Başbakan Yarcımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın  paralel yapı ile ilgili söylediği; “Bu tür yapılar, gücünü medyadan alabilir, yurtiçi yurtdışından alabilir, okul dershaneden olabilir. Yaşadığımız gerçeklerden hareket ederek, adanmışlık ruhu içinde, size talimat veren kişinin bürokratik yapılanma içindeki amiriniz değil de kendi yapılanmanızın içerisindeki hiç yargıyla ilgili olmayan kişiler ise bunların bir tehlike olduğunu düşünmemiz lazım” sözleri çok anlam ifade ediyor.

Bugün paralel yapının hizmetinde olup kendini gizleyen, paralel ile hiç ilgisi yokmuş gibi, hatta herkesin içinde paralel ile mücadele ediyormuş izlenimi vererek, böylece yapının içinde ama yönettiği kurumun da başında kalmayı başaran yöneticiler mevcut. Bunların çok iyi ortaya çıkarılması ve yönettikleri kurumdaki yöneticiliklerinin mutlaka ellerinden alınması gerekiyor.  

Cemaat veya cemaat liderlerinin asıl amacı, insanları Peygamberin ve Kuran’ın yolunda, dolayısı ile Allah’ın rızası üzerine yaşam tarzlarının kazanılmasına katkıda bulunmaktır. Devleti ele geçirip yönetmek asla değildir. Devlet işine karışmak da değildir. Böylece de cemaatler toplumda çok önemli rol üstlenirler. İnsanları İslam ahlakı ile ahlaklanmaları noktasında katkı sunduklarından, daha huzurlu bir toplum olma noktasında da önemli katkılarda bulunurlar.

Eğer, cemaat adı ile devletin bürokrasisini ele geçirme ve devleti yönetme, hatta Başbakanı, MİT başkanını hapse atmaya cesaret edecek kadar ileri gitmişse, bunun cemaat anlayışı ve yapısı ile bir ilgisi yoktur artık. İnanan insanlar şunu anlamalılar. Milyar dolarları, gazete ve TV’leri, Bankaları vs. yöneten Fethullah Gülen’in hem ABD’de yaşaması hem de CİA’nın kontrolünde ve yönetiminde olmaması düşünülebilir mi? Bu asla mümkün değildir. Zaten ABD Federal Soruşturma Bürosu  (FBI), 14 Haziran 2014 günü Gülen cemaatinin kurduğu “Concept School” okullarına bir dizi baskın yapmadı mı? Dikkat edin bu baskın Fethullah Gülen’e verilmiş olan bir mesajdı. O’da mesajı aldı ve biat etti. Esasen Fethullah Gülen ABD’nin esiridir ve verdiği tüm talimatları CIA’nın vermesini istediği talimatlardır. CIA’nın içindeki İsrail sevdalısı ekibin ve MOSSAD’ bağlantılarının da bunda önemli rolü bulunmaktadır. Müslümanın sarılacağı ip, peygamber sünnetleri ve Kuran’dır. Elbette bu yolda insanlara katkı sunan cemaatler ve topluluklar başımızın tacıdır.

Milletimiz dinine düşkün millettir. Dolayısı ile dini liderlere çok saygı duyması gayet doğaldır. Ancak bu yapı ile de ortaya çıktı ki, bazı güçler ele geçirdikleri Paralel yapıyı çok iyi kullanabilmektedirler. Bunu mutlaka görmemiz gerekiyor.

Paralel yapının en önemli argümanı eğitimdir. Bu nedenle de eğitimde bugün hala gizlenerek elde ettiği kurumları yönetmeye devam etmektedir. Bunu yapmak için de her yolu deniyor ve deneyecektir de. Gelecek nesillerimiz iyi yetişsin diye güvendi ve inandı insanlar. Ancak bugün yapının ne olduğu artık ortaya çıkmıştır.

Özellikle Üniversitelerde Paralel Rektörlerin varlığı inkâr edilemez. Hele bugünlerde Üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerinde sağ gösterip sol vurma tekniği uygulanmaktadır. Oyun içinde oyun.
Kastamonu Üniversitesi Genel Sekreteri Muhittin Sağlam 2012 yılında evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldüğünü hatırlatmak isterim. Ama hala bununla ilgili fail ya da failler bulunamadı. Üstüne üstlük bu dosya ile ilgili basın yasağı da kondu. Acaba bu cinayette paralel yapının parmağı var mı?  Rektör Prof. Dr. Seyit Aydın’ın uzun süren ısrarı ile Kastamonu Üniversitesi Basın Sözcüsü olarak bir süre görev yaptım. Bu konuda rektörlüğün hiç bir şey yapmadığını gördüm. Bunu hiç anlayamadım ve hala anlayamıyorum.

Rektör Aydın’ın Kastamonu yerel basının üniversite aleyhine yazdığı her yazı için dava açtırmam ve yerel basına baskı yapmam yönündeki tavrına karşı çıkışımla birlikte oradan ayrılmam da bir oldu. Orada bulunduğum dönem şunu gördüm. Rektör Aydın korkutabildiğini korkutup, sindirmiş. Benim görevim ise Üniversiteyi basınla dolayısı ile toplumla barışık daha da güçlü olması noktasında katkı sunmaktı.

Dahası Rektör Aydın’ın Rektörlük bütçesinden Pennsylvania’ya 4 kez gittiği söylentileri yaygın. Hâlbuki benim tanıdığım Prof. Dr. Seyit Aydın, paralel yapı ile mücadele ettiğini her platformda dile getirir. Bu konuda asla taviz de vermez.