Türkiye son günlerde “N.Ç. olayını tartışıyor.  Yani  13 yaşındaki bir kızı aylarca cinsel istismar ve tecavüz eden 26 kişinin aldığı ceza indirimi her kesimden insanın konusu. Ceza indirimine gidilmesinin nedeni ise tam bir hukuk skandalı: Karara göre N.Ç.  '26 sanıkla kendi rızasıyla birlikte oldu'.

Tekrarlayalım bahsedilen kızın yaşı 13. Daha çocukluktan çıkıp çıkmadığı bile belli olmayan küçük bir kız. O dönemde yani dokuz yıl önce olay yarıya intikal ediyor.   N.Ç’ye de Sosyal Hizmetler Kurumu sahip çıkıyor. Bakımını ve davasını da kadın örgütleri ve avukatlar üstleniyor. Pek çok kişi ve kuruluş sahip çıkıyor. N.Ç’nin olayın travmasını en az hasarla atlatabilmesi için uğraşıyorlar. Bir gün davayla ilgili yerel mahkeme karar veriyor. “N.Ç. kendi rızasıyla birlikte olduğu için sanıkların ceza indirimine tabi tutulmasına karar verilmiştir.” Karara N.Ç’nin avukatları itiraz ediyor ve dosya Yargıtay’a gidiyor. Yargıtay da kararın bir kısmını onayarak bir kısmı üzerinde de yeniden gözden geçirme yapılması için dosyayı yerel mahkemeye gönderiyor. Şimdi gözler Mardin’deki yerel mahkemede…

Psikiyatristler bile başa çıkamadı

Sivil toplum kuruluşları ve medya bu olayı tartışırken o günden bu yana N.Ç. psikiyatrik tedavi ve fiziksel tedavi görmüş… Anlattıkları psikiyatristlere ağır gelince onlar bile olayı başka meslektaşlarına devretmek zorunda kalmış. Dolayısıyla terapi süreci üç ayrı psikiyaristle devam etmiş. Şu anda terapiye ara vermiş. Bir anlamda çok çalışarak hayatın içinde kendi yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu yıllar içinde N.Ç. çok güzel şiir yazdığı farkedilince bu yönü teşvik edilmiş, liseyi de geçen sene bitirmiş bir genç kız. Şu anda da üniversiteye hazırlanıyor gazetecilik ya da hukuk okumak istiyor. Aynı zamanda İngilizce eğitim alıyor. Kısa filmler çekmeyi hayal ediyor.

Neden gazeteci ya da hukukçu olmak istediğini soranlara ise  ‘Gazeteci olursam benim gibi olan çocukların haberini yapmayacağım, hukukçu olmayı da bana bunları çektirenlere cevap vermek için istiyorum” diyor.

Bence son dönem hükümetin en umut veren bakanı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de Yargıtay’ın kararını kaygı verici olarak niteledi. “Kadın örgütlerinin de yaptığı açıklamalarda belirtildiği gibi, N.Ç'nin yaşadığı istismar ömür boyu onarılması güç travmalara neden olacak iken mahkemelerin ve yüksek mahkemenin aldığı kararlar kamu vicdanını yaralamıştır. Yargı makamlarının öncelikli görevinin mağduru ve cinsel istismara uğrayanın hakkını korumak olduğunu hatırlatmak isterim” diyen Şahin gibi bakanlar arttıkça belki de Türkiye’de artık daha umut verici gelişmeler olur. N.Ç. başına böyle şeyler geldiği halde toplumsal baskılardan korkan, gizleyen bu nedenle ortaya çıkmayan pek çok kızdan sadece biri. Ancak bu olay nedeniyle eğer hukuk sistemindeki akıl almaz ceza maddeleri elden geçirilirse belki de diğerlerinin hayatını değiştirecek.