetimsel olarak tedbirlerin gerektiğini aktardı.

- "Nefes alırken neyi aldığımızı bilmeliyiz"

Çevresel kirliliğin geniş alan olduğunu anlatan Sağlam, şöyle devam etti:

"Mesela kot kumlama işinde çalışanlara kliniğimizde özellikle silikozis (akciğerde toz birikmesi) tanısı konuldu ve birçoğunu kaybettik. Çünkü bunun tedavisi yok. Bu anlamda hastalık oluşmadan önce önlem almalıyız. Önlem alınmadan yapılan iş yerlerinde ya da merdiven altı dediğimiz yerlerde gençler hasta oldu. Yine cam işçileri, gemi söküm işleri de bunlara örnek. Aldığımız nefeste her yabancı partikül sağlık açısından tehlike oluşturmakta.

Son günlerde çöl tozları konuşuluyor. Çöl tozlarının içinde partiküller var, bunlar hastalık yapabilir, akciğerleri zayıflatıp diğer hastalıklara zemin hazırlayabilir. Onun için o günlerde kapıları, pencereleri kapatın. Dışarı çıkacaksanız ağzınızı, burnunuzu kapatın. Tozlara maruz kalmayın. Her bir toz zerresi bize zarar verebilir. Nefes alırken neyi aldığımızı bilmeliyiz."

Sempozyumla çevre ve akciğer sağlığına farkındalık oluşturmak istediklerini belirten Doç. Dr. Özmen ise kulüp başkanı ve öğrencilerle sempozyuma katılanlara teşekkür etti.

Özmen, "Sanayileşme, kentleşme ve insan insan faaliyetleri doğamızın dengesini bozmakta ve durum solunum yolları hastalılarının artmasına neden olmaktadır. Bu sempozyumda öğrencilerin öğrendiği bilgilerin, akademik hayatta ve günlük yaşamlarında yol gösterici olmasını umut ediyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak: aa