Aziz Yıldırım'ın 'Bükülmek bilmeyen gururu' ve 'Kafkas inadı' endişelendirmeye başladı. Vertigo da denilen 'Denge bozulması'na genelde içkulaktaki kemikler neden olur. Dileğimiz buna beyindeki bir arızanın sebep olmaması. Esas korkutan konu, pankreasının iltihaplanması. Bu işin nereye gidebileceğini düşünmek istemiyoruz. Başkan'ın Fenerbahçe Kulübü'nün Yönetim Kurulu Üyesi de olan doktorunun uyarısını hangi şartlarda yaptığını biliyoruz. Aziz Yıldırım, 'Sonunda göçüp gitmek bile olsa' böylesi açıklamaya karşı çıkmaktaydı. Ancak, pankreastaki kötüye gidiş devam ederse, sonucu tahmin zor değil. Hapishane şartları, basit müdahalelere yetebilen cezaevi reviriyle, olayın sonrasını görebiliyoruz. Kaldı ki Aziz Başkan'ın içine sokulduğu durum 'Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde bile olamaz. Başta yargı mekanizması olmak üzere tüm yetkili ve etkililere sesleniyoruz: 'Bu tutum geri dönülmeyecek sonuca gitmektedir'. Adalet Bakanı dahil, herkesi göreve çağırıyoruz. Ellerini çabuk tutmalarında yarar var. Vebalinin büyük olacağı akıldan çıkarılmamalı.

***

Yüzbaşı Mehmet Muzaffer'in kahramanlık öyküsü, bugünden itibaren kitapçılarda. 1914 yılında Galatasaray Lisesi'nden gönüllü olarak Çanakkale Savaşları'na katılan Mehmet Muzaffer'in ordu komutanı Halil Paşa'nın istediği lastikleri temin edişi, göz yaşartıcı. Yüzbaşının gerekli parayı, kalpazanlık yaparak temin etmesine, kahramanlık diyoruz. Tüccar, parayı Osmanlı Bankası'na götürünce gerçek ortaya çıkar. Çünkü Mehmet Muzaffer, sahte paranın üstüne küçük harflerle 'Bedeli Çanakkale'de kanla ödenecek' yazmıştır. Aynı Yüzbaşı, 1916 yılında Irak Cephesi'nde Felahiye Muharebesi'nde İngilizler tarafından boğazından vurularak şehit olmuştur. Kanına parmağını bastırarak eliyle 'Kıble ne yönde. Bölük intikamımı alsın' şeklindeki notu ise başka kahramanlık. Yüzbaşı Mehmet Muzaffer Metin Soylu'nun kaleminden Truva Yayınları etiketiyle çıktı.

...

Fatih Portakal, gazeteciliğe muhabir olarak başladı. Şöhretini kendine has tarzıyla sabah haberleri sunarak yaptı. 'ses'SİZ onun başarılı bir başka yanını, yazarlığını ortaya çıkardı. Konu başlıklarına baktığımız an vurulduk. İlki 'On 'Madenci'yi Hatırlayan Var mı?' idi. Hemen anımsadık. Afşin-Elbistan Termik Santralı'na linyit sağlayan insanların dramı bu. 2011 yılının 10 Şubat Perşembe günü toprak ve kömür yığınları altında kalıp, cesetleri dahi çıkarılmayanlar işleniyor. Başlarında dua edecek mezar taşı bile olmayanları, unutturmaya çalışan düzenbazlardan hesap soran yok. Fatih Portakal'ın 'ses'SİZ'i, sekiz inanılmaz gerçek öyküyü anlatıyor.

***

Muhteşem Yüzyıl ekibi önemli sosyal aktiviteye imza atacak. TMS Productions, Star TV ve bazı sponsor kuruluşların katılımıyla gerçekleşecek organizasyonun tüm geliri, Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'nın yeni çocuk köyü projesine aktarılacak. Katılımcılar TEM Stüdyoları'ndaki dizi setine konuk olacaklar. Muhteşem Yüzyıl'ın oyuncularının yanı sıra Revna Demirören, Gamze Aksoy, Feryal Gülman, Merve Gürsel gibi pek çok ünlü ev sahibi konumunda. Bu özel gece yarın saat 19.00'daki set gezisiyle başlayacak. Organizasyonda emeği geçenlere başarılar diliyoruz. Nazik davetleri için teşekkür etmeyi unutmuyoruz.

(Akşam gazetesinden alınmıştır)