Türkiye’yi karıştırmak isteyen üst akıl, 7 Haziran’da amacına ulaştı ve senaryonun ikinci bölümü için PKK’yı kullanmaya devam ediyor.  Nasıl mı?

Suruç katliamını yapan PKK terör örgütünün ta kendisidir.  

Barış sürecini sona erdirmek için bu eylemi gerçekleştirmiştir. Bu sayede silahlanıp savaş başlatmayı amaçlamaktadır. Terör örgütü ve Milletin Meclisi'nde milletin maaşı ile ahkâm kesen onun siyasi kanadının açıklamaları da bunu doğruluyor. Türkiye büyük oyunun yani iç savaşın içine sokulmaya çalışılıyor. Devlet asla zafiyet göstermemeli.

İnsan katleden teröristin cezası mutlaka idam olmalıdır. Bu oyununu durduracak başka bir çözüm yoktur.  İdam derhal geri gelmelidir. Ama zaten idam gelmesin diye terör örgütünün siyasi kanadı meclise sokulmuştur. Hem de Ak Parti düşmanlığı üretenlerin oyunlarına gelip Etiler’de bile oy verenlerin desteği ile…

Türkiye’ye oynanan bu büyük oyunun başlangıç noktası 7 Haziran seçimleridir. Ak Parti’nin tek başına iktidar gücü kırılmalıydı. Çünkü güçlü bir iktidarın olduğu yerde kaos yaratmaları mümkün olmamıştı. Her yolu denemişler ama başaramamışlardı. Hele hele her şeye rağmen halkına güvenip dik duran Recep Tayyip Erdoğan oyunlarını bozuyordu. Bir taraftan yapılan yollar, barajlar, köprüler hazmedilemiyor, millet bu noktada kışkırtılıyor, diğer yandan terör ve kaosun düğmesine basılıyordu.

Ak Parti’nin tek başına iktidarı kaybetmesinin de tek yolu Terör örgütü PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girmesi idi. CHP’nin açık desteği ile PKK terör örgütünün siyasi kanadı HDP yüzde 13 oyla Meclise sokuldu. Dolayısı ile CHP görevini tamamlamıştı. Güneydoğu’da her türlü yatırımı yapan, barış sürecini getiren Ak Parti’ye silahların ve tehditlerin gölgesinde oy çıkmaması sağlandı. Seçim sonunda bu yüzden CHP ve HDP zafer naraları attılar.  HDP Meclis’e girsin diye de zaten güneydoğuda seçmen oy kullanmadan sandıklara HDP’ye oylar atıldığı da belgelerle ortaya çıkmasına rağmen kimsenin de itirazı olmadı. Bu oyunun birinci bölümü idi ve tamamlandı.

Suruç patlaması ile oyunun ikinci planı devlere sokuldu. Zaten PKK terör örgütü dağdan barış sürecinin bittiğini artık saldırı durumuna geçeceklerini açıkladı. Siyasi uzantısı da buna destek oldu. Bunu nasıl yapacaklardı? Suruç’ta gerçekleştirdiği katliam ile bunu yaptı. Çünkü bir taşla iki kuş. Zaten bu patlamanın sorumluluğunu Meclis’teki uzantıları aracılığı ile devlete yükledi bile. Onlar eylem yapacak, devlet suçlu çıkacaktı…

Devlet Suruç katliamının PKK tarafından yapıldığını ortaya çıkaracak ama zaten devlete inanan olmadığı için bir şey de değişmeyecek.

"Aman provokasyon olmasın" mantığı ile bastırılan güvenlik güçleri. Hatta daha da ileri gidip, terör örgütü başı olmaktan mahküm olan  Öcalan ve her konuşmasında tehditler savuran örgüt başı Kandil'in gönlü olsun diye yapılan müzakereler terörü ve teröristleri şımarttı. Artık terör ve teröristler ellerinde kaleşlerle büyük şehirlerde bile rahatça dolaşıyorlar. Korkuları yok artık.

Dönemin Başbakanı Ecevit’in sözü aklıma geldi. Başörtüsü ile Meclis’e giren Merve Kavakçı’ya “Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Bu kadına haddini bildirin” deyivermişti. O kadının elinde silahı da yoktu. Başörtüsünü silahtan tehlikeli gören zihniyet, bugün elindeki silahı ile siyaset yapan siyasi zihniyeti savunuyor. Savunma ile kalmıyor, “Ben ve ailem barajı geçsin diye HDP’ye oy verdik” diyebiliyor. Büyük oyunun oyuncularının kimler olduğunu artık herkes öğrenecek.

Türk milleti PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin terör söylem ve eylemleri ile baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.  Terörle mücadele edenler, milletvekili sıfatı taşıyan örgütün siyasi uzantıları tarafından bizzat sahada engelleniyor. Terör bitsin diye mücadele edenler çeşitli suçlar itham edilerek sindirildi ve yok edildi bile. Şimdi ise terör uygulayan teröristler, memleketi kaos ortamına çekip, sindirip parçalayıp uşağı oldukları ülkelere Türkiye’yi peşkeş çekme derdindeler.

Türk milleti Kürt milleti adına terör baskısı altına alınarak sindirilmeye çalışılmaktadır. Ellerinde silah, şehirlerimize kadar geldiler. Kimsenin sesi çıkmıyor. Devlet Başkanımıza hakaretler ediyorlar, yine kimsenin sesi çıkmıyor. Hükümet Başkanına ağızlarına geleni söylüyorlar, yine kimsenin sesi çıkmıyor. Hayır, anlamadığım şey, sahi Devlet nerede?

7 Haziran’dan sonra dik duruş gösteren ve HDP’yi yok sayan MHP’yi millet alkışlamaya başlayacak.

Şimdi MHP’nin duruşunu anlayanlar beri gelsin. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu duruşunu takdir ediyorum.

Milleti yolsuzluk ve hırsızlık safsataları ile oyalayanlar, milletin güvenliğini hiç gündeme bile getirmediler. Ama şimdi bıçak kemiğe dayanmıştır. Beslenen yılan sokmaya başlayacaktır.

Söz konusu Kobani olunca, söz konusu PKK olunca herkesim ayağa kalkıyor da, 17 yaşında kurban eti dağıtırken terör örgütü tarafından vahşice öldürülen Yasin için kimsenin içi cız etmiyor mu? Şehit onbaşı, şehit başçavuş için sesini yükselten yok mu? Onların canı can değil mi?

Yazıklar olsun insanı ırkına, dinine göre ayıranlara… Yazıklar olsun, üst aklın senaryosu için insanların ölümlerine neden olanlara. Yazıklar olsun, kendi saltanatları için milletin gözünün içine bakarak, yalanlarla tezgâh kuranlara… Yazıklar olsun, sırf Müslüman oldukları için o insanlara oyun çeviren ve o insanları katledenlere…

Ateşle oynama yavrucum elin yanar…