1980 yılında gittiğimiz Hollanda’dan, 2015 yılında Türkiye’ye dönüş yaptık.

Ama Hollanda’yı çok özleyeceğimi de biliyorum.  

Çünkü Hollanda’yı çok sevdim ve orada başta Hollandaca olmak üzere çok şeyler öğrendik. Hollandaca sayesinde birçok başarıya imza attık. Bu cümleden olarak üç ayrı yüksekmeslek okulunu bitirdik. Çocuklara ve yetişkinlere yönelik  27 ayrı eğitim kitabı yazıp yayımladık.

İlkokulda Türkçe öğretmeni olarak başladığımız göreve Rotterdam Hugo de Groot Lisesinde sürdürüp Hollanda Türkçe Halk Eğitim Başkanlığına getirildik. Ve 27 yıl bil fiil çalışıp emekli olduk.

Aktif Siyasetteki Görevimiz

2003 yılında sosyal demokrat  İşçi Partisi PvdA’dan Güney-Hollanda Eyalet Milletvekili seçildik. Bu onurlu  görev bize Hollanda siyasetinin nasıl işlediğini çok güzel öğretti. Siyaset; bir uzlaşma, istişare, danışma, orta yolu arayıp bulma, consensüs ve birlikte çalışmak olduğunu gördük.

Eyalet seçimleriyle ilgili bir anımı da paylaşmak isterim. Seçim prograndası için bir Cuma günü bir camiye davet edildim. Hocamız minberden beni tanıtıp sözü bana verdi. Ben de kendimi tanıtıp PvdA İşçi Partisinden aday olduğumu belirttim. “İslam’da Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. İslam sosyal adalettir. Biz de parti olarak sosyal adaleti savunuyoruz. Ve Hollandalının Hollandalı olmayana üstünlüğü yoktur. Herkes eşittir. Ayrımcılık yasaktır.” Bu sözlerimiz çok takdir topladığı için vatandaşlarımızın oylarını almaya hak ettik.

 Bu dönemde Başbakan Sayın Erdoğan Hollanda’yı ziyaret etti.. 16 Haziran 2004 tarihinde kendisiyle ile basın mensuplarının önünde bir görüşmemiz oldu. Bu görüşmemizde Sayın Erdoğan’a (AP) Avrupa Parlamentosundan müjdeli haber verdik. AP’nun, 17 Aralık 2004 tarihinde yapılacak Türkiye’nin aday adaylığı oylamasnda büyük çoğunlukla “Evet” oyu vereceğini Erdoğan’a söyledik. Erdoğan tabii ki bu habere çok sevindi hemen orada bizi kendi partisine davet etti. Biz de teşekkür edip Hollanda siyasetinde kalmayı tercih ettiğimizi belirttik. Bu görüşmemizden tam altı ay sonra AP bizim de belirttiğimiz gibi üçte iki çoğunlukla Türkiye’nin aday adaylığını kabul etti.

Bu durum Türkiye için büyük bir başarıydı.

Bu birikimlerimiz sayesinde Demokratlar Birliği Partisi Genel Başkanlığına getirildik. İki yıl da bu görevde bulunduk. Özellikle eğitim, ekonomi ve eşit haklar konusundaki mücadelemizi burada da devam ettirdik.

STK’lardaki Görevlerimiz

Hollanda’da yaşayan 500 bin Türk’ü temsil eden Türkler için Danışma Kurulu (İOT) genel sekreterliği ve genel başkanlığı görevinde bulunduk. Buradaki en büyük başarımız Türklere de çifte vatandaşlık hakkının kazandırılması olmuştur. 10 Mayıs 1990 tarihinde dönemin Adalet Bakanı ile İOT adına görüşerek Türklere de çifte vatandaşlık hakkının verilmesini talep ettik.  Bakanı ikna ettik. Böylece çfte vatandaşlık hakkımız kazanıldı. O zaman kadar tabu olan Hollanda vatandaşlığı tabusunu yıktık. İlk beş yılda 150 binden fazla vatandaşımızı yaptığımız bilgilendirme toplantılarıyla çifte vatandaş yapmayı başardık.

1995 yılında kurduğumuz Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) aracılığı ile başta Hollanda Anayasası olmak üzere yedi ayrı kitabı yayımladık. Bu kitapları Hollanda düzeyinde yaptığımız tanıtım toplantılarında vatandaşlarımıza bedava dağıttık. Böylece 20 yıl içinde tam 20 bin kitabı Türklere hediye ettik. Bu kitaplar; Hollanda Anayasası, Hollanda Demokrasi Rehberi, Çocuk Hakları Rehberi, Çifte Vatandaşlık, Anadili Eğitimi, Hollanda Eğitim Rehberi, Terbiye ve Tahsil kitaplarıdır.

SİOT Başkanı olarak TBMM Başkanlığına yazdığımız bir dilekçede T.C. vatandaşlığından çıkmanın zorlaştırılmasını rica ettik.  Bu talebimiz yeni anayasaya alındı. .Böylece bizler için çifte vatandaşlık kolaylaştırılmış olacak.

Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Eğitim Komisyonunun iki yıl başkanlığını yaptık.

Rotterdam’da HDV’y bağlı Laleli Camisine iki yıllık bir görüşme sonucu bir buçuk milyon avroluk güzel bir binayı yarı parasına belediyeden satın almayı da başardık. Hayırlı olsun.

Hollanda Kraliyet Şövalyesi Nişanı

Hollanda’da yaptığımız bu güzel hizmetler mevyesini verdi. Hollanda Kraliyeti tarafından 2012 yılında devlet üstün hizmet madalyası olan “Şövalye” nişanına layık görüldük. Böylesi onurlu bir nişana da sahip olduğumuz için Hollanda’ya şükran borçluyuz. İşin en anlamlı yanı şudur. Biz Hollanda’daki Türk toplumuna hizmet ediyoruz. Bu hizmetlerimizin karşılığını Hollanda devleti şövalye madalyası ile ödüllendiriyor.

Son söz: Bu bir hizmet yarışıdır. Biz anavatana geri döndük ama gençlerimiz bu hizmetleri daha yükseklere taşıyacaklardır. Saygılarımızla.

Bu vesile ile herkesin yeni yılını kutlar sağlık, sıhhat ve esenlikler dileriz.