Hayvanları besleme turundaydık. Ritüelimizi her gün iki kez tekrarlarız. Bulunduğumuz sokağın iki yanında çifter çifter 'Girilmez' tabelası vardır. Ayrıca bir süredir, öbür taraf kapalı. Çünkü giriş olan yerde tamirat ve kaldırım düzenlemesi mevcut. Karşıya geçip, anne kedi ve dört yavrusunu beslemeye yöneldik. Bir anda önümüze açık renk bir otomobil fırladı. 20-21 yaşlarında genç kullanmakta. Eğer gerekli refleksi göstermesek, kesinlikle parçalanmıştık. Gözlerimiz plakaya gitti; 38 LR 938. Anlayacağınız, İstanbul'da Kayserili. 'Bankadan para çekeceğim' gibisinden bir şeyler geveledi. Saat 08.35. 'Tabelaları görmüyor musun?' der demez gazladı. Bir yandan bağırıyor; 'Şerefsizlik etme. Nereden gireceğimi sana mı soracağım?' 'La Havle' çekip, boş verdik. Bizi bekleyen araca binip, gazeteye hareket ettik. Bunları niye yazdığımızı izah edelim. Trafik Denetleme Şubesi'ni arasak, bin dereden su getirecekler. 'Şuraya mesaj atın, ilgilenelim' şeklinde. İşte bildirdik. Tabi”, bunu e-postadan sayarlarsa. Size bir başka düşüncemizi aktaralım; 'Eğer bu saygısız delikanlının gadrine uğramış olsaydık. Bizi her gün aynı saatlerde bekleyen dört ayaklıların durumunu düşünebilir miydiniz?'

***

Kalemşörü, çenesi düşük olanları yine ortalara döküldü. Hani o meşhur reklamdaki gibiler; 'Ağzı olan konuşuyor'. Meğer, 'PKK içinde Derin PKK varmış' ama haberleri yeni olmuş. Ne diyelim bunlara. İran'ın ya da Suriye'nin sponsorluğunu yaptığı grupları, bir tek amcamlar veya ablamlar öğrenememiş. Biri çıkmış 'Kandil'in boşaltılmasına ABD izin vermez' diyor. Buna da geç kalmış bir 'Günaydın' çekelim. Bu PKK denilen örgüt ile Pentagon güdümlü, Tahran karşıtı PJAK birlikte yaşıyor, acaba haberleri var mı? Bahoz Erdal denen Suriyeli, Beşşar Esad'ın sınıf arkadaşı. En çok kanımıza dokunan önemli laf salatalarından biri STK'ların -Sivil Toplum Kuruluşları- düşüncesinin sorulması. 'Tam da sulh çubuğu safhasına gelinmişti' diyenler ayrı cins. Tanrı'nın günü asker öldürülüyor. Polis öldürülüyor. Fırıncı öldürülüyor. Bunları görmüyorlar, duymuyorlar. Bir subay eskisi, şimdilerde 'Kaymak iş' bulmuş, söylediğine bakın 'İnsanların özgür düşüncesini ellerinden alırsanız...'

...

Hemen her tartışmada mutlaka Ordu düşmanı gazeteden temsilci bulunmakta. Bir geceden geriye kalan en doğru söz Ali Nihat Özcan'a ait olandı: 'Ülkemizdeki sorun, bal gibi ayaklanma sorunudur. Bu yüzden önce güvenliği sağlamak zorundayız'.

***

TRUVA YAYINLARI'ndan üç kitap aldık. Aslında, bunlar ayrı gözükse de, aynı konuda 'Üçleme'. 'Orta Asya'nın Stratejik Suları' ile 'Orta Asya'daki Saatli Bomba-SU SORUNU' Dursun Yıldız'ın tek başına hazırladığı gerçekler. 'Doğu Akdeniz'de Küresel Satranç' ise Prof. Dr. Doğan Yarar-Dursun Yıldız ikilisinin çalışması. Altında zengin petrol ve doğalgaz yatakları bulunan ülkelerin bir bidon suya muhtaç konuma gelecekleri günlerin kapıda olduğunu anladık. Özellikle Türk Dünyası'nı zor bir gelecek beklemekte. Tezgahı hazırlayanlar hiç yabancı değil; 'Rusya ve ABD'.

(Akşam gazetesinden alınmıştır)